Kürk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali’nin ilk okuduğum kitabıydı. Okuma alışkanlığı kazanmaya çalıştığım günlerde bana etkisini en fazla hissettiren kitaplardan biri. İçinde, beğendiğim pek çok alıntı söz var. Bu yazıda bazısına değineceğim fakat öncelikle beni etkileyen olayı anlatacağım:
Raif Efendi’nin aşk hikayesi çok ilginç fakat beni en çok şaşırtan şey kitabın sonunda okuduklarımdı. Raif Efendi Maria Puder’e aşık oluyor ve bu karşılıklı bir aşk fakat kavuşulmayı beklerken bir anda son bulan bir aşk. Raif Efendi Maria Puder’den hiçbir haber alamıyor ve ona karşı derin bir öfke, kırgınlık hissediyor ki ben dahi kitabın sonuna gelmeden önce Maria Puder’e karşı bir kızgınlık duyuyordum.
“Dünyada tek bir insana inanmıştım. O kader çok inanmıştım ki bunda aldanmış olmak, bende artık inanmak kudreti bırakmamıştı.”
“Hayatta en güvendiğim insana karşı duyduğum bu kırgınlık, adeta bütün insanlara dağılmıştı; çünkü o benim için bütün insanlığın timsaliydi.”
Raif Efendi’nin bu sözleri, hayatını ve fikirlerini bir nevi gözler önüne seriyor fakat bu on yılın bir yanılgıdan ibaret geçmiş olduğunu öğrenmek çok kötü bir durum. Hiç beklemediği anda karşılaştığı birinden bir akşam vakti bunları öğrenmesi ve on yılın tek bir akşama feda olması ne ilginç. Bu şokun üzerine bir de karşılaştığı kadının yanındaki kızın Raif Efendi ve Maria Puder’in kızı olduğunu öğrenmesi tüylerimi ürpertmişti. Okuyucu bu kitabı okuduğu zaman, kitap onu bir girdap gibi içine alıyor. Kitabı bitirip kapattıktan sonra bile kendimce bir son düşündüğüm bile oldu ve bir süre bu kitabın etkisinde kaldım.