Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.14
264 syf.
·
Puan vermedi
Küçük Bir Tema İncelemesi
Toplum içinde kabul görmek için kişisel kokuya ihtiyacımız olduğu hiç aklımıza gelmiş miydi acaba? İtiraf ediyim benim aklıma gelmemişti.
Evet toplum içinde kabul görmek ve sıradan birisi olarak hayatımızı sürdürebilmek için temiz olmamız, güzel kokmamız gerektiği algısı çoğumuzda var ama ya kişisel kokularımızın varlığından haberdar mıyız? Kişisel kokularımızın görünüşümüze etkisinden, etkili hitabet yeteneğini desteklediğinden, insanın aurasının kokusuyla desteklendiğinden haberdar mıyız? Ya da kokusuz koku dediğimiz anne ile bebek arasında bağlanmayı sağlayan feromonlardan... Okurken yaşadığımız bildiğimiz hatta gördüğümüz şeylerin insan var olduğundan beri olması onun üzerine düşünmeyi de güçleştiriyor bir bakıma. Koklayabildiğimiz veya koklayamadığımız tüm kokular beyinde işlenip; işitme, tat, görme duyuları ile birleşince tamamlanmasının yanında anıları uyaran, güven veren yeri geldiğinde heyecanlandıran yeri geldiğinde öfke ve kontrolü sağlayan mükemmel bir denetim mekanizmasının yapı taşları olarak düşünebiliriz. Varmak istediğim tek bir nokta var, o da; bir anlığına da olsa derin bir nefes alıp koku üzerine bir kaç dakika düşünmek, düşündürmek. Evet her kitabın bir amacı vardır ve bu amaç anahtar kilit uyumu gibi her okuyucuda ayrı bir etki yaratır. Bende ki etkisi; kokuyu düşünmek ve düşündürmek için böyle bir inceleme yazmak oldu. Umarım sizde benim gibi bu kadar koku üzerine konuşunca hafızamda canlanan, çocukken fırından yeni çıkmış ekmek kokusunun verdiğini mutluluğu duyumsamışınızdır...
sclentless apprentice
Öncelikle kitaptaki betimlemelere hayran kaldığımı söylemek isterim. kitabın ilk sayfalarında tasvir edilen kokular gerçekten midemi bulandırmıştı. hikayeye gelecek olursak karakterimizin zorlu hayatı daha dünyaya gözlerini ilk açtığı anda berbat bir balık tezgahının altında başlıyor. hayatı boyunca hiç sevgi görmüyor. şefkat görmüyor. bunların arasında bir de garip iki özelliği var karakterimizin. birisi kokusuz olması birisi de kokuları çok iyi anlayıp ayırt edebilmesi. hayatı boyunca insanların onu sayacağı normal göreceği yanından geçtiklerinde onu arzulayacakları o kokuyu bulmaya kendini topluma kabullendirmeye saygı görmeye çalışıyor. her şey bu kusursuz kokuya bağlı. ve bu kokular için yapmayacağı şey yok. katil olmak da dahil. kitabın sonu çok güzeldi bir o kadar da ürkütücüydü. kitabı okuduktan sonra bir de üzerine nirvana-scentless apprentice dinlerseniz tadından yenmez. güzeldi vesselam.
İngiltere den yemen'e gönülsüz ve habersiz gelin giden iki kız kardeşin dramatik hikayesi ve bir annenin kızları için verdiği savaş...olayların öbeğinde bulunan zana muhsenin kendi anlattıklarına dayanan kitap oldukça sürükleyici ve çağdaş köleliğin gerçekte nasıl olduğunu açıkça gözler önüne seren bir kitap kadınların erkek egemen bir toplum içinde köle den farksız olduğunun kanıtı...okurken sitem edecek üzülecek belki de göz yaşı dökeceksiniz... 10.06.2015
Okul bireylerin eğitiminde ne kadar gereklidir? Bunca yıldır bu kadar insan acaba yanlış mı yaptı, oldukça cüretkar iddialar, “okul”un eğitimde olmazsa olmazlardan biri olmadığı hatta yarardan çok zarar getirdiğini öne sürüyor yazar, bence ıskalanmamalı (ya çeviriden ya da yazarın yetersizliği, her bölümün üzerinden birkaç kez geçmek gerekiyor) #ıvanıllıch #ivanillich #okulsuztoplum #okulsuzeğitim
Gustave Flaubert - Madame Bovary
Gustave Flaubert'in, "Madame Bovary: Taşra Hayatı" esas adıyla 1856 yılında yayımlanan eseri realizm akımına ön ayak olmasıyla bilinmektedir. Gustave Flaubert bu eseri 5 yılda tamamlamıştır. Eser, romantizm akımına da bir eleştiri niteliğindedir. Eser ilk yayımlandığında müstehcenlik nedeniyle Gustave Flaubert'e dava açılmıştır
Çinlilere karşı önyargısı olan herkes okumalı
ilk sayfa sıkıyor ne anlatılıyor diye düşündürüyor insanı ancak devam ettikçe anlaşılıyor Çin halkının zihniyeti yaşantısı gerçekliği. okumaya başlamadan önce ne kadar önyargılı idim anlatamam sonuçta pandemi evlere girmek zorunda kaldık online eğitim hepimizin şaftını kaydırdı ancak ailelerimiz ile de hiç bu kadar yakın olmamıştık. velhasıl
