Çünkü tüm ilerlemelerin, insan olmaya yönelik tüm çabaların temelinde saklı yatan çağrıdır bu: ‘Öldürmeyeceksin!’ Canına kıydığımız o kadar çok şey var ki..
Bir Parça Günlük
Sabahın bu hafif uykusunda bir ermiş çıktı karşıma. Biraz kendim bu ermiştim, onun düşüncelerini düşünüyor, onun duygularını duyuyordum; ama biraz da öyleydi ki, onu yanımda ikinci bir kişi gibi algılıyordum, benden ayrı bir kişiydi, ama olduğu gibi içimi okuyor, her şeyiyle kendisini bilip tanıyordum. Bazen onu karşımda görür gibiydim, bazen de sanki birisi onun hakkında bana bir şeyler anlatıyor ya da ben onun hakkında bir şeyler okuyordum. Bazen sanki kendi kendime ona ilişkin bir şeyler söylüyor, bazen de o bana kendisine ilişkin bir şeyler anlatıyor ya da gözlerimin önünde bir yaşantıyı yaşıyor, ama ben bunu öz yaşantım gibi duyumsuyordum.
Reklam
Dünya ileride nasıl bir seyir izlerse izlesin, seni şifaya kavuşturacak hekimi ve yardımcıyı, bir geleceği ve seni yeni atılımlara itecek gücü her zaman yalnızca kendi içinde bulacaksın, senin o zavallı, kendisine hep kötü davranılmış, esnek, asla yok edilemeyecek ruhunda.
Ne mutlu o kişiye ki, kendi yalnızlığını bulmuştur; resimlere geçirilmiş, şiirlere dökülmüş yalnızlığı değil de, kendi yalnızlığını, başka hiçbir yalnızlığa benzemeyen, sadece kendisi için belirlenmiş yalnızlığı.
Sayfa 76 - ykyKitabı okudu
Kimlik kültür, kültür dil, dil ahlaktır. Nazi Almanyası’ndaki katliamları mümkün kılan ‘biz’in aşırı güçlendirilmesi ve onun içerdiği ‘ben’in zayıflatılmasıydı, bu da ‘biz’ olmayanların, yani Yahudilerin peyderpey insanlıktan çıkarılmasına ve kovulmasına karşı direnci azalttı ve ‘biz’i daha da güçlendirdi. İnsanlıktan çıkarma ‘biz’ adına, ahlakın bulunduğu dilde yapıldı ve Almanya’da kimseyi öldürmeyeceksin yönündeki vicdanın sesi yalnızca birkaç yıl içinde tersine döndü.
Sayfa 407Kitabı okudu
İnancım
Pek dar bir alana sıkışmış bu Hıristiyanlıkla, bu biraz insanın içini bayıltan şiirler, ilahilerle, çokluk pek sıkıcı bu rahipler ve vaazlarla kıyaslandığında Hint din ve edebiyat dünyası kuşkusuz çok daha çekiciydi. Bu dünyada beni sıkıştıran, bana rahatsızlık veren aşırı bir yakınlık yoktu; bu dünyada ne o boyalı yavan mimberlerin ne de piyetist hava esen İncil okuma saatlerinin kokusunu algılıyordum; hayal gücüm bu dünyada özgürce devinecek mekan buluyordu kendine. Hint dünyasından bana ulaşan ilk çağrılara hiç karşı koymadan kapıları açıyor, onları alıp benimsiyordum. Bu çağrılar yaşam boyu içimde sürdürdü etkisini.
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.