Selam arkadaşlar.. :)
Aslında istediğim şey kitap incelemesi yapmak değil de bir iç döküş yazısı yazmak. İzninizle bunu kendi içime dönüp, oralarda gezinmeme vesile olan kitaplardan biriyle yapmayı planlıyorum. "Acımak".
Yıllar geçiyor, içimdeki bu yazmak hissi, arzusu dinmek bilmiyor. Niye dinmesini istiyorum, bilmiyorum. Sanırım hislerim çok yoğun ve ağır geliyor ve onlarla yüzleşmek istemiyorum. Bir yandan da yazamamaktan, hatta şöyle söyleyeyim kendi kendimle dertleşememekten korkuyorum. Çünkü yazmak iddialı bir kelime olur. Ben en iyisi buna kendimle dertleşmek diyeyim.. :) işte bu kitap içinize, iç sesinize, yazıya dökmek istediklerinize döndürecek sizi. Ya da sadece bana öyle geldi, bilmiyorum.
Bir öğretmenin, çevresine, öğrencilerine nasıl ışık yaydığını ama kendi dünyasında aydınlanmayan, gömülü kalan, karanlıkta ve yüzleşmekten korktuğu bambaşka bir dünyayı 'acımak' gibi nazenin, hassas ve ince bir duyguyla aydınlatmayı başardığının hikayesi..
Mükemmel olmaya çalışırken, ya da şöyle söyleyeyim; zayıf kalmamaya, güçlü olmaya uğraşırken arka plana attığımız, görmezden geldiğimiz, her insanda olduğu gibi bizde de olması aslında çok normal olan fakat bunu hayata karşı ezilmekten korktuğumuz için göz ardı ettiğimiz hassaslık, hüzün, merhamet gibi duyguların keşfine bir adım..
Her insanın zaafları vardır ve asıl olması gereken her halini kabul edip kendin olmaktır, meseleleri kalbinle görmeye çalışmaktır aslolan, dedirten bir kitap.. Kimine farklı şeyler dedirtmiş olabilir ama ben bitirdikten sonra kendime bunları not düştüm :)
Hayatınıza güzel notlar kaydedebilmeniz dileğiyle.. İyi okumalar :)