Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Okur gezer

Dikkat ve Dalgınlık
“Dikkatsizlik ya da dalgınlık çok insanda zamanla sürekli bir karakter özelliğine dönüşür. İkide bir öyle insanlara rastlarız ki, kendilerine belirli bir iş verilmiştir, ama şu ya da bu şekilde yadsırlar bu işi ya da üstünkörü yapıp çıkarır ve bu davranışlarıyla başkaları için bir yük oluştururlar. Dikkatsizlik, karakterlerinin kalıcı bir özelliğine dönüşmüştür, kendilerinden bir işe el atmaları istenir istenmez, sesini duyurur hemen.”
Reklam
Dikkat ve Dalgınlık
“Dikkatin yetersizliği, gerçekte insanın dikkat göstermesinin beklendiği bir konu ya da nesneden uzak kalmak istemesinden başka bir anlam taşımaz.”
Dikkat ve Dalgınlık
“Güçlülüğe karşı ilgisinin yerini bir başka ilgi almadığı sürece, göstereceği dikkat bir türlü frenlenemeyecektir. Özellikle çocuklarda açıkça gözlemleriz bu durumu; saygınlık elde etmek söz konusu olunca hemen dikkatleri çalışır; ama ortada kendilerine yarar sağlayacak bir durumun bulunmadığı duygusuna kapıldılar mı, çarçabuk sönüp gider dikkatleri. Bu konuda alabildiğine değişik ve ilginç durumlarla karşılaşabiliriz.”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dikkat ve Dalgınlık
“Bir kimsede dikkatin uyanmasını sağlayan en önemli etken, sağlam bir temele dayanacak ‘ilgi’dir. İlginin yeri, dikkate göre ruhun çok daha derin bir katmanıdır. Nerede ilgi varsa, dikkat de doğal olarak orada demektir, eğitimden yararlanılarak uyandırılmasına gerek kalmaz.”
“Oyun, çocuğun ruhsal gelişimine ayrılmaz biçimde bağlıdır. Adeta mesleki uğraşıdır çocuğun ve gerçekten bu gözle görülmesi gerekir. Dolayısıyla, çocuğu oyun oynarken rahatsız etmek, hiç de bağışlanacak bir davranış değildir. Oyunla harcanan zamana, hiç de boşa gitmiş bir zaman gözüyle bakılmamalıdır. Gelecek için hazırlanma amacı dikkate alınırsa, her çocuğun daha çocuk yaşta, ileride sergileyeceği büyük insanın kimi özelliklerini içerdiğini söyleyebiliriz. Bu yüzden, üzerinde bir yargıya varmak istediğimiz kimsenin çocukluğunu öğrenmemiz, işimizi büyük ölçüde kolaylaştırır.”
Reklam
“Dışarıdan gelecek baskının çocuktaki tüm diretmeleri silip götürdüğüne, dolayısıyla görünürde bütün etkilerin çocuk tarafından benimsenip, onların gösterdiği doğrultuda davranıldığına tanık olduğumuz pek çok vaka vardır. Ne var ki, böyle bir uysallığın hiçbir değer taşımayıp, verimli bir sonuç sağlamadığı çok geçmeden kendini açığa vurur. Bazen söz konusu uysallık o kadar tuhaf bir şekil alır ki, yaşama gücünden yoksun bırakır insanı (körü körüne söz dinleme); adeta ortada biri vardır da hangi davranışlarda bulunması, hangi adımları atması gerektiği kendisine emredilsin diye bekler durur hep. Bu tür çocuklar arasından ileride öyle insanlar çıkar ki, kendilerini otoriteleri altına alan herkesin sözünü dinler, hatta emir üzerine suç ve cinayet bile işleyebilirler; tek başına bu durum, aşırı derecede itaatin ne gibi bir tehlikeyi içerdiğini ortaya koyar. Böyleleri, özellikle haydut çetelerinde son derece önemli bir rol”
“Toplumun etkisinden kaçmak da, insanların durup dururken başvurduğu bir davranış değildir; önce ilgili kişilerin uzunca bir savaşımı sürdürmesi ve bu arada çevreyle ilişkilerinin giderek kopması, dolayısıyla toplumsallık duygusunun tamamen karşısında yer almaları gerekir. Bu tür kimseleri etkilemek güç ya da olanaksızdır. Her etkileme girişimi böyle kimselerce bir karşıt girişimle yanıtlandırılır, dolayısıyla komik bir durum çıkar ortaya (muhalefet ruhu).”
“Kimi çocuklarda karşılaşılan hayvanlara eziyet etme gibi davranışların tek nedeni, kendileri dışındaki varlıkların duygularıyla en ufak bir özdeşleşme gücünden yoksunluklarıdır. İleride böylesi çocuklar, bir toplumun üyesi olmalarını sağlayacak gelişimleri açısından hiç önem taşımayan nesnelere ilgi gösterir, başkalarının çıkarlarını asla umursamaz, yalnızca kendilerini düşünen kişilere dönüşürler. Bütün bunlar da, özdeşleşmenin asla yeterli düzeyde olmayışının sonucudur.”
“Bir kimseyle konuştuğumuz zaman bile bir özdeşleşme söz konusudur. Kendimizi konuştuğumuz kimsenin yerine koyamıyorsak, başkalarıyla ilişki kurmamız düşünülemez.”
“Diyelim ki bir kimseyi her türlü devinimden alıkoyduk; böyle bir kimsenin tüm ruhsal yaşamı da etkinliğini yitirecektir. “Ancak özgürlüktür ki, güçlü insanlar çıkarır bağrından; baskı ise insanı öldürür, yıkıma sürükler.”
Reklam
“Birbirlerini daha iyi anlayan insanların birbirleriyle daha iyi geçinip birbirlerine daha çok yaklaşacakları kuşkusuzdur. Çünkü birbirlerini daha iyi anlamaları sonucunda insanların birbirlerini aldatma olanağı da ortadan kalkacaktır.”
“... ... kendini tanımak ve değiştirmek, insan için yapılması hepsinden zor bir iştir.”
“... ... her deneyim çok çeşitli değerlendirmelere açıktır. Şöyle iki insan gösterilemez ki, aynı deneyimden aynı yararlı sonucu çıkarabilsin. Dolayısıyla, deneyimlerinden bir türlü ders alamadığı görülür insanların. Gerçi bazı güçlüklerden nasıl sakınılabileceği öğrenilir, ilgili güçsüzlükler karşısında belirli bir tavır takınılır. Ama bir insanın devinim çizgisinde bir değişikliğe yol açmaz bu.”
“Yetersizlik duygusu insanı toplum dışına iter; ne var ki, doğuştan insanda var olan toplumsallık duygusunun kalıntıları yeniden diriltilip, insan yeniden topluma kazandırılabilir. Toplum dışına itilen insan ‘kötü’ değil, yalnızca cesareti kırılmış biridir; cesaretlendirildi mi, tekrar toplumun yararlı bir üyesi durumuna sokulabilir. “
201 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.