“Harbiyeli aldanmaz!”
Eğitim kurumlarımız içinde gerçek bir gelenek sahibi olan ve eğitim kalitelerini sürekli yükseltmeleri nedeniyle uygar dünyadaki benzerleriyle hemen her açıdan olumlu olarak karşılaştırılabilecek yegâne eğitim kurumlarımız askerî okullarımız olduğu gibi, mezunlarının bir sınıf olarak mesleklerini gene uygar dünyadaki benzerleri düzeyinde, hatta bazı alanlarda daha üstün bir seviyede icra ettiği yegâne mekteplerimiz gene askerî okullarımızdır.
Sayfa 481 - İş bankasıKitabı okudu
‪Çocukluk,yeniyetmelik ve gençlik yıllarındaki üç kademeli öğretimde,okul sıralarında,kitapların arasında;sadece sınav,derece ve diploma odaklı çok kötü yöntemlerle,doğaya aykırı ve anti-sosyal bir sistemle;pratik çıraklığı aşırı derecede geciktirerek,yatılılıkla,yapay ‬ ‪alıştırmalarla ve zihinleri ezberle doldurarak,sürmenajla;öğrenciyi bekleyen geleceği,yetişkinlik dönemini,yetişmiş adamın yerine getireceği erkekçe görevleri,genç insanın yakın bir gelecekte içine düşeceği gerçek dünyanın soyutlamasını,etrafını kuşatacak olan ve uyum sağlaması ‬ ‪ya da peşinen boyun eğmesi gerecek toplumu;kendini savunmak ve ayakta kalmak için daha en baştan donanımlı,silahlı,tecrübeli ve sert bir şekilde girişmesi gerekecek ekmek kavgasını hiç göz önünde bulundurmadan yapılan çok uzun ve yoğun kuramsal hazırlık.Bizim okullarımız o ‬ ‪vazgeçilmez donanımı,diğerlerinin tümünden daha önemli o edinimi,iradenin ve sinirlerin doğru yöndeki o sertliğini sağlayamıyorlar;tam tersine,ilerideki nihai yaşamı için niteliğini arttırmak bir yana,daha da azaltıyorlar.Bu yüzden,dünyaya girişi ve pratik eylem alanındaki‬ ‪ilk adımları çoğu zaman acılı düşüşlerden başka bir şey olmuyor;uzun süre yaralı bereli,bazen de sonsuza dek sakat kalıyorlar.Bu çok sert ve tehlikeli bir sınav,zihinsel ve ahlaki denge altüst oluyor ve bir daha düzelmeme riski taşıyor,hayal kırıklığı çok ani ve topyekun geliyor;‬ ‪hüsranlar hep çok büyük,yıkımlar hep çok şiddetli oluyor.‬ ‪
Reklam
Okullarımız elimizden alındığı an biz biteriz. Tıpkı mayasız hamur gibi çökeriz.
Eğer okullarımız öğrenciler arasında Hristiyan çoğunluğa karşı kendi saygın dinlerini savunmaya teşvik edilebilecek belli oranda Müslüman ve Budist öğrenciyi içerseydi, bu takdire şayan bir şey olurdu. Bu durum rasyonel olmayan inançların gücünü kırabilirdi.
Yusuf ismi ülkemizde en çok kullanılan isimler arasında yer almakta olup dört yüz elli bine (450.000) yakın Yusuf ismi vardır. Her iki yüz kırk kişiden birinin ismi Yusuf olduğu ülkemizde bu kadar Yusuf ismi var da peki neden iffet adına bir şey yok!? Çünkü ilk olarak; ismini koyanlar Yakub (as) gibi davranmıyor da onun için. Çağın Yakub’u ol(a)mayanlar evlatlarına çağın Yusuf’u olması için bir ahlak vermiyorlar da onun için. ‘Benim evladım Yusuf gibi güzel olsun’ diyorlar ama ‘onun gibi iffetli, erdemli, liyakatli ve emanete sahip olsun’ demiyorlar da onun için. Ülkemizde ismi Yusuf olan adeta bir ordu var fakat ahlak konusunda iffetin ‘i’sine rastlanılmayan bir haldeyiz. İşte okullarımız, sokaklarımız, caddelerimiz, evlerimiz…
Sonunda beni okuldan aldılar. Mini mini bir ferace ve yaşmak hazırladılar. Ben babama ''Okuldan nasıl çekileceğim? Cahil kalacağım'' diye ağlayıp sızladıysam da kar etmedi. Babam ''Onu merak etme kızım. Ağlama. Bu görenektir. Kız on bir yaşına geldikten sonra yaşmaksız, feracesiz sokağa çıkamaz. Biz bu adete uymak zorundayız. Sonra herkes bizimle alay eder. Ama derslerini merak etme. Senin derslere sevdan oldukça kendini geliştirebilirsin. Ben de sana ders veririm. Ne yapalım? Hala kızlara has okullarımız, kadın hocalarımız yok...
Sayfa 23 - Timaş Yayınları, Hazırlayan: Suavi Kemal Yazgıç, İstanbul, 2003.
Reklam
648 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.