Uzun uğraşlarım sonrası sanırım arkadaşıma, okuma alışkanlığı kazandıracağım. Dile kolay liseden süre gelen tam on iki yıllık arkadaşlık. Zannediyorum ki o, en yakın arkadaşım benim. Hayatının en ince ayrıntılarını bile anlatır bana, tabi bende ona. Kendisi öğretmendir benim gibi ancak benim aksime atanmış hayatını düzene koymuş biridir. Hayatında
Mahsun olma Burma, sevin!
Medeniyet getireceğiz sana,
Ölmez veya kör olmazsan göreceksin!
Medeniyet dediysek sizi medenileştireceğiz demedik. Medeni insanları göreceksin, onlara hizmet ederken…
Kulüpte biz briç oynarken hizmet için sizi içeri çağırırsak o zaman göreceksin. Gramafon sesi gelecek kulağınıza, medeniyetle tanışacaksın. Ya da
İnceleme Öncesi Giriş Notu: Bu incelemeyi okumak yerine karakter incelemesinden bölümlerin tek tek incelemesine kadar dinlemek istiyorum diyenlere gelsin:
youtube.com/...H7zx6Tmq0UwH...
Çeviri Notu: Bu kitabın dilimizdeki üç çevirisinin de karşılaştırması
. . .
ŞİİR-MİİR
K/aralamalar
(Not: Mükerrer kayıtlar, sâir hata ve düzenlemeler bir ara yapılacaktır inşallah, diyelim... Bu hususta okurlardan özür dileriz...)
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
Roman Sanatı Eserinin Tercümesine Önsözü:
ROMANA DAİR BAZI HAKİKATLER
İnsan, bütün hayatında alâka duyduğu bir mevzu üzerine bazı suallerle karşılaşınca, fikrini istediği gibi anlatabilmek için bir kitap yazmak veya hiç olmazsa bir konferans vermek lâzım geldiğini düşünmeğe başlıyor. Ancak, konferans dinletmek şöyle dursun, verdiği
Adı her yıl nobel için geçse de her ne hikmetse (!) bir türlü aday gösterilmeyen yüzyılımızın halen yaşamakta olan edebiyat ustalarından olan Murakami'den bir öykü kitabı:
‘’Kadınsız Erkekler’’
Her biri bir sebeple terkedilmiş erkeklerin birbirinden farklı 7 adet hikâyesinden oluşuyor. Kadınlar için; Terkedilen/aldatılan erkeklerin
Eski bir kitabın sayfaları arasında sakladım. Kötü olansa, her satırın içime işlemiş olması. İstesemde unutamam ama nefeste olamam. Okumaktan yana asla bıkmam ama eskiden olduğu gibi, yaşatamamda hislerimi. İstesem bundan sonra tek kelime bile yazmam ama bu da elimde değil. Koparıp atamam ama beni çürütmesine de göz yumamam. İhtiyacım olan asıl şey, içimde kalanların çürümesine izin vermekken, benim her seferinde yeniden kendimi çürütmeyi seçiyor olmam. Bu beni aptal mı yapar? Evet. Bu beni aptal yapar. Hiçbir şeyi ulu orta bırakmadım diye ortada kaldım. Ortada kalmama rağmen kendimi bir türlü ortada bulamadım. Kendimi kaybettim. İnsanlar yaşadı, ben ise çok şey kaybettim hayatta. İnsanlar zaman harcarken ben kendimi harcadım. Bunu anladım. Gözlerimi kapattım, sesimse bugünkü olduğundan fazla çıkmadı. Kırıldım, söylendim, en sonunda da geçtim. Yetmedi, döndüm, dolaştım, başladığım noktaya yeniden geldim. Boşu boşuna kalktım enkazın altından, boşu boşuna sesimi duyurmaya çalıştım. Olsun, yinede güzeldi her şey. En azından söyleceklerimi söyleme fırsatını buldum. İçimde biriktireceğime, taştım. Kanıma karışacağına, sayfalara karıştırdım. Başka bir hayat buldum kendimde. Bu beni aptal mı yapar. Hayır. Bu beni aptal yapmaz. Sadece bazı şeylerin farkına varmış mutsuz bir adam yapar. Farkına varmak güzel şey ama mutsuz bir adam olmak için aynı şeyleri söyleyemem...
İncelemelerimi okuduğum kitabın bende bıraktığı tesire göre yapmaya çalışıyorum. Yoksa ben gibi alt düzey bir okuyucu bilmem kaç tane satmış bir kitabı nasıl değerlendirebilsin ki?
Fatih Duman ' ın bu okuduğum üçüncü kitabı. En az bu kitabı severek okudum. Sanki yazılmış olmak için yazılmış. Gereksiz tekrarlar ve aynı sahnenin kişilere göre ayrı
Elimde mis gibi, dertsiz, tasasız bir üçleme tutuyorum. Neden mi? Çünkü bu üçleme sanırım paralel evrenlerden birinde geçiyor ya da bir ütopya. Aksi halde okuduğum bin küsur sayfanın başka bir açıklamasını yapamam.
Geçtiğimiz haftalarda kendi kendime bir karar almıştım. Artık kimsenin okuma zevki hakkında yorum yapmayacağım ve yaşımın getirdiği
Sanırım en uzun yorumum bu olacak :) Bir kitaptan bir şey öğrenebilmem benim için çok önemli. Birçok kitabımı da bu sebeple okurum. Ve belki yine bu sebepten klasik dram ve özellikle aşk hikayeleriyle dolu kitapları okumaktan sıkılırım. Bu kitaba da ön yargıyla yaklaşmıştım, yazar şimdiye kadar okumadığım birisiydi ve kitabı dram türündeydi. Ama
Elimde mis gibi, dertsiz, tasasız bir üçleme tutuyorum. Neden mi? Çünkü bu üçleme sanırım paralel evrenlerden birinde geçiyor ya da bir ütopya. Aksi halde okuduğum bin küsur sayfanın başka bir açıklamasını yapamam.
Geçtiğimiz haftalarda kendi kendime bir karar almıştım. Artık kimsenin okuma zevki hakkında yorum yapmayacağım ve yaşımın getirdiği