Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Mineraloji, kimya ve fizik dünyasına, bilime tamamen yoğunlaşıp kendimi kaptırmaya çalıştım (bazen de başardım); kargaşanın içinde parçalanmamak için onlara tutundum."
Sayfa 170Kitabı okudu
" Bir insan ayağını veya gözünü kaybettiğinde, neyi kaybettiğini bilir, ama benliğini kaybederse bunu bilemez, çünkü bunu bilecek bir "ben" artık ortalıkta yoktur. "
Reklam
"Michael 1941'de, on üç yaşında Braefield'dan ayrılıp Clifton Koleji'ne gitti ve orada acımasızca ezildi. Tıpkı Braefield gibi yeni okulundan da hiç şikayet etmesi, ama geçirmekte olduğu travmanın belirtileri dikkatle bakılınca görülüyordu."
Sayfa 169Kitabı okudu
"Babam için tıp hiçbir zaman bir hastalığın teşhisinden ibaret olmamıştı; hastanın hayatı, kişilik özellikleri, duyguları ve tepkileri bağlamında görülüp anlaşılması gereken bir şeydi."
Keşke sağırlığın önemli olmadığı, bütün sağırların yaşamla bütünleştikleri ve doya doya yaşadıkları bir dünya olsaydı! "Engelli" ve "sağır" gibi tanımların olmadığı bir dünya!
İnsan özgür doğar, ama her yerde zincire vurulur.
Reklam
Bazen iki dünya arasında kalmışım gibi, ikisine de tam uymuyormuşum gibi bir hisse kapılıyorum.
262 syf.
·
Puan vermedi
Gördüğü yüzleri tanımayan hatta ortada görülecek yüzler olmadığında varmış gibi gören, yılların tanınmış şarkıcısı olan adamın, eşini şapka sanıyor olması… “Sol” kavramını tamamen yitirmiş bir kadın olan Bayan S. bedenindeki ve dünyadaki sadece sağ bölgeyi görüyor, yemeğin sadece sağ kısmını yiyor, yüzünün sadece sağ kısmına makyaj yapıyordu. Üstelik bu durumdaki yanlışı da fark etmiyordu. Beyin üzerine yazılmış en etkileyici eserlerden biri olan kitap, Nörolog Oliver Sacks’ın Tourette Sendromundan otizme kadar karşılaştığı farklı gerçek nörolojik vaka tarihçelerini anlattığı Karısını Şapka Sanan Adam ile bizi çokça şaşırtıyor ve bilgilendiriyor. İnsan beynimin gizemlerine dalış yaptığımız kitapta olağanüstü vakalar, bazen komik bazen hüzünlü ancak her zaman şaşırtıcı ve düşündürücü. Gerçek hayattan alınmış bu vakalar, her birimizin dünyayı nasıl algıladığımız konusunda yeni perspektifler sunuyor. Kitap sadece psikoloji ve tıp alanını meslek edinmiş insanlar için değil, karmaşık insan zihnine ilgi duyanlar için de eşsiz bir okuma olacağını düşünüyorum. Ben okurken çok keyif aldım
Karısını Şapka Sanan Adam
Karısını Şapka Sanan AdamOliver Sacks · Yapı Kredi Yayınları · 20204,516 okunma
"(Dave Dayı'nın) Yaptığı hesaba göre, çapı sadece 60 santimetre olan bir (tungsten) kürenin ağırlığı 2.250 kiloyu geçerdi. (...) Cevher o kadar yoğundu ki, madenciler ona 'tung sten' yani 'ağır taş' adını vermiş (...)"
Hangi adam daha trajik bir durumdadır ya da hangisi daha lanetlidir? Başına geleni bilen mi bilmeyen mi?
Reklam
Şimdi kış. Ölü gibiyim. Ama yine bahar gelecek, biliyorum.
Sayfa 203Kitabı okudu
"Bilime sığındık... Bilimin, gaddarlıkla nefretin ortasında bir özgürlük ve dostluk alanı olduğunu öğrendik."
Sayfa 27 - Freeman Dyson'ın otobiyografik denemesi "Öğretmek ya da Öğretmemek"ten alıntıKitabı okudu
Bilinçli otistik yetişkinler ve ana-babaları çoğu kez otizme öfke duyarlar. Doğanın ya da Tanrının neden otizm, manik depresyon ya da şizofreni gibi korkunç bir duruma izin verdiğini sorarlar. Ne var ki, bu du­ruma yol açan genleri yok etmenin korkunç bir be­deli de olabilir. Bu sendromu taşıyan kişilerin yaratı­cı, hatta dahi olmaları da mümkündür... Bilim bu genleri yok ederde, belki de dünya çok daha sıkıcı bir yer olacaktır.
Sayfa 281 - YKY, 4. Baskı, Şubat 2021
zalimler
Sığır çiftlikleri ne denli büyük olurlarsa olsunlar, sessiz, sakin yerlerdir; oysa yaklaştığımız çiftlikten gürültüler, bö­ğürtüler geliyordu. Temple, "Bu sabah buzağıları ineklerden ayıracaklardı," dedi, gerçekten de öyle olmuştu. Sürünün dışında, buzağısını arayan ve böğüren bir inek gördük. Temple, "Bu mutsuz bir inek," dedi. "Üzgün, kızgın, mut­suz bir inek. Bebeğini istiyor. Onun için böğürüyor, onu arıyor. Bir süre için unutacak, sonra tekrar hatırlayacak. Acı çe­kiyor, sızlanıyor - bu konuda pek bir şey yazılmadı. Bilim adamları duygu ve düşünce gibi insani nitelikleri onlara yakıştırmaktan çekiniyorlar. Skinner bunu yapmalarına izin vermedi."
Sayfa 259 - YKY, 4. Baskı, Şubat 2021.
Evine giderken onu doktora çalışması hakkında sorguladım; tezi çevre koşullarının domuzların beyinlerine etkisi üstüneydi. Bana iki denek grubu arasındaki büyük farklılıktan söz etti - "zenginleştirilmiş" ortamlarda domuz­lar daha sosyal davranıyor ve uysallaşıyorlardı; oysa "yoksul" ortamlarda hiper-heyecanlı ve saldırgan (neredeyse "otis­tik") oluyorlardı. "Uysal domuzlarımı sevmeye başladım," dedi, "onlara bağlanmıştım. Öyle ki, öldürmeye kıyamıyor­dum." Deneyin sonunda beyinlerinin incelenmesi amacıyla hayvanların öldürülmesi gerekiyordu. Domuzların güveni­ni kazandığı için, son yürüyüşlerini birlikte yaptığını, ke­sim sırasında onları sakinleştirmek için okşadığını ve onlar­la konuştuğunu anlattı. Ölümleri Temple'ı çok sarsmıştı "O günlerde çok ağladım."
Sayfa 254 - YKY, 4. Baskı, Şubat 2021. Temple Grandin otizmli bir kadın, burada 40'lı yaşlarda
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.