Şuana kadar okuduğum kitaplar içinde en beğendiğim alıntılardan biri ile başlamak istiyorum incelememe.
"isteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğimi fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiilerin daimi bir mesulünü bulmuştum: buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün
Kitabı yeni bitirdim, incelemenizi okuduğumda benim düşüncelerimle birebir örtüştüğünü gördüm... artık inceleme yamama gerek kalmadı :) paylaşıyorum izninizle... kaleminize sağlık...
Serebrenitsa katliamından sonra Sırplar, Boşnakların mezarları bulunmasın diye derin çukurlar açmışlar ve mezarların etrafını bitki örtüsüne uygun şekilde yeşillendirmişler. Öyle ki uydu fotoğrafları bile işe yaramıyordu.Ta ki mavi kelebekler ortaya çıkana kadar...
Mavi kelebeklerin sayısındaki artış uzmanların dikkatini çekmişti. İncelemeler yapılmaya başlandı. Mavi kelebeklerin yoğun görüldüğü yerlerde bitki örtüsünde ilginç bir zenginleşme vardı. Bitki ötüsündeki bu zenginleşmenin nedenini araştırırken korkunç gerçekle karşılaştılar. O bölgeler toplu mezarlardı. Gömülen bedenler toprağa karıştıkça toprağın besleyiciliği artmıştı. Topraktaki mineral ve protein zenginliği lavinia'ların ( ölüm çiçekleri) fışkırmasına sebep olmuştu. Bu çiçeğin özü ile beslenen mavi kelebeklerin sayılarının artması ve belli bölgelerde yoğunluk kazanması bu yüzdendi.
Bu sayede 300 toplu mezar bulunmuştur.
İşte bu yüzden Bosna'da mavi kelebeklerin kanatları hem ölümün hem de yeniden doğuşun simgesidir...
hizliresim.com/7BgXEL
Ben 38, kız kardeşim 35 yaşında. Yıllardır bana hep “öğretmenlerden nefret ettiğimi biliyorsun ama yine de gittin öğretmen oldun, bu hayatta sevdiğim tek öğretmen sensin.” der.
İlkokul Öğretmeni yüzünden oldu böyle, ben dört, kardeşim ikinci sınıftaydı.Bir gün bir öğrenci derste bizim sınıfa gelip beni kardeşimin öğretmeninin çağırdığını
Benim bir arkadaşım da öğretmeninin çok kötü tavırlarına maruz kalmış, sırf adı Ali diye, herkesten uzakta oturturmuş, tek başına, köşede...sorulara cevap verse de dayak atarmış, vermese de... oysa ufacık bir çocuğa yapılacak şey midir bu... öğretmenlik o kadar önemli bir meslek ki... o çocuğun geleceğini biçimlendirip hayatını belirliyor... tüm öğretmenlerin ufacık kalplere ilerde çiçek açacak tohumlar ekmesi dileğiyle...
Fethullahçı terör örgütü kendisini eğitim öğretim hizmetinde yer alan bir kuruluş gibi göstermiştir. Bu örgütün, 40 yıldır kanserli bir hücre gibi büyümesi dini değerleri öne çıkaran kimliği sayesinde mümkün olmuştur. Milletimiz meşrebi ne olursa olsun, Allah diyen, peygamber diyen, en azından böyle gözüken herkesi desteklemiştir. Rahmetli Özal, Demirel, Ecevit, hatta biz bu yapıya destek olduk. Ben de katılmadığım pek çok yönleri olmasına rağmen bunlara yardımcı oldum. Allah dedikleri için müsamaha gösterdik. Ortak bir yanımız var, dedik. Ama inanın bana, aynı menzile giden farklı yollardan biri gördüğümüz yapının, sinsi emellerin örtüsü olduğunu uzun süre göremedik. Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Bundan dolayı hem Rabbimize, hem de milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de, milletim de bizi affetsin.