255 syf.
·
Not rated
·
Read in 20 days
'Bu yolda sarfedeceğim en ucuz şey kanım olacaktır.' Sevgili Zeynep Gazali, Babasının Nesibe'si, gençlerin ablası ı, bizlerin annesi... Yazar, kitapta bizzat haksız yere zindana atıldığı yıllarda yaşadıklarını anlatıyor. "Kapı kilitlendi ve eziyet vermek için yüksek voltajlı lambalar yakıldı. Ansızın, 24 nolu hücrenin köpeklerle dolu oldugunu gördüm. Sayısını hatırlayamayacağım kadar bir sürü köpek! Korkumdan gözlerimi yumdum, ellerimi göğsüme bastırdım. Dışardan hücre kapısına asma kilit ve zincir takıldığını belirtisi olan sesler geliyordu. Köpekler beni görür görmez üzerime üşüştü. Her tarafımdan asılmaya, bedenimi kemirmeye başladılar. Başıma, ellerime, göğsüme, sırtıma her biri bir yandan saldırıyordu...." (Syf66) Bu eziyet niçin? Taa peygamberden teslim alınan İslam bayrağını, nesillere anlatmayı görev bildiği için, ülke ülke gidip İslami anlattığı için... Bunlar bizim örnek şahsiyetlerimiz. 'Allah'in yazdığından başkası başımıza gelmez' diye iman etmiş kimseler... Zeynep Gazaliyi okumak çok güzel ve çok duygusal, okuyun kızlar, okuyun beyler, okuyun gençler. Böyle şahsiyetleri okuyalım, okuyalım ki öğrenelim Korksakta, cesur olsakta ecel bir tane ve değişmez.
Zindan Hatıraları
Zindan HatıralarıZeynep Gazali · Madve Yayınları · 20172,111 okunma
74 syf.
·
Not rated
·
Liked
Yalandan doğrular
Samsa'nın böceğe dönüştüğü bir romandan basit bir olayı anlatmakla kalmaz toplumun tabularını bize gizlice anlatır. Eğer Samsa gibi dünyada ki herkes böcek olup, sadece Samsa insan olsaydı ne olurdu? Yine aynı sonuç olurdu yani baş karakterimiz dışlanmaktan, hor görünmekten kurtulamazdı. Peki bu bize ne çağrıştırdı? Güzellik göreceli bir kavram olduğu gibi doğru, yanlış, zevkler hatta ahlak bile toplumdan topluma veya insandan insana farklılık gösteriyor. Özellikle doğrunun değişkenlik göstermesi. Bilimde doğru tektir ama hayatta ki doğrular tek midir? Örneğin eş durumu, hepimiz tek eşliliği savunuruz. Kurt bakışlımızı kimseye yâr etmeyiz ama bu sizce doğru olduğu için mi? Hayır tarih öncesi çağlarda çok eşlilik olduğu hatta bazı bilim insanları bile insanın çok eşli olduğunu düşünüyor. Peki insan çok eşli ise neden şu an tek eşli oldu? Cevap bariz bir şekilde Ahlak ve kültürden dolayı. Şöyle düşünün Arabistan'da doğsaydık çok eşliliği normal karşılardık ama Türk dünyasında olduğumuz için tek eşliliği doğru buluyoruz. Bazılarınız oradaki kadınlarda da tek eşli olmak istiyor diyebilirsiniz ama onlar sosyal medya sayesinde dışarıdan gördüklerini düşünüp bu kararı alıyorlar yani dışardan bir haber alma imkânları olmasaydı tek eşliliği düşünürler miydi? Kısacası ne kadar okursak okuyalım, ne kadar öğrenirsek öğrenelim, aslında doğduğumuz yere göre şekilleniyoruz. Toplum tarafından kabul görünmeyen şeyler bazı toplumlarda kabul görüyorsa hangisine inanmamız gerekiyor?...
Dönüşüm
DönüşümFranz Kafka · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022225k okunma
Reklam
128 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 days
Dünyanın, tek bir cümleden oluşan ilk romanı... Kitabı okurken, sanki elimde üç farklı kitap tutuyor gibi hissettim genelde. Bir yanda editör ve okuyucuyu uyarma, bir yanda ana karakterleri oynatma, bir yanda sayfalar süren alt yazı ;) Günümüz şartlarına uygun bir hiciv mi desem, "tokat" mı desem bilemedim, Üstün Dökmen hocanın dilini her zaman beğenmişimdir bu biraz daha eksantrik diyebilirim. Bana göre sakin okunması gereken bir kitap cümle sonlarına nokta konulmadığı için kafa karışması yaratabiliyor. Ama ben beğendim kitabı açıkçası. İncelememi kitabın üslubu tarzında "olduğu gibi" yapmaya çalıştım. O vakit ne diyoruz; Mademki cümlemiz bir cümleyiz okuyalım, okutalım, öğrenelim, öğretelim, gelişelim, geliştirelim.
Sağdıç - Cümlemiz Bir Cümleyiz
Sağdıç - Cümlemiz Bir CümleyizÜstün Dökmen · Remzi Kitabevi · 201648 okunma
50 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Ferdinand, bir yanı delicesine korkmasına rağmen, vatani görevini yerine getirmek isteyen, bir yanı ise tam aksine, bunun bir mecburiyet olduğunu ve kimsenin zorla özgürlüğünü elinden alamayacağını düşünen bir adamdır. Bir gün evlerine resmi damgalı bir "zarf" gelir ve huzursuzluğu daha da artar çünkü içinde ne yazdığından adı gibi emindir. Üstelik karısı da evliliğini "ya görev ya ben! " boyutuna taşımıştır... Peki ama Ferdinand bu büyük çıkmazın içinde nasıl bir karara varacaktır? Görevden mi ? Eşinden mi vazgeçecektir? Okuyalım öğrenelim.. .
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162.6k okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 35 days
Bir ata sözü diye kulağımda kalmış: "Güneş balçıkla sıvanmaz! " Balçıkta bir çeşit toprak sonuçta. Ve topraktan yaratılmışlar Hakikat güneşini ne yaparlarsa yapsınlar sıvayamazlar. Pir Hz Mevlana'nın sözüdür diye okumuştum: "İki parmağını gözüne tut. Bişey Görüyor musun? Sen görmüyorsun diye hakikat güneşi yok değil ki!" Kim islamla ne kadar uğraşırsa uğraşsın, o bir hakikat güneşidir. İman ehli olmayan bu son sözüme "edebiyatı güzel yapıyor" desinler önemli değil. İman ettiğim Allah kalplerde olanı bilir. Kur'an okumaktan daha önemli olan şey onu anlamak ve hayatımıza tatbik etmektir. Dahi bunu tatbik esnasında bende gördüğün kusur benimdir. Ya okumamışım, ya anlamamışım, ya da anladığımı yaşayamamışımdır. Bu sözümü iyi tart! Ve hala kusur görüyorsan var sen kusuru kendinde ara. İslam'ın özü barıştır. Özü barış olan dinde bir yanlış başka yanlışlarla kapatılabilir mi? Onlar adı barış olan dine hep yanlış arayarak baktılar, bulamadıkça da saldırganlıkları arttı. Cehaletimizin kurbanı olmamak için dinimizi çok iyi öğrenelim. İşte bu minvalde böyle eserlere daha çok ihtiyacımız var. Okuyalım okutalım. Bazı eksik ve hatalarımıza ışık tutup görmemizi sağlayan bir eser olmuş. Bu hatalarımızı düzeltmek nasip olur inşallah bizlere. Bu kitabı inceleme yaparken bir kitap daha yazılabilir. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Hristiyan Gülü
Hristiyan GülüEmine Şenlikoğlu · Mektup Yayınları · 20061,533 okunma
202 syf.
·
Not rated
·
Read in 6 days
"Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?" Böyle bitti kitap. Kulak verelim bu cümlesine. Okuyalım, okutturalım Oğuz Atay'ı. Yalnızlık nedir, amaçsız bi yaşam, toplumdan soyutlanma nedir? Öğrenelim. Belki çevremizde vardır bu insanlardan. Belki de içimizde. Beyaz Mantolu Adam'da karakterimiz sessizliğini haykırıyor yaşama, dünyaya ve insanlara... Hiç konuşmuyor, yürüyor sadece. İnsanların onu kullanmasını seyrediyor. Kaygısız. Unutulan adlı hikayede insanoğlunun değerine vurgu yapıyor; ölü ya da diri. "Korkuyu Beklerken" yaşama olan inancı azalıyor. Bir çift görüyor. Sevgililer. Seviyolar birbirlerini; mutlular. Yapmacık diyor. İnsan böylesine bi yaşamda bu kadar mutlu olamaz. İnanmıyor. Kıskanıyor onları. Onların da korkmalarını istiyor yaşamdan ve insanlardan. Babasına mektup yazan bir evlattan bahsediyor sonra. "Sana benzemekten korkuyorum babacığım: Ben de senin gibi ölecek miyim?" Diye sesleniyor oğlu babasına. Demiryolu Hikayecileri var en sonda. Favorim bu hikaye oldu. Sitem ediyor insanlara yine. Okumamalarına kızıyor. Hikaye satan adamla köfte ekmek satan biri bir olamaz diyor. Kimse almıyor hikâyelerini. Yine yalnız kalıyor. Hayatında hiç adres öğrenememiş. Yaşadığı yerin adresini bilemeyecek kadar bihaber dünyadan. Ve kimsesi yok soracak. Kitapla kalın, iyi okumalar.
Korkuyu Beklerken
Korkuyu BeklerkenOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202226.8k okunma
Reklam
60 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.