Okulsuz Toplum adlı bu kitapta, Ivan Illich’in öğrenimin kurumsallaştırılmasını sorguladığı makaleler bulunmaktadır. Henüz küçük bir çocukken, etimizin ve kemiğimizin ailemiz ve öğretmenlerimiz arasında pay edilmesiyle paylaşan okul maceramızı farklı açılardan inceler ve irdeler. Ivan Illich, hastanede doğup hastanede ölen, yani bir kurumun elinde doğan ve kurumlarla dolu bir dünyada yaşayıp, bir kurumda ölen insanlar olarak durumumuzun pek de iç açıcı olmadığını vurgular. Okulun, statükonun korunmasına vesile olan araçlardan biri olduğundan dolayı bu prestije sahip olduğu yolundaki tezini kanıtlamaya çalışmaktadır. Ona göre, günümüzdeki okullar, eğitim açısından etkisiz olduğu kadar, bölücü bir nitelik de taşımaktadır.
İnsanların çoğu sahip olduğu bilgilerin önemli yüzdesini okul dışında geçirdiği zamanlarda edinir, ancak birkaç zengin ülkede giderek artan süresi ile insanlar için adeta bir hapishaneye dönüşmüştür.
Çocuklara küçük yaştan başlayarak değerlendirme ve diğerleriyle beraber olma fırsatı vermek, onları yeni girişim ve ortaklar bulmaya karşı hayat boyu sürecek ilgiye hazırlar.