Ramazan ayını uğurlarken Ramazan okumaları da bitiyor yavaş yavaş.
Samanyolunda Ziyafet de bitti derin izler bırakarak.Çoğumuz çocukluktan bu yana orucu bildik ve tuttuk. Birçoğumuz yetiştiğimiz kültür ve aile ortamından alışkındık oruca(belki de inançtan önce gelenek gereği tuttuk orucu.)
İşte Samanyolunda Ziyafet orucu öyle bir anlatmış ki bu mübarek ay farklı bir boyut kazanıyor hem gözde hem gönülde.Bir misafir olarak görüyor yazar orucu, bir temizlenme, bir uyanış, bir diriliş ve yeniden doğuş...
Kitap sadece Ramazana değil Ramazan denince akla gelen Kur'an'a Kadir Gecesine, Bayrama da başarı ile yer veriyor. Kendi çocukluğundaki Ramazanlara ve anılarına da kitabın sonunda yer vererek yüreğimizi ısıtıyor...
Okurken beni en çok etkileyen bölüm "Yolcu" başlıklı bölüm oldu. Altını çize çize okuduğum bir eser oldu...
Birkaç alıntı:
"İbadetler, toplumun ruhunda, tek tek bunalıma düşen kişilerin ruhlarını kurtarıcı birer sığınak olmalı. Bunalan insan, namaz kalesine, oruç burcuna sığınmalıdır."
"Ey gözlerden gizli, fakat gönüllere aşikar Kadir Gecesi! Zamanın kalbinde en doğru ve şaşmaz bir saat gibi çınlayıp giderken, yurdumun üstüne, vahyin geçmez izini ve yıpranmaz eserini, ölmez sesini bir kere daha işle!
Pas tutmaz güneşi bir daha getir, Ey Kadir Gecesi. "