O konuştukça, gözümde geçmiş otuz yılın bana verdikleri fakirleşiyordu. Zihnim ister istemez geçmişin muhasebesine kayıyor, toplam çizgisi altındaki rakamların pek bir değer taşımadığını üzülerek görüyordum. Ne yapmıştım ben? Yaşamamdan maksat bir lisan öğrenmek, bir meslekte söz sahibi olmak mıydı? Yaradılışın ve yaradılışımın sırrı bu kadar mahdut olabilir miydi? Tabiatın kucağında yaşanması gereken hayat böyle mi sarfedilmeliydi? Beni tutup sürükleyen rüzgâr neydi?