Bahçenin böyle durup dururken, apansız bir çöp yığınına dönüşmesinin nedeni, yeni bir aşktı. Bebek Kochamma Ayemenem’deki evin damına bir çanak anten yerleştirmişti. Oturma odasında uydu kanallı televizyonuyla dünyaya hükmediyordu. Bunun Bebek Kochamma’da yol açtığı olağanüstü heyecanı anlamak güç değildi. Yavaş yavaş meydana gelen bir şey değildi bu. Bir gecede oluvermişti. Sarışınlar, savaşlar, kıtlıklar, futbol, seks, müzik, hükümet darbeleri; bütün bunlar aynı trenle geliyorlardı. Aynı anda açıyorlardı bavullarını. Aynı otelde kalıyorlardı. Bir zamanlar, ezgili çalan bir otobüs kornasından daha yüksek ses duyulmayan Ayemenem’de, artık koca savaşları, kıtlıkları, çarpıcı kıyımları ve Bill Clinton’ı bir çırpıda ayağınıza getirtiyordunuz.
Diğer bir deyişle, bu araştırma bize şunu gösteriyor:
Son tahlilde, davranışlarınızı belirlemede yargılarınızın ve düşüncelerinizin önemi, o anki bağlamın öneminden daha azdır.
“Aaa, geç kaldın” sözü, normalde şefkatli olan birini acıya karşı duyarsız birine -o an için farklı bir insana- dönüştürme etkisi gösteriyordu.
Salgınlar da
Çok yakında olağanüstü bir fırsat yakalayıp bir anda dünyanın en zengin, en ünlü adamı olacağıma o kadar inanırdım ki, sürekli böyle büyülü bir mutluluk beklentisi içinde olurdum.