Yaşadığım tüm anları tırnak içime doldurmuştum. Ellerimi kirli sanıyordum.
Çok açken ve biri bakarken yemek yemek ne kadar sıkıntılıysa, yazmak, üretmek de öyleydi. Kendimizi de yoktan var edebildiğimiz ölçüde seviyorduk.
Reklam
Bazen nefesimi yalnız sizin için tutuyorum. (...) Nefesimi bırakıyorum, kayboluyorsunuz.
Tutkularını yönetmeyi, öfkesini yöneltmeyi, hayal kırıklıklarını yok sayabilmeyi çabucak öğrendi. Ağlamak, acı çekmek gibi körelten eylemleri şiir okuyamayan insanların doğallığıyla savuşturmuştu. Reçelin kıvamı, gündemdeki ülke olayları, dizinin finali; hepsi yeterince kullanılmış duyguların bileşkesinden daha büyüktü.
Ben anca bu çıkmazda otururum. Oturup Olivya'yı beklerim. Kedinin gözüne Olivya'yı çizerim. Çizdikten sonra korkarım. Korkunca da böyle, kahveden vazgeçip kadehi on liradan şarap söylerim. Beyaz. İçimdeki katrana dökülsün de, içim parlasın sokak lambasının altında diye.
Sayfa 13 - alakargaKitabı okudu
Olivya Çıkmazı yazıyor duvarda, taş binaları sokağın içine kıvrıldığı yerde, kırmızı bir levha üzerine beyaz harflerle. Çıkmaz mıdır hakikaten, sonuna kadar gidip bakmak gerekir mi? Elbet bakmışlardır; ama ben buraya gelmeden yıllar önce. Sokağın kuytusundaki dükkanda çalışan güzelin adı Olivya'dır, belki de Olivya'nın kendisi bir çıkmaz sokaktır...
Sayfa 9 - alakargaKitabı okudu
Reklam
26 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.