" Herkes fıtık olmuş bu şehirde. Otobüslerin bile kamburu var. Asfalt hepimizden bıkmış. Yorgunlar yokuşlardan çıkarken iyice dertop oluyor. Renkler sulanmış. Su karışmayan tek şey kan son günlerde. "
Bir öykünün giriş cümlesi olabilmeyi istedi. Öykü bittiğinde okuyucunun dönüp tekrar okuduğu, belki çantasından çıkardığı deftere not ettiği o cümle...
Hayatın akışını en çok, kalpsiz zaman kesitlerinin vuruşları değiştiriyor. Bu yüzden boşluğun sesini dinlemek, insana vuruşlardan saklanmanın çaresiymiş gibi geliyor.
Herkes fıtık olmuş bu şehirde. Otobüslerin bile kamburu var. Asfalt hepimizden bıkmış. Yorgunlar, yokuşlardan çıkarken iyice dertop oluyor. Renkler sulanmış. Su karışmayan tek şey kan son günlerde.