224 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Labirent Yayınları'nın bizi Philo Vance ile tanıştırdığı Pipo serisinin ilk kitabı. Agatha Christie, Dorothy L. Sayers, Poe, Doyle kadar ünlü olan bu adam malesef ülkemize rağbet görmemiş olup. İki adet romanı 1956 ve 1981'de dilimize çevrilmiş. Bu sebeple bile böyle bir kitabın çıkması önemli bir şey. Polisiye roman tarihindeki en ukala dedektiflerden biri olan Philo Vance, Savcı Markham'ın talebi üzerine bir eve gider ve olaylar başlar. Klasik polisiye romanlarının çoğunda olduğu gibi bir yancı (Watson, Hastings gibi) ve polisi aşağılama söz konusu. Gerçi yancısı yukarıda yazdıklarım gibi detaylı işlenen bir karakter değil, sadece anlatıcı Güzel bir roman. Okunması gerekenlerden
Ejder Cinayeti
Ejder CinayetiS. S. Van Dine · Labirent Yayınları · 201274 okunma
611 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yemin tüm bitirmeme çabalarıma rağmen, kendime günlük okuma limiti koymama rağmen yine de bitti… Bitti ama ağzımda harika bir tat, yüzümde bir gülümseme bırakarak bitti. Karahan Afrika’da yaşadığı olaylar sebebiyle granitten bir kalbe, gülmeyi bilmeyen bir yüze sahip esmer, uzun boylu, kara kaş kara göz bir FMArsal yakışıklısı… Tuğçe zengin bir
Yemin
YeminFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 2017937 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Birinci cilt olan bu kitapta guzel yazarımız hikayeye girebildi ama sıkıcı oldugu anlamını cıkarmayın; suan her sey yerli yerinde ve dagılmayı bekliyor gibi. dili muhtesem. fikir tartısmaları catısmaları, karakterler. ogrenilcek cok sey var bence bu kitaptan. bazı seyler gercekten genetik mi acaba:p
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,1bin okunma
Yasaların yargısı doğru mudur Ya da yanlış mıdır bunu bilemem; Bildiğim tek şey bu hapishanede Demir gibi sağlamdır tüm duvarlar, Bir yıl kadar uzundur her geçen gün Yıl bitmek bilmez, uzadıkça uzar. Kabil'in Habil'i öldürdüğü Günden beri hiç dinmedi acılar Çünkü insanların insanlar için Koymuş olduğu bütün yasalar Tıpkı
İlişkide olduğunda her şey çok güzel başlıyor, tıpkı bir rüya gibi ama sonra içini bir korku kaplıyor: “Kaybetme Korkusu” - Ya benden sıkılırsa? - Ya beni aldatırsa? - Ya beni eskisi kadar sevmiyosa? Sonrasında birden rüya bitiveriyor. Sanki sevgiline bir büyü yapılmış gibi birden bire sana karşı ilgisizleşmeye başlıyor. Sana değer veren,
Aslında kadın sadece kadındır Erkeğin sadece erkek olduğu gibi Ne hayattır Ne de çiçek. Yani Kadın, kadın olmak dışında başka hiç bir şey değildir. Biliyoruz ki Kadın hayattır diyenler Hayatına aldıkları kadının hayatına tecavüz edenlerdir Ve kadın çiçektir diyenler de Hayatına aldıkları kadının kokusu geçinceye kadar katlanan kişilerdir. Kadına sadece kadın diyenler ise Ona sadece erkek olan kişilerdir Ki zaten bir kadına 'erkek olmak', her şey olmak demektir. Bir erkeğe 'kadın olmak', her şey olmak demek olduğu gibi. Sadece kendisi olan 'her şey' aslında kendine ve çevresine yetendir. Kendisi dışında başka bir şey olanlar ise, hiç bir kimseye ve hiç bir şeye yetemeyenlerdir. Bu yüzden kadın sadece kadındır Erkeğin sadece erkek olduğu gibi... HiraiZerdüş
Reklam
164 syf.
5/10 puan verdi
Etrafımdaki herkesin okuduğu ve şahsımın okumayarak çok şey -iyi ki bu şey var, yoksa halimiz nice olurdu- kaybettiği iddia edilen bir kitaptı. Esefle söylüyorum ki okuduktan sonra hayal kırıklığı yaşadım. Neden bu kadar çok kişi tarafından beğenildiğini de anlamıyor değilim. Konusu itibariyle insanımızı etkilemesi bariz aslında, güzel bir aşk
Kürk Mantolu Madonna
Kürk Mantolu MadonnaSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021311,5bin okunma
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
144 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
140 sayfalık bu kitabı tam olarak 2 ayda (7 Ekim'den beri) bitirebilmiş bir kitap fakiri olarak pek de yorum yapmamam lazım aslında. Fakat olur da kitabı okumak isteyenler olursa diye, bir kaç noktaya değinmekte fayda var. Öncelikle kitap toplama bir kitap. Noam Chomsky'nin bir kaç kitabının farklı bölümlerinin bir araya getirilmesi ile oluşmuş.
Demokratik İdeallerin Çöküşü
Demokratik İdeallerin ÇöküşüNoam Chomsky · Pınar Yayınları · 199713 okunma
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
Reklam
"Acı var," dedi Shevek ellerini açarak. "Gerçek. Ona yanlış anlama diyebilirim, ama var olmadığını veya herhangi bir zamanda yok olacağını var sayamam. Acı çekme, yaşamımızın koşulu. Başına geldiği zaman fark ediyorsun. Onun gerçek olduğunu anlıyorsun. Tabii ki, tıpkı toplumsal organizmanın yaptığı gibi, hastalıkları iyileştirmek, açlık ve adaletsizliği önlemek doğru bir şey. Ama hiçbir toplum varolmanın doğasını değiştiremez. Acı çekmeyi önleyemeyiz. Şu acıyı, bu acıyı dindirebiliriz, ama Acı'yı dindiremeyiz. Bir toplum ancak toplumsal acıyı -gereksiz acıyı- dindirebilir. Gerisi kalır. Kök, gerçek olan. Buradaki herkes acıyı öğrenecek; eğer elli yıl yaşarsak, elli yıldır acıyı biliyor olacağız. En sonunda da öleceğiz. Bu doğuşumuzun koşulu. Yaşamdan korkuyorum! Bazen ben- çok korkuyorum. Herhangi bir mutluluk çok basit gibi geliyor. Yine de her şeyin, bu mutluluk arayışının, bu acı korkusunun tümüyle bir yanlış anlama olup olmadığını merak ediyorum... Ondan korkmak veya kaçmak yerine onun... içinden geçilebilse, aşılabilse. Arkasında bir şey var. Acı çeken şey benlik; benliğin ise- yok olduğu bir yer var. Nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Ama gerçekliğin, rahatlık ve mutlulukta görmediğim, acıda gördüğüm gerçeğin, acının gerçekliğinin acı olmadığına inanıyorum. Eğer içinden geçebilirsen. Eğer sonuna kadar ona dayanabilirsen."
“Yazmak mutsuzluktur, mutlu insan yazmaz. bu yeryüzünü olduğu gibi görmeme engel olan ve bana bu yeryüzünü cehennem eden bu yazmak eyleminden kurtulduğum, mutlu olduğum bir tek şey var: resim yapmak.” İlhan Berk
45 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok güzel bir serinin ilk romanı. Bir adam kendini Haliç'te bulur. Baştan aşağı kanlar içindedir ve hiç bir şey hatırlamamaktadır. Kendisini bulan polisler ona Acı adını verir. Çok güçlü olan Acı sonra Koray komiserin kabul etmesi ile sorgulara katılmaya başlar. Bu arada Zehir Haluk adında bir uyuşturucu kaçakçısının peşine düşerler. Adamı yakalarlar ancak bir android olduğu ortaya çıkar. İşin garibi Acı da androiddir ve onun gibi 7 tane daha üretilmiştir Türkiye'de. Acının adı Acımasız olur ve görevi diğer robotları bulup öldürmektir artık. Soluksuz okunan bir roman.
Kuğu Kılıcı Serisi 1: Acımasız
Kuğu Kılıcı Serisi 1: AcımasızGökcan Şahin · Buzul Dünya Yayınları · 20142 okunma
Hastalık, yaşlılık ve ölümü hiç görmemiş ve onların ne olduğunu bilmeyen genç, mutlu prens Sakya-Muni, bir gezinti sırasında görünüşü perişan, dişleri dökülmüş, salyaları akan bir ihtiyara rastlar. O zamana kadar ihtiyarlığın ne olduğunu bilmeyen prens, şaşkınlık içinde arabacısına bunun ne olduğunu, adamın nasıl olup da bu acınası ve itici hale
“Biz dev bir ağacın, ufacık bir yaprağı üzerindeki küçük küçük kurtçuklarız Zorba. Bu küçücük yaprak bizim yeryuvarlağımızdır; ötekiler de gecenin içinde sallandıklarını gördüğün yıldızlar. Biz küçücük yaprağımızın üstünde sürünüyor ve onu hırsla araştırıyoruz. Kokluyoruz; bize güzel kokuyor ya da kötü kokuyor. Tadına bakıyoruz; yenilebilir buluyoruz. Vuruyoruz, sanki canlı bir şeymiş gibi çığlıklar atıyor. En korkusuz olan insanlar yaprağın ucuna kadar varıyorlar, bu uçtan gözlerimizle kulaklarımız açık olduğu halde kaosa eğiliyoruz. Ürperiyoruz. Altımızdaki korkunç uçurumu görüyor, dev ağacın öteki yapraklarının çıkardığı gürültüyü uzaktan uzağa duyuyor, özsuyun köklerinden yükselip kalbimizi kabarttığını kavrıyoruz. Böyle, uçuruma eğilmiş bir halde de, bütün bedenimiz ve bütün ruhumuzla, korkunun içimizi kapladığını anlıyoruz. O andan sonra artık şey başlar...” Durdum. Demek istiyordum ki: O andan sonra artık şiir başlar. Ama Zorba anlamayacaktı, sustum. O hırsla sordu: “Ne başlar? Neden sustun?” “...büyük tehlike başlar Zorba. Bazılarının başı dönüp sayıklar, bazıları korkup yüreklerini sağlamlaştıracak bir karşılık bulmak için çırpınır ve buna Tanrı derler. Bazıları da yaprağın kenarından uçuruma sakin sakin, korkusuzca şöyle der: ‘Hoşuma gidiyor!’”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.