"Annem, Bayan Van Daan ya da diğer kadınlar gibi yaşamak istemiyorum. Sadece gündelik basit işlerini yapıp duruyorlar ve sonra unutuyorlar. Bir koca ve çocuklardan daha fazla şeyler istiyorum. Hiç tanımadığım insanların hayatına bir şeyler katmak istiyorum. Öldükten sonra bile yaşamak istiyorum..."
-Bu kitabı enfes bir zevkle okumamı itiraf edebilirim.Ve bu kitap bana bazı şeyleri hatırlattı ama onları izah etmeyeceğim.Çünkü,bu bana özel şahsi hatırlatmalar olsa gerek :)
Atay’ın, hikâyelerinde kurguladığı kahramanlar aracılığıyla toplumdan kendini soyutlayan, yalnızlaşan ve bunun neticesinde içselleşen problemli insanları anlattığını
Bir sanat eseri, yaratıldığı devre göre ve o devrin hassasiyetini, zevkini ve anlayışını en iyi ifade ettiği için mi değer kazanır? Yoksa o devri aşan, her zaman, çok taze, hatta her zaman yeni güzellikleri keşfedilen edebi değerlere mi sahiptir? Başka ve daha kestirme bir deyimle, bir eserin, bilhassa bir şaheserin değeri “tarihi” midir, “edebi”
Ona cehenneme inandığımı ve benim gibi ölümden sonra yaşama inanmayanların öldükten sonraki cehennemi kaçıracakları için ölmeden önce cehennemde yaşamak zorunda olduklarını ve kim neye inanıyorsa öldüğü zaman başına onun geleceğini söylemiştim.
İlk evladım Köksal 1969 yılında
ikinci evladım Serdar 1971
üçüncü yavrum Hakan 1973
dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti.
13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Bilmediğini Biliyorum
Diyecekler ki arkamdan
Ben öldükten sonra
O, yalnız şiir yazardı
Ve yağmurlu gecelerde
Elleri cebinde gezerdi
Yazık diyecek
Hatıra defterimi okuyan
Ne talihsiz adammış
İmanı gevremiş parasızlıktan..
Bel ki diyorum kendi kendime.!
Belki öldükten sonra
Mümkündür yaşamak.!
K u ş M i s a l i
Derler ki insan oğlu
Uçan bir kuş misali
Bir bakarsın burda şimdi
Bir bakarsın öldü gitti..
Ve işte dünyamız
Ağacın kuşa,
Kuşun ağaca
Benziyen bir tarafı yok..
Ben de diyorum ki
Muzaffer Tayyip adındaki insan
Güzel olan yaşadığımızdır
Bir gün öleceğimiz değil..
Belki diyorum kendi kendime
Belki de öldükten sonra
Mümkündür yaşamak.!
Sanırsınız ki yaşamak
Sanırsınız ki yaşamak doğumla ölümden ibaret
Bence hayatın anlamı altı bin altı yüz altmış altı ayet.
Şimdilik dolu dolu yaşıyorsun gönlünce
Ne yapacaksın Azrail’i karşında görünce?
Aradığın ebedi hayat mezarda başlayacak
Gece ile gündüz, doğru ile lira yanlış ayrılacak
Be hey ilmi ile ölümsüzlüğün peşindeki gafil
Öldükten sonra ölümsüz olacaksın zaten; cahil
Bir kapıyı kapayan Allah diğerini açacaktır muhakkak
Sen gönlünü ferah tut sabrının ödülünü verecektir hak
Allaha kulluk etmem için de verilmişse bu hayat bana
Gerek var mı hiç kıvırmaya hem o yana hem bu yana
Ben basit bir insanim Neysem oyum
Rabbime kul olmakla çok mutluyum
2014
Mustafa Tuku
Neden yalnızlık bizi ürkütüyor. Ürkütüyor, çünkü sonsuzluğun başlangıcı gibi geliyor bize ve sonsuzluğun karşısında kendimizi kolumuz kanadımız kırık ve bomboş hissediyoruz, öldükten sonra da yaşamak için tanıklar istiyoruz...