Bir süre önce Demirkubuz filmografisini bitirmeye karar verdim ve yeraltı filmini de izlemiş oldum haliyle. Zeki abim filmi yeraltından notlar kitabından esinlenerek yaptığı için meraklandım ve kitabı da okumak istedim. Bu yaşıma gelip de bu kitabı okumamış olmanın utancını taşıyorum elbette ama film ile üst üste tüketmenin ayrı bir güzelliği olduğunu söylemem gerek. İyi ki okumamış ve film ile denk getirmişim.
Çok büyük yazarlar ve onların çok büyük eserleri ile ilgili eleştiri yazısı paylaşmak bana hep biraz garip gelmiştir. "Ben kimim ki?" Diye düşündüğümden her halde, üstüne bir şey söylemem gerektiğinde kelimeler kafamdan uçup gidiyor. "Çok iyiydi!" Diyebilirim. Haliyle. Onun haricinde kitabın çok garip bir havası var, kendini bir şekilde okutuyor; ara vereyim, okumaya sonra devam ederim diyemiyorsunuz yani. Artık çok da etkileyici olmadığını düşündüğüm kısımlarında bile kendimi okumaya devam ederken buldum. Benim için tek problem tüm kitap boyunca devam eden "beyler" hitabı. Bu o kadar çok geçiyor ki, kitap benim için yazılmamış gibi hissettim. Sanki okumamam gereken bir şeyi, birinin günlüğü gibi mesela, gizlice okuyormuşum gibi. Bunun harici de bir eleştirim yoktur...