Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Yolu var önünde gidilecek, kilometrelerce, günlerce, aylarca, senelerce. Arada durup dinleneceği istasyonları var, durup nefesini bir anlığına koyvereceği ama gidiş vakti için her an gözünün saatte olacağı. Yolunda, doludizgin, bağıra bağıra, yorgun bir at gibi terleyerek giderken, 'yavaşla' diyecek bir ses, orada, tekerleklerinin altındaki raylarda. Yavaşla, bak ileride makas var. Makası yanlış yöne çekersen, sen, koskoca tren yanlış yöne gidersin!
Farklı bir bakış açısı: /
Yazdığımız her sözcükle başkasının malı haline gelen ruhumuzu ayakta tutabilmek için nasıl çabaladık bunca yıl, şaşıyorum. Çok açken ve biri bakarken yemek ne kadar sıkıntılıysa, yazmak, üretmek de öyleydi.
Reklam
PDF okuduğumda hissettiğim tam olarak bu.
Seni yoruyorum, biliyorum. Bilgisayar almayı reddedişim yüzünden, eski usul, kâğıt tomarlarını postacılara taşıtmak zorunda kalıyorsun. Varsın olsun. Olmaz mı? İçinde ateşleyip yazdığın onca şeyi, donuk bir ekrandan okumak beni kahramanlarından ayıracak sanki. Canı çekilmiş kuklalara benzeyecek insanların. O yüzden bu antika huyum için beni bağışla.
Aynı şehrin içinde göç edip geniş bir pencere bulmak, öylece pencerenin önüne oturmak, şehre sadece bakmak istemiştim. Çocuk oyunlarını sırtıma vurmuş, kesişen caddelerin sesini kısmıştım. Bu geniş camın önünde durup şehirle konuşacaktım.
Çocuklar tombul olmaz mı? Suluboya resmin ardındaki ulaşılmaz dağların ortasından doğan, tam önünden kuşlar geçen güneş değil midir onlar?
Ağzımı açıp kendime bağırabilseydim yeterdi. Uyandırıp bacaklarımı, koşmaya başlayabilseydim. Uzaktan yerde dertop olmuş çocuğu izleyen abilerin suratlarına tokatlar yapıştırıp yüreksizleri kendine getirseydim.
Reklam
Hayatın akışını en çok, kalpsiz zaman kesitlerinin vuruşları değiştiriyor. Bu yüzden boşluğun sesini dinlemek, insana vuruşlardan saklanmanın çaresiymiş gibi geliyor.
"Yapamazdım artık yapamazdım Yolun inkârından geliyordu ayak seslerim Ve umutsuzluğum daha büyüktü ruhumun direncinden Ve o bahar ve o yeşil evham Pencerenin önünden geçen Gönlüme "Bak" diyordu "Yol almamışsın hiç sen, batmışsın..."
Füruğ Ferruhzad, Yeşil Evham şiirinden.Kitabı okudu
Ötede kalıpsız bir gülüş gördü. Gülüşü aldı. Kitap okuyan bir kadın gördü. Kadını aldı. Akşam rüzgârını, sarımsaklı ekmek kokusunu, uzun zamandır ilk kez görüşen arkadaşların sırt patpatlamasını aldı. Aldı da aldı. Sokağı bakmakla, duymakla, duyumsamakla bitiremedi.
Bir öykünün giriş cümlesi olabilmeyi istedi. Öykü bittiğinde okuyucunun dönüp tekrar okuduğu, belki çantasından çıkardığı defterine not ettiği o cümle...
Reklam
Yaşadığım tüm anları tırnak içime doldurmuştum. Ellerimi kirli sanıyordum.
109 syf.
3/10 puan verdi
Bazı kitaplar vardır elinize aldığınızda sizi rahatlatacağını düşünürsünüz. Bu sefer sadece düşünmekle yetindim. Kitabı okumaya başladığınızda birkaç sayfadan sonrasını okumaya gerek görmeyeceksiniz. Usta bir yazarın kendini geliştirmek için betimlemeler, tasvirler yaptığı bir defterini okuyormuş hissiyatı uyandırdı. Kısa kısa, konuları olmayan öykü denilen yazılardan oluşuyor kitap. Okuyorsunuz ama hiçbir şey anlatılmıyor. Yolda yürürken gördüğünüz kedi üç sayfada anlatılıyor ve öykü bitiyor. Tam anlamıyla bu. Okur kalın...
Olivya Çıkmazı
Olivya ÇıkmazıNazlı Karabıyıkoğlu · Alakarga · 201440 okunma
Çok açken ve biri bakarken yemek yemek ne kadar sıkıntılıysa, yazmak, üretmek de öyleydi. Kendimizi de yoktan var edebildiğimiz ölçüde seviyorduk.
Bazen nefesimi yalnız sizin için tutuyorum. (...) Nefesimi bırakıyorum, kayboluyorsunuz.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.