Dünya Ağrısı ~ Ayfer Tunç
İnsana değmeden yaşanmıyor, insanoğlu insansız bir hayat bulamadı
Koca bir yük Mürşit ve Madencinin sırtına binmiş, onlara dünya ağrısı yaratıyor. Bu ağrılarına kayıtsız kalmak elde değil. Sadece bu karakterlerin ağrısı da değildi ki bu. Tüm insanlığın ağrısıydı. Neye ihtiyaç vardı peki bu yükü sırtlarından atmak için?
İnsanın insana ihtiyacı vardı. Belki de küçük bir sevgiye.
Hepimizin kaygıları, sorumlulukları, kanayan yaraları var. Kimimiz farkındayız bazı şeylerin, kimimiz olabildiğince kulak tıkıyoruz olanlara. Okurken Mürşit’e kızıyorsunuz “ağzını açsana be adam, konuşsana, atma içine” diyerek sarsası geliyor insanın. Ama asıl Mürşit okuyucuyu sarsıyor kitabın sonunda.
Alışmışız bu kirlenmiş dünyanın oyunlarına birçoğumuza her şey önemsiz geliyor. Ben burada bu satırları yazarken bile kim bilir nerede kimler yitip gidiyor. Kitabın arka planında ülkenin yoksul kesiminin çektikleri, din yüzünden linç yiyenler, kadınlar, hayal kırıklıkları, çaresizlikler, özgürlük ve insanlık vardı.
İnsan olarak bu dünya ağrısıyla baş etmek zor vesselam. Seni anlıyorum Mürşit. Seni anlıyorum Madenci. Keşke elimden de bir şeyler gelebilse. Gelsin diye yazılıyor zaten , bunun için okunuyor. Toplumun kanayan tüm yaralarına o kadar güzel değinmiş ki yazar, artık o yaralar toplumun değil dünyanın ağrısı olmuş.
Sizlerde bu hisleri hissedebilmek adına okumanızı tavsiye ederim