100 yıl geçse de değişmemiş insanlık
"Bütün bunlar saçmalık arkadaşlar," dedim, sohbete devam ederek. "Dar kafalılara özgü bayağılıklar... Lanet herifler biz doktorlara, özellikle biz cerrahlara karşı insafsızlar. Bir düşünün, 100 kere apandisit ameliyatı yapmış biri var önünüzde. Yüz birinci ameliyatta hasta masada kalıyor. Ne yani, bu adam hastayı öldürmüş, doğramış mı sayılıyor?" "Mutlaka öyle diyeceklerdir," diye karşılık verdi Doktor Gins. "Ölen bir kadınsa, kocası gelip kafanıza bir sandalye fırlatır," diyerek kesin bir şekilde onayladı Doktor Plonski ve hatta güldü. Hepimiz güldük, her ne kadar klinikte havada uçan bir sandalyenin pek gülünecek bir yanı olmasa da.
Sayfa 145 - Doktor BulgakovKitabı okudu
Peki bu yetmiş yaşımda ben ne istiyorum? istediğim tek şey var: Ölümü haketmek... Ölen insanların pekçoğunun ölümü hakederek ölmüş olduklarına inanmıyorum. Ölüm, insanın ulaşabileceği en üst düzey, en yüce, en ulu yer ben­ce... Çünkü yaşamın en olgunluğunda ölüyoruz. Bu yüce, bu ulu, bu en üst düzeydeki yere layık olarak, ölümü hak­ kederek mi ölüyoruz? Hakedilmesi en zor şey ölümdür. Ben ölünce, ölümü haketmiş olmayı isterim. Kaç ölü, ölümü haketmiştir? Ölümü haketmiş olanlar, yaşamışlardır ama, yaşadıkları yaşamı da haketmemişlerdir. Ölümlerini haket­miş olanlar ancak yaşamlarını da haketmiş, hatta yaşamdan alacaklı kalmış olurlar.
Reklam
hayat ve dayattıkları
''Para için ölen ve bir 'mevki' yitirdikleri için umutsuzlanan ya da ailelerinin mutluluğu için büyük tavırlarla kendilerini feda eden o tuhaf yaratıklara şaşkın ve biraz kuşkulu bir gözle bakıyordum hep. Sigaradan vazgeçmeyi kafasına koyup irade gücüyle bunu başaran o dostu daha iyi anlıyordum. Bir sabah bu adam gazeteyi açar, ilk hidrojen bombasınının patladığı haberini okur, bunun harika etkilerini öğrenir ve hemen bir tütüncü dükkanına girer.''
Sayfa 63 - CanKitabı okudu
Martin Luther
Almanya’da endüljans satımı Mainz eyaletinin genç başpiskoposu Albrekt’e bırakıldı. Albrekt Papa’dan, denetimi altına üç piskoposluk almış ve bu yüzden yıllarca süren borçlara girmişti. Ama Papa’ya para gerekiyordu! Başpiskopos sattığı endüljanslardan gelen paranın yarısını kendine alabiliyor, böylece de borçlarını ödeyebiliyordu. Bu yüzden
Hayatta kalmayı başaranlar, güçlü radyasyona maruz kaldıkları için kıyafetleri soyulmuş ve çırılçıplak bir hâlde şehir merkezindeki alevlerden kaçarak sendeleye sendeleye dağa tırmanıyorlardı. İki çocuk ölen babalarını sürükleyerek ilerliyordu. Kafası olmayan bir bebeği sıkıca kucaklamış genç bir kadın koşturuyordu. Yaşlı bir çift el ele tutuşmuş, nefes nefese dağa tırmanıyordu. Koşarken iş pantolonu aniden alev alan bir kadın alev yağmuruna dönüştü ve yerde yuvarlandı. Ateşlerin çevrelediği bir çatı üzerinde durmadan şarkı söyleyip dans eden bir adam görünüyordu. Delirmiş olmalıydı... Koşarken arkasına durup durup bakanlar da vardı, başını bir kez bile çevirmeden hızla koşanlar da... Bir abla kız kardeşini geride bıraktığı için azarlıyor kardeş de ablaya beklemesi için yalvarıyordu. Hemen arkalarından alevler yaklaşmaktaydı.
İthaki YayınlarıKitabı okudu
“Sadece kediler değil, bütün dünya böyleydi. Ya av oluyordun ya avcı. Ya kedi ya tavşan. Ya ölen ya öldüren.”
Reklam
"tabii; ama bu saygıdeğer adam, ne bu konuda ne de başka bir idari önlem konu sunda karar verme cesareti göstermeden öldü. Aklı başında bir adamdı. Niye onun gibi davranmayayım?" ... "Bütün yaşamı boyunca hiçbir şeye karar vermeden ölen bir adam," diye ciddi bir tonda ekledi Van Tricasse, "bu dünyada mükemmeliyete yaklaşmış demektir."
MÜTHİŞ BİR TREN Kıraathanenin camları önüne oturmuşlardı. İki arkadaştılar. Nargilelerinin marpuçlarını emerek susuyorlardı. Zayıf olan, lülenin ateşini nargilenin kehribar ağızlığıyla düzeltti. Bir-iki nefes daha çekti. Marpucu sardı. Nargileyi önünden itti. Bu, yüzü karanlık, karışık bir adamdı. Kalın kaşları vardı. Bu kaşların altında
Öyle zannediyorum ki onlar ölünce ağlamayacağım. Çünkü insan ölene ağlamaz. Ölen için yapamadığı güzel şeyler için ağlar. Ben sevdiklerime yapabileceğimin en iyisini yapıyorum şimdi. Onları asla ihmal etmeden yaşıyorum. Onlar ölünce ağlayacağımı inan ki hiç sanmıyorum. Çünkü ben bahçeden su çıktığı gün, onların öldüğünü hissettim. Yani bu benim hakikaten son şansım. Senin de öyle.
Sayfa 41 - Kashna Kitap AğacıKitabı okudu
Nefahât’ta, ilk olarak 161'de (777) ölen Süfyân-ı Sevrî ile çağdaş Ebû-Hâşim-i Kûfi’ye sûfi dendiği ve ilk tekkenin, bir Hristiyan beyi tarafından Şam’a bağlı Remle’de kurulduğu bildirilm ektedir (terce- me, s. 86). Bu tekkenin kuruluşu hakkında da şöyle bir rivâyet var: Hristiyan beyi ava çıkmış. Yolda iki kişinin birbiri ne rastlayıp elele tutuşarak koçuştuğunu, oturup yanlarında ne varsa ortaya koyduklarını, yiyip içtikten, konuşup görüştükten sonra ayrıldıklarını görmüş. Bu hal pek hoşuna gitmiş. Orada kalanı çağırıp, giden adamı, evvel ce tanıyıp tanımadığını sormuş. Tanımadığını anlayınca peki demiş, neden birbirinize sarıldınız, oturup yemek ye diniz, konuştunuz? Adam, nereli olduğunu bile bilmem, fakat bizim yolumuz budur deyince, sizin buluşup toplandığınız yerler var mı diye sormuş. Olmadığını anlayınca size ben bir yer yapayım da orada buluşun demiş, ve Rem- le 'de onlara bir yer yaptırmış (aynı sahife). Bu rivayete göre sûfî ve tasavvuf sözleri, hicretin ¡kinci yüzyılında (VIII) meydana çıkmış
Reklam
İfritler neden musallat olur?
Mısır halk inancında şiddet sonucu ölen bir adam bir ifrit haline gelir ve öldüğü yere musallat olur.
Sayfa 22 - Encyclopaedia of İslam'dan alıntı olduğu belirtilmiş.Kitabı okudu
Ölüyormuş gibi hissediyorum ve kendisini yoran bir orjiden sarhoş çıkan bir adam gibi, bileklerini kestikten sonra parfümlü bir küvete giren ve gülerek ölen o epikuroscu gibi, can çekişmeme gaddarca gülüyorum.
Bütün yaşamı boyunca hiçbir şeye karar vermeden ölen bir adam, bu dünyada mükemmeliyete yaklaşmış demektir
Boğaç Han Destanı
Allah Allah demeyince işler yürümez Kadir Tanrı vermeyince er zenginleşmez Ezelden yazılmasa kul başına kaza gelmez Ecel vakti ermeyince kimse ölmez Ölen adam dirilmez, çıkan can geri gelmez
“Bütün dünya böyleydi.Ya av oluyordun ya avcı.Ya kedi ya tavşan.Ya ölen ya öldüren.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.