140 syf.
10/10 puan verdi
Bir süre önce Demirkubuz filmografisini bitirmeye karar verdim ve yeraltı filmini de izlemiş oldum haliyle. Zeki abim filmi yeraltından notlar kitabından esinlenerek yaptığı için meraklandım ve kitabı da okumak istedim. Bu yaşıma gelip de bu kitabı okumamış olmanın utancını taşıyorum elbette ama film ile üst üste tüketmenin ayrı bir güzelliği olduğunu söylemem gerek. İyi ki okumamış ve film ile denk getirmişim. Çok büyük yazarlar ve onların çok büyük eserleri ile ilgili eleştiri yazısı paylaşmak bana hep biraz garip gelmiştir. "Ben kimim ki?" Diye düşündüğümden her halde, üstüne bir şey söylemem gerektiğinde kelimeler kafamdan uçup gidiyor. "Çok iyiydi!" Diyebilirim. Haliyle. Onun haricinde kitabın çok garip bir havası var, kendini bir şekilde okutuyor; ara vereyim, okumaya sonra devam ederim diyemiyorsunuz yani. Artık çok da etkileyici olmadığını düşündüğüm kısımlarında bile kendimi okumaya devam ederken buldum. Benim için tek problem tüm kitap boyunca devam eden "beyler" hitabı. Bu o kadar çok geçiyor ki, kitap benim için yazılmamış gibi hissettim. Sanki okumamam gereken bir şeyi, birinin günlüğü gibi mesela, gizlice okuyormuşum gibi. Bunun harici de bir eleştirim yoktur...
Yeraltından Notlar
Yeraltından NotlarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2020125,9bin okunma
59 syf.
4/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
57 sayfa, oku oku bitmedi. Neredeyse yarıda bırakacaktım. Çok kısa olduğu için devam ettim. Yazara saygısızlık etmek istemem ama beğenemedim. Edebi olarak yetersiz ve dağınık bir kitaptı. Nostalji esintilerinin verdiği kişisel keyiften dolayı 4puan verdim. Belki kitap isminin güzelliğinden dolayı fazla beklentiye girdim, belki de bir Oscar Wilde romanının hemen ardından okumamam gereken bir kitaptı çünkü çıtayı yükselttim. Her halükarda 57sayfa olduğu için okusanız da bir saat kaybedersiniz diyebileceğim bir kitap. Kötü deneyimler de güzel deneyimleri anlamlı kılar. Kitabı çok beğenenler de olmuş; ama ben çok yetersiz buldum. Argolar ve günlük dil bazı kitaplarda çok güzel kullanılabiliyor ama bu kitapta kullanılış biçimi kitabı “herhangi birinin elinden çıkmış” gibi göstermiş..
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201428,9bin okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Okumamam gereken bir kitap buldum
Genel geçer açıklamalarla "sorunlu" çocukların(!) durumlarının incelendiği kitap. Okunmaya değeceğini düşünmüyorum. Dilinin ne eğitime ne de psikolojiye uygun olduğunu düşünüyorum... "Çocuğun gelişiminde baba otoritesi çok önemlidir, boşanmış annelerin bu konuya çare bulmaları gerekir, hiç olmadı anne kendi anne babasının yanına gitmelidir ki çocuk erkek otoritesinin bulunduğu yerde faydalı gelişim sağlayabilirsin. " açıklamasından sonra kitaba karşı sessiz kalmak istemedim açıkçası. İlk olarak diyeceğim; otorite kelimesi bu konulara hiç yakışmıyor hem soğuk hem itici hem de çocuğun üzerinden sorumluluk bilincini tamamen alıp çocuğu yönetilir addeden bir ifade. Sadece anne, sevgi ile sadece baba, disipline ediciliği ile anıldığı sürece etkili bir sonuç alınamayacağı ortadayken böyle kitapların basılmasına anlam veremiyorum. İkincisi ise ebeveynler arası tutarlılığın çocuk ruhsağlığı açısından öneminin göz ardı edilmesi. Tek bir paragrafta bile söyleyeceğim şeyler bitmiyor aslında ama bu kadarının yeterli olduğunu düşünüyorum. Tavsiyem okumamanızdır.
Sorunlu Çocukların Eğitimi
Sorunlu Çocukların EğitimiHatice Kübra Ergin · Hepsi Çocuk Yayınevi · 20081 okunma