Öldüğümde mezarıma gel, bir bakın etrafa; toprak nasıl yiyip bitirmiş etimi! Usulca seyret, etrafımda yatanları. Koskoca bedenler, sokulmuş toprak yorgana, nasıl olur da yatarlar! Bu heyecan, bu sevgi, bu aşk, bu nefret; nasıl insanı hapseder böylesine! Düşün kendi kendine, düşün hiçbir pranga takmadan kalbine! Sükût gibi izle mezarımı, dualar et ve kalk git yanımdan! Unutma benim öldüğümü, unutma senin öleceğini, unutma herkesin öleceğini... unutmanı istemem, öyle gafil, öyle sefil ve öylesine habersiz olmanı...
Bir şaman atasözü der ki:
"Sevdiklerine bağlı ol ama bağımlı olma.
Fedakar ol ama kendini feda etme.
Dünü unutma. Saplanıp kalma da.
Sabret ama katlanma.
Eleştir ama suçlama.
İste ama ısrar etme.
Ve en önemlisi hiç kimseye biat etme.
Bir gün hepimizin öleceğini de asla unutma..."
"Barok döneminin tipik bir sloganı vardı: 'carpe diem'. Yani 'gününü gün et!' Yine çok söylenen bir başka Latince söz de şuydu: 'memento mori'. Bunun anlamı da, 'öleceğini unutma!' "
Barok döneminin tipik bir sloganı vardı: “Carpe diem.” Yani “gününü gün et!” Yine söylenen bir başka latince söz de şuydu: “memento mori.” Bunun anlamı da, “öleceğini unutma!”