"Hatırlatmakta fayda var Helin. Kim olursan ol, son olmaması için seni dünyadaki bütün sokak lambalarının altında öpmek istiyorum."
"Neden?" diye sordum dayanamayarak.
"Çünkü sadece o an ikimiz de gerçeğiz," diye yanıt verdi. "Çünkü sadece o an gerçekten bizim için yollar oluyor ve çıkmaz sokaklar yok oluyor. Çünkü o yolların sokak lambalarıyla aydınlanması lazım Helin."
Kendi yazgının efendisi olmaya karar verdiğin an, en kolay ezilebileceğin andır. Dikkatli ol. Sürprizlere karşı uyanık ol. Biz bir şeyler yaratırken işin içinde başka güçler de vardır hep.
"Bir gün adamın biri Resûlullah'ın (sav) yanına gelerek,
- Ey Allah'ın Resûlü! Bana tavsiyede bulun,dedi.Resûlullah (sav) bu adama şu tavsiyelerde bulundu:
• Allah'a karşı takvalı ol!Çünkü takva bütün hayırları kendinde toplar.
• Cihada devam et,çünkü cihad müslümanların ruhbanlığıdır (kendisini Allah'a adamasıdır).
• Allah'ı zikretmeye ve Kur'an okumaya devam et,çünkü bunlar dünyada senin için bir nur, gökyüzünde de melekler tarafından anılman demektir.
• Hayırlı sözler dışında dilini tut. Böylelikle şeytanı alt edersin.
Allah'a karşı takvalı olmaktan maksat,Allah'ın yasaklarından sakınmak ve O'nun emrettikleri doğrultusunda amel etmektir. İşte kişi bunları yaptığı zaman bütün hayırları kendisinde toplamış olur.Dilin tutulmasından maksat, dilin korunmasıdır.Yani, dilini hayırlı sözler dışında boş şeyler konuşmaktan koru!Hayır söylediğinde sevap kazanırsın, sustuğunda da selâmette kalırsın. **Çünkü selâmet sükûttadır**
Bildirildiğine göre,insan sadece susmakla şeytanı alt edebilirmiş.O halde müslüman dilini korumalıdır. Bu sayede şeytandan korunmuş ve kusurları da Allah (cc) tarafından örtülmüş olur.
"Düşmanın olmasaydım... Bana karşı farklı hisseder miydin?"
"Realist ol. Şu an hangi konumdayız, hatırla."
"Şu an," diye fısıldadı ve bakışları aşağıya kaydı. Göğsünün üzerinde, kenetli duran ellerimize baktı. "Bu konumdayız?"
Sevdâ gibi bir gizli emel ruhuna sinmiş
Bir haz ki hayâlden bile üstün ve derinmiş
Gökten gelerek gönlüne rüzgâr gibi inmiş
Bir sır ki bu ölsen bile asla açamazsın
Anlatması imkânsız olan öyle bir an ki
Hülyâdaki ses varlığının gâyesi sanki
Bak emrediyor daldığın âlemden uyan ki
Mutlak seveceksin beni bundan kaçamazsın
Kalbin benim olsun diyorum çünkü mukadder
Cismin sana yetmez mi çabuk kalbini sök ver
Yoktur öte âlemde de kurtulmaya bir yer
Mutlak seveceksin beni bundan kaçamazsın
Râm ol bana rûhun yeni bir âleme girsin
Yazmış kaderin aşkıma ömrümce esirsin
Aklınla şuurunla hayâlinle bilirsin
Mutlak seveceksin beni bundan kaçamazsın
“Bir sır ki bu ölsen bile asla açamazsın”
O halde sevgili dost, hatır bilenlerden ol. Ve merak et. Yeni sorular sor, yeni cevaplar bul. Yeni keşifler yap. Çocuksu bir merakla bak hayata. Öğrenmekten ve değişmekten korkma.
Denemekten ve yanılmaktan çekinme. Unutma ki beyinlerimiz her yeni yaşantıyla yeniden yoğrulur. 'Beyin rezervi'ni artır. Her gün yeni bir şeyle şaşır, her gün bir insanı şaşırt, her gün seni neyin nasıl şaşırttığını bir kenara yaz. Bir şey sende ilgi uyandırdığında durma, onu izle. Öfke, suçluluk ve endişe gibi içsel tıkaçların yolunu tıkamasına izin verme. Anla ve ilerle. Her gün biraz daha büyü. Genişlet içini her gün. İki günün birbirinin aynı olmadan, hayatın bütün kokularını içine çekerek, arayıcısı ol bilgeliğin.
Bedeninin, ruhunun etrafındaki seslerin farkına var. Mesela şimdi bir nefes al ve etrafındaki beş nesneyi fark et. Bir nefes daha al ve etrafındaki beş sesi duy. Tolstoy'un dediği gibi, 'Tek bir zaman var, o da şimdi. Kudret sahibi olduğumuz yegâne zaman bu. Duygu ve düşüncelerini kabullen ve anda ol. Değerlerinle rabıtada ol ve eyleme geç. İnsanın ruhuyla, etrafıyla ve an'la rabıtada olması; dünyaya katılması ve hayatın her anının doluluğunu takdir edebilmesi demektir. O halde hayatın ve nefesinin hakkını ver. Her nefesi bir ilahi bağış olarak coşkuyla içine al. En derinlerdeki hücreleri bile şenlendirecek kadar. Ve usul usul bırak onu. Sana Hayat Veren'i fark et.
Bırak, ışık girsin içeri.
Deprem zamanında aile apartmanının çatılı park ve oturma yerinde 9-10 aile birlikte kalmıştık. O durumda ve o kadar zamana rağmen bizleri ev sahibi, kendilerini hâlâ misafir sanan bazı dayımgiller vardı. Bu farkı rahatsızlık olarak algılamayın. Fazla rahatlıktan geliyordu.
6-7 ay geçince bazıları evlerine geçti, evi yıkılanlar da çatı altında
43 Niçe 'arif ü kâmiller ma'ânîsinde acizler
Yetişür kadr ü șanında ana inzâl olan Kur'ân
44 Yolında cidd ü sa'y ile hulûs u hubbunı rabt it
Ola ki bâb-ı lutfında olasın sen dahi insân
45 Niçeler buldılar derde devâyı istinâd ile
Mülazım ol o der-gaha olur elbet sana dermân
46 Şefâ'at bûyını șemme liyâkat var ise Sıdkî
Hevâ-yı nefs-i șûm ile niçe bir idesin isyân