Emel Keleş

Emel Keleş
@okur_muyuz
.. Vakit varken durup ince şeyleri anlamaya çalışıyorum. İyi ki edebiyat var. Var olsun.. ..
32 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Birini çok sevdiğinizde, o tıpkı sevgi gibi görünür..
“Bazı insanlar birini öylesine sever ki onun nasıl göründüğünü bile unutur…Birini çok sevdiğinizde, o tıpkı sevgi gibi görünür.” Bildiğimiz Sindirella hikayesini yeniden yazmış Solnit. Hikayenin çerçevesi değişmemiş değişmesine ama bu hikayenin en ihtişamlı yerlerinde birkaç ekleme çıkarma yapıvermiş. Küçük kız çocuklarının okuyup zihnine muhteşem elbiseler, balolar ve zengin, yakışıklı bir Prens kodladığı hikayeye çocukları ürkütmeyecek bir baltayla dalmış sanki. Harika elbiseler giymek seni güzel bir kadın yapar, güzel bir kadın olmak seni mutlu etmeye yeter (mi?). Sevilmek için güzel olmak gerekir (mi?). Tüm kızlar yoksulluktan ve zorluklardan zengin ve yakışıklı bir prensle evlenerek kurtulur (mu?) Tüm masallar kalabalık ve mutlu bir düğünle biter (mi?). Prens’le sadece arkadaş olan Sindirella’nın kendine ait bir pastacı dükkanı açmasıyla biten bu masalı kız çocuklarına okumalı. Sindirella o parlak, harika görünen ama rahatsız cam ayakkabıları dükkanın vitrinine süs olarak koyup rahat çizmelerini ayağına geçirdiğinde birlikte gülümsemeli. Hay aklınla bin yaşa Solnit
Sindirella - Özgürlük Kedisi
Sindirella - Özgürlük KedisiRebecca Solnit · Dinozor Çocuk · 202138 okunma
Reklam
283 syf.
·
Puan vermedi
·
22 saatte okudu
Sevemediğim bir Atay kitabı..
Oğuz Atay’ın diğer nefis kitaplarıyla karşılaştırınca, ki eğer Tehlikeli Oyunlar’ı, Korkuyu Beklerken’i okuduysanız karşılaştırmadan okuyamıyorsunuz, epeyce eksiklik hissettiren bir kitap bu. Atay içeri bakmayı, bir karakterin kendi dünyasını ve iç sesini yakalamayı seviyor, sevdiği için de mükemmel yazıyor. Ama bu dışarı bakan, başkalarının fikir
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnan
Bir Bilim Adamının Romanı: Mustafa İnanOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202016,9bin okunma
200 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
17 yaş, ilk roman..
Marias’ın 17 yaşındayken yazdığı ilk romanı bu. İlk romanların başına gelen hemen her şey gelmiş garibimin başına. Aklındaki her şeyi kitaba koymaya çalışan, karakterlerinin başına gelebilecek her şeyi getiren, olayları olabilecek en uç noktalarından ele alan genç bir Marias var bu kitapta. Misal Taeger ailesinin -asla ikna etmeyen nedenlerle-
Kurt Mıntıkası
Kurt MıntıkasıJavier Marias · Yapı Kredi Yayınları · 058 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
13 saatte okudu
Nefis bir öykü derlemesi..
Bir oturuşta biten, sürseydi daha keşke diye düşündüren minnacık bir öykü derlemesi. Öyküler kısa, cümleler kısa; yalnızlık uzun, sessizlik uzun, karanlık uzun ve gidilmek istenen yer hep uzakta. Her ne kadar arada sevgisizliğin açtığı boşluklara, işçi sınıfının zorlu yaşamına, yalnızlıktan kıvranışlara, bekleyişlere yer verse de, bu öykülerin çoğundaki ana izlek göç gibi geldi bana. Kristof’un ülkesini terk etmek zorunda kalmasının onda açtığı derin kuyularda, uzaktaki o ülkeye, uzaktaki o eve, o sokağa, o tren garına bakan birer pencere gibi çoğu. Gömülmek için oğlunu bekleyen babalar, babalarını bekleyen, beklerken büyüyen oğullar, sanki içinde yaşananlar da kopyalanabilirmiş gibi çocukluğunun evinin aynısını yaptıranlar; terk edip gidişler, dönemeyişler, bir gün mutlaka olacak olan o dönüşlerin bir kabus gibi yakasına yapışıp kaldığı insanlar salınıyor satırlarda. Belki bu yüzden, kitap boyunca uzaktaki evimizin bahçesindeki dut ağacını düşünüp durmam, ve yüreğimin üstüne oturan o taş, bu yüzden. Neydi o, “Bu hayatta mı olur artık, yoksa başka bir hayatta mı? Evime döneceğim.” Ağlat bari kadın! Yani işte, Kristof her zamanki gibi. Karanlıklarda durmuş, yine yaşadıklarına tırnaklarını geçirir gibi yazmış, tükürür gibi, dişlerini sıkar gibi, intikam alır gibi, okuyanın da huzuru kaçsın ister gibi yine. Öyle.
Önemi Yok
Önemi YokAgota Kristof · Can Yayınları · 2023491 okunma
519 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Arka arkaya olay anlatan, olayları yeni olaylarla bağlayan kitapları pek sevmem. Bu kitap da tam bu tarife uyduğu halde, severek okuyorum. Çünkü bu kızları kendi yaşamlarının içinde resmederken, onları niye kara, niye ak çizdiğini, onları oldukları kişi haline getiren koşulları çok güzel veriyor. Kitaptaki tüm insanlar ve olaylar sınıfsal bir
Yeni Soyadının Hikayesi
Yeni Soyadının HikayesiElena Ferrante · Everest Yayınları · 2015937 okunma
Reklam
96 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu kitaba dair anladıklarımdan çok anlamadıklarımı yazsam, daha elle tutulur cümleler kurmuş olurum sanırım. İki oyun var bu kitapta. Tarihin kapıdan içeri girdiği, yalnızlığın kapı açtığı, deniz topunun karısından özür dilediği, yazarın gölgesinin ortalarda dolaştığı; sürekli tekrarlanan kelime öbeklerinin resimlerle kolkola girdiği birinci metni okuyup bitirdiğimde, sadece biraz eğlenmiş oldum. Sonra ee dedim, bu neydi şimdi? Açık konuşmak gerekirse oyunlardan pek anlamam. Ben oyunlardan anlamadığım için mi, yoksa bu metin gerçekten anlaşılmak istemediği için mi bilmiyorum, oyunun derdini anlamadım. Bu oyunun sahneye uyarlanabilmesi de mümkünsüz göründü gözüme. İkinci oyunun en azından gözümün önünde canlandırabileceği bir hikayesi ve bağ kurabileceğim bir karakteri vardı. Yatalak eşinin ölümünü bekleyen ve yıllarca bir evliliğin içinde sıkışıp kalmış, yarı yarıya delirmiş bir kadının hezeyanları..Konuştuğu, bahsettiği kişiler gerçekten var mıydı, yoksa hepsi o deliliğin ürettiği kişiler miydi diye düşündüren, her şeye sinen bir muğlaklık ve anlaşılır bir öfke vardı bu metinde.. Toplamda, çok da keyif almadan okudum yani bu kitabı. Normalde de, arka arkaya konmuş konuşma çizgilerini görmek beni metinden soğutur. Tiyatro oyunu başka türlü yazılmayacağına göre, bu türün pek benlik olmadığını kabullenmem gerekiyor.
Everest My Lord - İşte Baş İşte Gövde İşte Kanatlar
Everest My Lord - İşte Baş İşte Gövde İşte KanatlarSevim Burak · Yapı Kredi Yayınları · 201980 okunma
167 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
23 saatte okudu
Evin dahisi bir abi, bildiğini okuyan, bunu yaparken etrafındakilerin de canına okuyan bir anne, evin içinde mütemadiyen duvar ören, titizlik hastası bir baba..Babanın ördüğü duvarlar yüzünden arı kovanına benzeyen evde kendi peteğini yapmaya çalışan bir kız çocuğu, bizimki. Bizimki diyorum, çünkü bir yandan özkurmacanın nefis bir örneği olan bu
Yalan Dolan
Yalan DolanVeronica Raimo · Medusa Yayınları · 202440 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Eskiden sosyalizmle yönetilen, artık liberal ekonomiye geçiş yaptığını anladığımız bir ülkedeyiz. Eski başkanın yargılanma hikayesini okuyoruz. Tarihe kafayı fena halde taktığını bildiğimiz Barnes, ilk defa bu kadar politik bir kitapla çıkıyor karşıma. Ya da şöyle söylemeli, politikanın doğrudan kurguya dahil olduğu ilk kitap. Çünkü Barnes Nuh’un
Oklukirpi
OklukirpiJulian Barnes · Ayrıntı Yayınları · 200644 okunma
326 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kimse beni bazı kitapları okumamanın verdiği hazdan alıkoyamaz.
Ben bu kitabı aylardır okuyorum. Storytel’e yüklendiğinde koşarak bastım Play’e. Üçte birini dinledikten sonra, yok dedim, kendi gözlerimle ben, görmek istiyorum bu kelimeleri. O nefis cümlelerin altını çizmek, yanına çiçek, yıldız, kalp falan kondurmak istiyorum. Neyse efendim, işte ben çok uzun zaman, bu kitabı alabilmeye çalıştım. Her
Okumamak
OkumamakAlejandro Zambra · Notos Kitap · 2022122 okunma
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“Şu savaşa katıldı ve insan öldürdü, şu copladı ve zorla reçine yağı içirerek işkence etti, şu bir sürü insanı ihbar etti, şu annesini bile aç bıraktı, şu evde işkence yapıldı ve insan katledildi, şu taşın üzerinde yürüyerek Roma selamı verdiler, şu köşede dövdüler, bunlanın paraları başkalarının açlığına mal oldu, şu otomobil mermer tozuyla
Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım
Benim Olağanüstü Akıllı ArkadaşımElena Ferrante · Everest Yayınları · 20151,601 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Bu kitabın ilk bölümünü okudum ve 61 sayfanın sonuna şöyle yazdım: illallah! İkinci defa okudum ama hiçbir şey anlamadığımı kendime itiraf etmek hiç bu kadar kolay olmamıştı. Ve bir konuşma çizgisi daha görseydim düşüp bayılacaktım. İlk bölümden sağ çıkarsanız bu kitabı bitirebilme olasılığınız var diyen yorumlar okuyunca heh dedim, sorun tabi
Ses ve Öfke
Ses ve ÖfkeWilliam Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 20202,382 okunma
68 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Manguel’in edebiyata dair yazdığı her şeyi büyük keyifle okuyorum. Hakkında “Onun kafa yorduğu şey edebiyattı ve bu çığlık çığlığa yüzyılda hiçbir yazar, edebiyatla olan ilişkimizi değiştirme konusunda Borges kadar önemli olmadı." diye yazılan bir yazarı yeterince okumamış olmanın yükünü hissettim bu kitapla. Ama diğer yandan da, Borges okumaya dair şevkimi kamçıladı. Borges’in, gözleri görmediği için “bana kitap okumak ister misin?” diye sorduğu insanlardan biriymiş Manguel. 16 yaşındayken deneyimlediği şeyin müthişliğine bakın! Gerçi kendisi bunun müthişliğini kavramaktan uzakmış o zamanlar. Anlattıkları için “anı değil, anının anısının anısı” dese de, Borges’in “zamanla, her şiir bir ağıta dönüşür” demesi gibi bir şey olmuş. Anı, ellerini bir haritanın engebeli yüzeyinde dolaştırır gibi kitapların sırtında dolaştıran, karnını edebiyatla doyuran, dünyaya edebiyatın gözleriyle bakan birine yakışır bir anlatıya dönüşmüş. Anının anısının anısının anısına bile razı olabileceğimiz, çok kıymetli şeyler bunlar zira .
Borges'in Evinde
Borges'in EvindeAlberto Manguel · Yapı Kredi Yayınları · 2013291 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
·
18 saatte okudu
Şeyler ve insan arasındaki ilişkiyi didiklediği için bir tüketim toplumu eleştirisi sanıyordum bu kitabı. Değil. Daha doğrusu, meseleyi bambaşka bir yerinden ele alıyor Perec. 60'lı yılların Paris'inde birlikte yaşayan yirmili yaşlarında iki genç üzerinden ‘modern dünyanın şeyleri ve mutluluk’ arasındaki ilişkiyi didikliyor. Hayallerle
Şeyler
ŞeylerGeorges Perec · Metis Yayınları · 20161,102 okunma
152 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
32 saatte okudu
“Hala bir kitaba uzandığımda aslında bir dengeye erişmeye çalışıyorum. Acıma duygusundan ve kırılgan kemiklerden uzaklaşmak için okuyorum. Suçluluktan sıyrılmak, sonuçlardan kaçınmak ve zamanın üzerimdeki baskısını azaltmak için okuyorum...Dünyanın üzerimizdeki gücünü sınırlamak için okumak. Daha iyi bir neden olabilir mi?” On bir farklı yazar, yayıncı, akademisyen ve araştırmacının okumakla kurduğu ilişki üzerine yazılarından oluşan bir derleme bu kitap. Okuma lambasının altında karşılaştığımız karakterin yalnızlığımıza nasıl dokunduğuna; edebiyatın bize insan vücudunda yaşamanın nasıl bir şey olduğunu anlatma gücüne; şiirlerin yüzleşmeye ödümüzün koptuğu şeylerle aramızı nasıl düzelttiğine; bir parçamızın her zaman başka insanların içinde saklı olduğunu gösteren yazarlara; okuduklarımızı aslında neden unuttuğumuza, ihtiyacı olana tutunup gerisini koyveren hafızamızın tılsımlarına dair bir dolu anekdot var. Ve neredeyse her sayfasında altını çizip bakıştığım bir dolu cümle.. Kurgu dışı kitaplardaki o teorik, ağır dilden uzak, yalın ve bir o kadar da akıcı.
Okuma Üzerine Yakın Okumalar
Okuma Üzerine Yakın OkumalarKolektif · Delidolu Kitap · 201857 okunma
504 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Ne büyük bahtiyarlık, okumak seni.
MÖ IX. yüzyılda kör bir ozanın dilinden dökülen bir destanın hala insanlara bir şeyler söylüyor ve söyleyecek olması ne muazzam şey değil mi? Peki ne söylüyor ki bize Homeros,Odysseus ‘un yolculuğuna eşlik etmeyi sürdürüyoruz? Altı üstü mitlerle yaratılmış bir hayal dünyası değil mi bu? Calvino’nun cevabı şöyle; “Elbette, Odysseus da okur
Odysseia
OdysseiaHomeros · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20185,3bin okunma
364 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.