Herhangi bir düşünce, karşıtıyla karşılaşırsa özgün halinden eser kalmaz. Karşıtından mutlaka etkilenir ve değişir. Bu da yok olduğu anlamına gelir. Aynı zihindeki karşıt düşünce baskısına çelişki denir. Zihin, çelişki karşısında birbirini parçalayan düşüncelerini ölümlerine terk etmek zorundadır ve üçüncü düşünceyi üretmelidir. Zihin, yok
Zeka tefelsüfe mâildi... Muttasıl düşünür.
Okur, okur ve hatmettiği resâ'ilden
Birer hûlâsa-i hikmet yapardı; sonra gelen
Gelen geçen ne kadar âşinası varsa tutup
Mütâ'alâtını söyler: Filân nasıl düşünür,
Nasıl yazar, nasıl icmâl ü içtihad eyler,
Bütün bu şeyleri tekrâr ederdi... Gâh unutup
Gurûr-u hikmeti, şâirlenirdi; ben ekser
Onun bu
Azar azar,sabırla ve sistemle varlığımıza sindirilen yalan zehri bir gün bizi farkında olmadan zehirleyecek ve önceden istemediğimiz, belki tasavvur bile etmediğimiz hareketlere sürükleyecektir. Bir çocuğa "baban sana düşman" de. İsterse o babasını çok sevsin ve bunu her gün bir defa tekrarla. Yemin et ve her defasında yeminine uydurma delil ekle bir gün o çocuğa babasını öldürtebilirsin.
‘’Acı ruhun fiyakasıdır’’ derler ya hani… Gerçekten öyleymiş. Fiyakalı bir acıya sahibim nicedir. Kalbim sıkışıyor aklıma geldikçe. Kapısı olmayan bir kafeste kuş beslemeye çalışmakmış onu sevmek. Ardında bir tüy bile bırakmadan uçup gidince anlıyor insan. O meğer geri dönüşü olmayan en güzel eksikliğimmiş… Beni mutlulukla cezalandıran
— Gece yatağına uzandığın zaman, o gün ne yaptığını ve yarın ne yapacağını kendine sormadan uyuma.
— Her gün iyi bir eserden yüksek sesle beş on sayfa oku. Bu sayede konuşma ve söz söyleme yeteneğin gelişir.
— Rastladığın edebî, felsefi bazı güzel parçaları ezberle. Bu sayede hem kelime ve ifade hazinen zenginler, hem de hafızan kuvvetlenir.
— Dilini tut ve bil ki, dil yarası bıçak yarasından daha kötüdür.
Her gün oku.
Her şeyi oku. Ağaç olmak nasıldır, Van Gogh olmak nasıl-
dır, İkinci Dünya Savaşı’na katılmış olmak nasıldır? Öğren.
Bir gün hepsi, bir yapboz gibi, birleşip sana inanılmaz ger
çekleri gösterecek.