1- Normal bir fizyolojik durum içindeyken, hafifçe gözlerini kapatarak hemen önünde, yerde düşsel bir daire çiz ve o daireye gir. Bir motivasyon cümlesi oluştur. Örneğin cümlemiz; “Hedeflerime ulaşmak, engelleri aşmak için hayaller kuruyorum” olsun. Bu ifade olumlu bir çapadır. Tekrarlandıkça yerleşir. 2- Şimdi sağ çaprazında, güçleneceğin o
Bütün bunlar, onun bütün hikâyesi çok eskiden başlamış, ta topyekûn deli olan bu dünyada onu sıradan bir deli ilan etmeye kalkıştıkları zaman, ilk defa, yok artık bu kadarı fazla, dediği zaman, gerçi eninde sonunda doğal olarak "sonunun bu olacağını" inkâr etmek budalalık da olsa, eninde sonunda sahiden delirecek de olsa, o zamandan
Sayfa 29 - I. Yanan Bir Ev Gibi, 17Kitabı okudu
Reklam
"Sanki (kim ne derse desin, Hugo' nun dilinden yüz kat güçlü) dilinin olağanüstü, görülmemiş gücüyle adlandırdığı anda hissetmemeye çalıştığı, ifade etmekten ziyade resmettiği bir duyguyu ebedîleştirir."
Demek ki muhafazakarlar ile radikaller arasındaki fark esasen geleceğe dönük tavırlarından kaynaklanıyor gibi görünmektedir. Geleceğe duyulan korku bugüne sarılmamıza sebep olurken geleceğe duyulan inanç değişime açık olmamızı sağlar. Zengin veya fakir olsun, güçlü veya zayıf olsun, çok şey başarmış veya pek az şeyi başarmış olsun, herkes gelecekten korkabilir. Bugün bizim için mükemmelse ne olsa olsa bunun gelecekte de düzgünce sürmesini umabiliyorsak, değişim ancak bozuluşu ifade edebilir. Bu nedenle olağanüstü başarı sağlamış ve dolu dolu, mutlu hayatları olan kişiler sıkı yeniliklere genellikle karşıdırlar. Sakat veya orta yaşını geçmiş kişilerin muhafazakarlığı da geleceğe yönelik korkudan doğmaktadır.Bunlar etrafta çürüme alametleri ararlar ve herhangi bir değişimin iyilikten ziyade kötülük getireceğini inanırlar. Düşkün yoksulun da geleceğe dair bir inancı yoktur. Bunlar için gelecek, içine mayınlı tuzaklar gizlenmiş bir yol gibi görünür. Bu yolda ihtiyatlı yürümek gerekir. Bir şeyleri değiştirmek bela aramak demektir.
Sayfa 24
MALALA YUSUFZAY ve CHRISTINA LAMB'ın "Ben, Malala" kitabından alıntılar; S 60- Babam, ihtiyacı olan birine yardım ettiğinde bunun karşılığını hiç beklemediğin bir şekilde görebileceğini anlatmak için hep Akbar Han ve Nasır Paşa'nın iyiliklerini örnek gösterirdi. S 70- "Ziyaüddin tam bir ev erkeğiydi ve birbirlerine
Ama şansıma bağlı olarak her şeyi almaya ve daha fazlasını istememeye alışmış olmam,gitgide heyecan yokluğuna ve cansızlığa neden oldu.Daha sonra yarı farkındalık anlarında bilinçsizce beni harekete geçiren arzular gerçek değillerdi.Daha güçlü,vahşi,hırslı ve daha az tatmin edilmiş arzulara duyulan özlemdi.Daha çok yaşama ve belki de daha fazla acı çekme arzusuydu.Fazlasıyla akıllıca bir yöntemle hayatımdan bütün engelleri kaldırdım.Yaşama gücüm bu engellerin yokluğuyla baltalandı.Daha az şey istediğimi,duygularıma bir çeşit felç indiğini fark ettim,bu yüzden -belki de ifade etmenin en iyi yolu bu -bir çeşit hayata tutkulu bağlanma,yani duygusal zayıflık çekiyordum.
Reklam
213 öğeden 91 ile 100 arasındakiler gösteriliyor.