Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Demet Aşkın yazdı... EFELYA & ŞİİRKENT'İN NARÇİÇEĞİ YA DA FERHAT İLE ELİF... "vakit çiy demi adını fısıldıyor gecenin dudakları neredesin..." Yazar ve şair Mehmet Binboğa'nın ilk romanı olan Efelya'yı bir gecede bitirmiştim. Efelya'da hikâye; Erzurum- Eskişehir, Italya
“ Çok okur musunuz “ diye sordu. “ Evet… eskiden kalbimle okurdum. Şimdiyse beynimle. “
Reklam
Ben de :)
""Çok roman okur musunuz? Öyle mi? Ben de, birtakım kitaplar okurum; daha çok roman dışı kitapları yeğlerim..'
BEYAZ LÂLE Hudutta bozulan ordu iki günden beri Serez’den geçiyordu. Hava serin ve güzeldi. Ilık bir sonbahar güneşi, boş, çimensiz tarlaları, üzerinde henüz taze ve korkak izler duran geniş yolları parlatıyordu. Bu gelenler, gidenlere hiç benzemiyorlardı. Bunlar adeta ürkütülmüş bir hayvan sürüsüydü. Hepsinin tıraşları uzamış, yüzleri pis ve
"Çok okur musunuz?" "Hem de nasıl! Sabahtan akşama dek bütün günüm boş, okumayıp da ne yapayım? Durmadan okuduğum için kafamın içi boşalıyor, sanki kafamda düşünceler yerine gölgeler dolaşıyor."
Sayfa 207Kitabı okudu
- Yalnızken kendinizi nasıl oyalıyorsunuz - çok okur musunuz? - Bunun için vakit ve okuyacak kitap bulursam okumak en sevdiğim meşgaledir.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Dağgelinciği usulü, kültürümüzün o kadar derinlerine işlemiş ki savaşma kabiliyetimiz yok. Hatırlamıyor musunuz? "Her kim dağgelinciği usulü okur, sever ve yaşarsa ışığın muhafızı olur, başka dünyaları kendi içindeki gibi ulvileştirir."
Sayfa 42 - April YayıncılıkKitabı okudu
Milletvekili ve eski Hariciye Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras anlatıyor: "Mustafa Kemal o gece bazı arkadaşların davet edilerek nezdinde toplanmaklığımızı istedi. Öylece de yapıldı. Hatırımda kaldığına göre, o gece dokuz, on kişi kadar vardık. Bulunanlar arasında İsmet İnönü'yü, Muhtar Bey'i, Yunus Nadi'yi ve Kılıç Ali'yi hatırlıyorum. Ciddi işler konuşulduğu vakit Atatürk'ün yanında kahveden başka bir şey içilmezdi. O geceki müzakere uzunca sürdü. Bittiği zaman gece yarısını geçeli iki .saat olmuştu. Toplantıya alışıldığı gibi kendisi başkanlık ediyor ve müzakereyi o idare ediyordu. Memleketimizin dışarısından ve içerisinden muhtelif yerlerden ve kişilerden gelen raporlar okunmuş, kurtuluş etrafında muhtelif konular konuşulmuş ve aramızda çetin münakaşalardan sonra üzerinde mutabık olduğumuz gö­rüşler, hatta bazı kararlar sırasıyla yazılmıştı. Müzakere tamamıyla nihayetlendikten sonra o gece için son kahve içilirken Mustafa Kemal bana hitap ederek: - Bugün öğleden sonra bu konular etrafında bir arkadaşla görüşmüş, bazı notlar almıştım. Tevfik Rüştü, lütfen köşedeki saksının içinde duran o notları alıp okur musunuz? dedi. İstediği kağıdı bulup okumaya koyuldum. Hepimiz hayret içinde kalmıştık. Saatlerce üzerlerinde konuşularak vardığımız ve kendimizin zannettiğimiz kararların hepsinin tamamıyla aynı olmak üzere o not kağı­dında yazılmış olduğunu gördük."
Edebiyat diyorum, roman okur musunuz? Okurum tabii... Romanlar olmadan hayat çok sıkıcı...
Sayfa 434Kitabı okudu
Sonuna Kadar Okur musunuz?
İşgal günlerinde, vaktiyle başkent olan koca şehirde fukaralık ve sefalet vardı. Bir gün içleri çorba dolu karavanları taşıyan askerler Şemsipaşa'da deniz kenarındaki bir mermer türbenin önünden geçiyorlardı. Türbenin önünde mermerden bir rıhtım vardı . Taşınırken, sallanan kazanlardan ara sıra mermerin üzerine çorba damlamları düşüyordu . Askerlerin beş on adım gerisinden yürüyen paçavralar giymiş 7-8 yaşlarında bir çocuk , çorbanın damladığı yerlerde dizüstü geliyor , ellerini yere dayıyor ve eğilerek damlaları birer birer yalıyordu. Yüzüne baktım, sıska yavru bir çift kara gözdeb ibadet kalmıştı. Onun bakışını hiç unutmayacağım.
Sayfa 25 - BilgiKitabı okudu
Reklam
Karar senin...
Biliyor musunuz 1 litre yağ yaklaşık 1 milyon litre suyu kullanılamaz, 5 milyon litre suyu içilemez hale getirebiliyor. Bir de safran çiçeği var. Dünyanın en zor açan çiçeklerinden. Kendi ağırlığının 100 bin katı kadar sıvıyı sarıya boyayabiliyor. Kozmetikten gıda ve ilaç endüstrisine kadar birçok yerde kullanıla biliyor. Doğum ile ölüm arasındaki bu sürede ne olmak istersin sevgili okur? Safran olup dünyayı kendi rengine boyamak mi, yağ olup suları içilemez hale getirmek mi?
Sayfa 154Kitabı okudu
İşte o meşhur olay bu sırada cereyan eder. Eylül ayında, harbin bitmesine 5-6 gün kala Mustafa Kemal, kırık kaburgalarıyla yatağındayken, İsmet Paşa da aynı odada sandalyede uyuklar. Bir binbaşı gelir, istihbarat raporlarını okur: “Efendim bizim aldığımız raporlar şunlar, birlik hareketleri şöyle, bizim değerlendirmemiz, Yunanlıların yeni birlikler getirdiği istikametinde ve harbi kaybediyoruz.” Mustafa Kemal, “Bir dakika Binbaşım” der, “Bir kez daha okur musunuz?” Raporu bir daha okuyan binbaşıya, Atatürk, “Şimdi İsmet Paşa’yı uyandır ve zaferini tebrik et” emri verir. Binbaşı, çok şaşırsa da İsmet Paşa’yı uyandırır, zaferini tebrik eder. Ardından Mustafa Kemal, “Fevzi Paşa Hazretleri nerede?” diye sorunca “Çadırında efendim” yanıtını alır ve Fevzi Paşa’yı çağırtır. Paşa gelir, “Paşa Hazretleri neredeydiniz?” diye sorar Mustafa Kemal. Fevzi Paşa, Mustafa Kemal’den rütbeli, fakat Fevzi Paşa’nın da isteğiyle başkomutan olmuştur Mustafa Kemal. Fevzi Paşa “Çadırımdaydım, Kur’an okuyordum. Her şeyi kaybettik, Allah’tan sizi bize bağışlamasını niyaz ediyordum” der. Bunun üzerine Mustafa Kemal “Bir dakika, ortada bir yanlış anlama var” der ve şöyle devam eder: “Binbaşının bize getirdiği istihbarat raporlarını ben iki defa dinledim, değerlendirmeleri yanlış. Papulas birlik getirmiyor, mevcut birlikleri kaydırıyor, Yunanlılar geri çekiliyor.”
+ Kitap okur musunuz bay anderson? - okumuyorum, eksikliğini de hissetmiyorum + ama biz hissediyoruz.
“Çok okur musunuz?” diye sordu. “Evet, üniversiteden önce.Eskiden kalbimle okurdum.Şimdiyse beynimle.” 
704 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.