Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Tolga

Bilinçaltı ne denli farklıdır?
Yoğunluğu, merkezileşmesi yoktur, iç karanlıklara derece derece ulaşır, sonsuz bir genişlik elde eder, birbirine benzemez bir küme öğeyi yan yana kapsar, yücelik algılarının belirsiz yığını ondadır, ataların, yaşamı boyunca oluşmuş katmanlaşmaların olağanüstü gömüsü ondandır. Bilinçaltı kişileşebilseydi, erkekle kadının, yaşlı ile gencin, doğumla ölümün sınırında yaşayan bütünsel bir canlının çizgilerini taşır, hemen hemen ölümsüzlüğe yakın bir biçimde, bir iki milyon yıllık insan deneyimleriyle dopdolu olurdu. Zamanın akıcılığı üstünde, hiçbir şeye karşı çıkmadan gezinir dururdu. Şimdiki anın, İsa'dan binlerce yüzyıl önceki bir insandan hiçbir farkı olmazdı onun için; yüzyıllık düşleri görür, ölçüsüz deneyimin yardımıyla tartışılmaz sonuçlara ulaşan Tanrısal yanıtlar verirdi.
Reklam
Hangi parçalar zihnimizde düşünceler doğuracak kadar iyi ayarlanabilir ki?
- Hayat nedir biliyor musun evladım? Varoluşu meydana getiren şu zembereklerin hareketini kavradın mı? Kendi içine baktın mı? Hayır; halbuki bilimin gözünden baksaydın, Tanrı'nın eseriyle benim eserim arasında var olan sıkı ilişkiyi görürdün, çünkü saatlerimin mekanizmasını, onun yarattığı canlıdan kopyaladım. - Usta, dedi heyecanla Aubert, bakır ve çelikten yapılmış bir makineyi, esintinin çiçekleri hareketlendirmesi gibi bedenlere can veren ve adına ruh denen Tanrı'nın nefesiyle kıyaslayabilir misiniz? Bacaklarımızı ve kollarımızı hareket ettiren görünmez çarklar olabilir mi sizce? Hangi parçalar zihnimizde düşünceler doğuracak kadar iyi ayarlanabilir ki?
Bilinç Dışı
"Bu şeytan hepimizde vardır. Bizim sanatkâr tarafımız onun çocuğudur. Bizi gündelik hayatın dışına çıkaran, bize insanlığımızı, makine olmadığımızı idrak ettiren odur. Emin Kâmil'in söyledikleri saçma... İç başka dış başka olamaz. Bunlar bir fikrin iki görünüşünden başka bir şey değildir..."
Sayfa 47

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bilinç Dışı
"Neden kızıyorsun? Neden şikâyet ediyorsun?" dedi. "İçinde şeytan dediğin o şeyin en kıymetli tarafın olmadığını nereden biliyorsun? Sizin gibi beş hissinden başka duygu vasıtası olmayanlar bu daimi korkudan kurtulamazlar. Asıl sebep ve illetlere [nedenlere] varabilseniz göreceksiniz ki en zayıf tarafımız dışımızdadır. Gözümüzü kör eden yedi renktir, kulağımızı sağır eden sesler, ağzımızı paslandıran yediklerimiz, kalbimizi önce coşturup sonra durduran sonsuz koşmalarımızdır. Yüksek insan dışına değil, içine kıymet verendir."
Sayfa 46
Bilinç Dışı
Başının içindeki düşünceler tıpkı gözkyüzündeki seyrek bulutlar gibi daimi bir hareket halinde, şekilsiz ve elle tutulamayacak kadar dağınıktı. Fakat yavaş yavaş daha çok derlenip toplandılar, bir takım hatıralar, istekler, ihtiraslar [tutkular], ümitler halinde birbirini kovalamaya devam ettiler. Bu sırada kendi kendine bir şeyler söylendiğini fark etti, büyün gayretine rağmen ne söylediğini hatırlayamadı. Kafasında onun iradesine tabi olmayan bir merkez işliyor ve o dikkatini buraya çevirmek isteyince derhal sisler içinde kayboluyordu.
Sayfa 52
Reklam
Bilinç Dışı
Her ne kadar Prof. Dr. Mehmet Kaplan, "sürreallistler"e bakarak Çelebi'nin bazı şiirlerini "psikanaliz metodu"yla çözümlemeye kalkmışsa da Çelebi'nin çıkış noktası, sürreallistlerden farklıdır. Onun bilinç altı teriminden çıkardığı anlam, kişinin biriktirmiş olduğu izlenimlerin masalımsı bir söyleyişle bilince çıkarılmasıdır. Çelebi, hayattan aldığı izlenimleri şiirle bilinç altından çıkarırken kendini yeniden keşfeder. Çelebi'ye göre bilinç altını olumlu bir şekilde bilince çıkaranlar sanatçılardır. Bilinç altına açılan kapılar, sanatçının dünyayı ve hayatı yeniden yorumlaması için bir fırsattır.
Sayfa 47
Bilinç Dışı
Her insanda, bilinçaltı diye adlandırılan bir yaşantılar ve izlenimler deposu vardır. Bu depoda gizlenen, bastırılan istekler, hiç beklenmedik bir anda eyleme dönüştürülebilir, bilince çıkarılabilir. "Altşuurda hatıralar, ihsaslar, insiyaklar, arzular karmakarışık ve dağınık bir şekilde uykudadırlar."("Şiirde Ruh Ânı")
Sayfa 46
Bilinç Dışı
Freud haklı: Beyinde karmaşık düşüncelerin saklandığı bir depo olmak zorunda; bilincin ötesinde ama hep uyanık, her an kendini göstermeye ve bilinçli düşünceler sahnesine çıkmaya hazır, diye geçirdi aklından.
Sayfa 110Kitabı okudu
Bilinç Dışı
"Bilinç, var oluşu kaplayan yarı saydam bir zardan ibarettir: Eğitimli bir göz bunun arkasını görebilir; ilkel dürtüleri, içgüdüleri ve güç istemini asıl neyin harekete geçirdiğini bulabilir." "Aslında Josef, Bertha'nın düşlerinize girdiğini hayal ettiğinizde bilinç dışına atıfta bulunmuştunuz. Nasıl demiştiniz; onun en gizli odalarına, hiçbir şeyin eskimediği tapınağına girebildiğinizi söylemiştiniz, değil mi? Eğer sizin resminiz sonsuza dek onun zihninde kalıyorsa, Bertha başka bir şey düşündüğü zaman bu resim nereye gidiyor? Belli ki bilinç dışı, anıların saklandığı koca bir depo."
"Kimileri yaşadığı hayattan bir şeyler almaya çalışıyor, kimileri ise hayata bir şeyler katmak... Kimisi vahşi bir hayvan gibi insanları öldürüyor, kimileri de insanların hayatını kurtarabilmek için ömrünü tüketiyor." O an, geçenlerde okuduğu ama ismini hatırlayamadığı bir yazarın çelikten bir yumruk gibi beynine gömülen o sert sözlerini hatırladı. "İçindeki bütün umutları öldür, geriye sadece vahşi ve kuduz bir köpek kalır!"
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Pencereye doğru yürüdü ve camı açıp kentin uğultusuyla birlikte içeriye boşalan sıcak havanın nem yüklü ılık dalgalarına yüzünü tuttu. Bir süre hiçbir şey düşünmeyip beynindeki kuşku dağlarının üzerindeki yükü hafifletmeye çalıştı. Hareketli çalışma binalarının göğe uzanan gri damlarının siluetleri parlak Philadelphia güneşinin altında erimiş krom renginde görülüyordu. Karşıdaki Bağımsızlık Park'ının terk edilmiş yürüyüş yolları ve kimsesiz bankları, yalnız aşıkların buruk hülyalara dalması için oldukça uygun, melankolik ve ıssız bir hale bürünmüştü.
Sayfa 148Kitabı okudu
Yıldızlar bir araya toplanıyor leylak yaprakları misali Sana bakmak için. Alçaktaki ay üzerine bir parlaklık saçıyor, gümüş rengi. -Amy Lowell
Sayfa 218Kitabı okudu
"Ama mösyö, herhalde şimdi kalkıp bana bir de ayrıntıların değersiz olduğunu söylemeyeceksin." "Kesinlikle hayır. Her ayrıntının önemli olduğu tartışılmaz. Asıl tehlike onlara gereğinden fazla değer biçmektir. Birçok detay aslında önemsiz olabilir ama içlerinden birkaçı hayati önemdedir. Beyin... küçük gri hücreler..." Alnını tıklattı. "Çok önemli, onlara güvenmemiz gerekiyor. Akıl ve duyular yanılmaz. Gerçeği onlarla aramak gerekir, kesinlikle onlarsız değil." "Herhalde böyle bir olayı koltuğunuzdan kalkmadan yalnızca düşünerek çözebileceğinizi ileri sürmüyorsunuz, Mösyö Poirot?"
KOYNUNDA gümüşçe ışıyan kar gecesinin uykuya dalmış her şey boylu boyunca, ve sonsuz yaban bir acı nöbet tutuyor hazin bir ruh yalnızlığınca. Niçin susuyor ruh, diye soruyorsun, niçin gecenin içine acıyı dökmüyor? - Biliyor, çıkarsa oradan bungun, söndürecektir çünkü bütün yıldızları.
Bilinçdışı, zamanın etkili olmadığı bir olgudur.
Anılarımızın malzemeleri genellikle iki etkinin altında kalırlar: Yoğunlaştırma ve bozma. Bu yoğunlaştırma ve bozma süreçleri uzun olduğundan ve bu süre içinde yeni olaylar belleğin içeriğinin dönüştürülmesine katkıda bulunduğundan, anıların belirsizleşmesinden ve bulanıklaşmasından zamanın sorumlu olduğunu düşünürüz. Unutma dediğimiz olayda zamanın herhangi bir dolaysız işlevinin olmama olasılığı yüksektir. Bastırılmış anıların izlerini takip ederken, bunların üzerinden uzun zaman geçse de bir bozulmaya uğramadıkları görülebilir. Bilinçdışı, zamanın etkili olmadığı bir olgudur.
Sayfa 296Kitabı okudu
121 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.