İslam tarihinde ilmî ve fikrî faaliyetleri açısından en parlak dönem kabul edilen Hicrî dördüncü asrın (m. 10. yy.) İslam düşünürleri arasında önemli bir yere sahip olan Âmirî, Kindî ekolüne bağlı bir düşünür olarak temâyüz etmiş ve Şehristânî (548/1153) tarafından "Büyük İslam Filozofları" listesine yerleştirilmiştir.
Âmirî alemin
Bu kitap şiirin sınırlarını zorlamış. Allah'ın varlığı ve birliği, öldükten sonra dirilme, kader, ilahi aşk ve Allah'a kavuşma arzusu okuyanı gözyaşlarına boğacak bir samimiyetle anlatılmış. Kibir ve gurura insanın hakkı olmadığı mucizenin ne demek olduğu da ele alınan konular arasında. Şehit Ömer Halisdemir ile ilgili şiir de söylemeden edemeyeceğim şiirler arasında. Şiir sevenlerin bu şairi ve tarzını tanıması lazım diyorum.
Kitap şu tanımla başlar: “ Ah... ünl. 1- Sesin tonuna göre pişmanlık, öfke, özlem, beğenme gibi duygular anlatır.” TDK Türkçe Sözlük
Sadece iki harfe ne çok duygu sığarmış meğer.
Şu ikicik harf aslında kitapta yer alan şiirlerin bir özeti. Şairin pişmanlıkları var, bu besbelli. Ama ne tür pişmanlıklar olduğu pek belli değil. Tek belli olan
İnançsız bir adam, Hz. Ali'ye :Sana acıyorum bu sıcakta oruç tutuyorsun. Öldükten sonra dirilme yok. Boşa kendine eziyet ediyorsun demiş.
Hz. Ali de cevaben: Eğer öldükten sonra dirilme yoksa boşa tutmuş olurum ama varsa ki var, o zaman sen ne yapacaksın demiş...