Farkında olmak nedir?Çevreyi duymak, rüzgarı hissetmek, belleğe kaydolan her harfin tadını çıkarmak ve tadılan her hissin özünü ruhta aramak. Nedir bunlar ya da ne gibi örnekler arz etmektedirler.
Bizi biz yapan şeyler, bizi bizden ayıran şeylerin ne kadar farkındayız? Sahibi olmadığımız sorumluluklarla bu kadar yorulup bizi asıl önemli kılan ve hayatımızın gerçek gayesi olacak sorumluluklarımızın peşinden ne zaman koşacağız?
Cevap veriyorum hiçbir zaman. Çünkü üşengeçlik hastalığımız var, çünkü erteleme hastalığımız var, çünkü şunu da yapsam iyi olurdu deyip hiçbir şey yapmama hastalığımız var. Ve unutmadan söylemem gereken yapmayacağımız veya yapamayacağız şeylerin peşinden koşma hastalığımız var.
Hep bir şeyleri eleştirip dururuz yıkıcı bir biçimde lakin hiçbirimiz bir şeyi daha iyi kılmak ya da değiştirmek için uğraşmayız. Bırakın taşın altına elimizi sokmayı taşı yerinden bile oynatmayız. Dedim ya üşengeçlik hastalığımız var. Yorganlara sarılıp saatlerce telefonlardan diziler, programlar izleme hastalığı, yerinden kımıldamadan oyunlar oynama hastalığımız var.
Artık bunlara dur deme vakti gelmedi mi?
Bizi kendimize getirecek o tokadın vakti gelmedi mi? Peki uçuruma doğru sürüklenen sürüden ayrılma vaktimiz gelmedi mi?
Evet dostlar vakittir. Öğrenmenin vaktidir, basma kalıplardan çıkmanın vaktidir. Birbirimizi farklılıklarımızla sevmeyi öğrenmenin vaktidir. Kendimizi sürekli geliştirmenin ve eğitmenin vaktidir.
Ve o sınırsız bilgi denizine dalmanın vaktidir.