Hep aynı değil miydi insanlar?
Düşmekte kolay, kalkmakta. Sorun, kalktığında, düştüğün insanla aynı olmamak, olamamak.
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ülkenin kurtuluşunda önemli rolü olan kadınlardan Halide Edip. Hele ki kadının geri planda kaldığı, bırakın yazmayı varlığının bile konuşulmadığı bir dönemin ardından bu kadar güçlü eserler vermek gerçekten takdireşayan. kendisi gibi güçlü kadın figürünü eserinde de görmek mümkün. Ayşe hemşire üzerinden kadınımızın önemini, gücünü, korkusuzluğunu vurguluyor. Okurken Ayşe' ye hayran olmamak elde değil. İçerik olarak kapalı bir anlatımı mevcuttu. Nedenini okurken anlamamıştım. Kurtuluş savaşı anlatılıyor halkın yaşadıkları daha açık anlatılabilir diye düşünmüştüm. Ancak kitabın sonunda anladım ki bunların hepsi karakterin hayal ürünüymüş. (Ya da yaşanılan bunca kötü olay sadece hayal olarak kalsın istenmiştir.) Bu yüzden her şey gerçekten de bir hayal, insanın kafasının içindeki bir olay gibi aksoluyor okura. Gerçekten bu kaleme hayran olamamak elde değil.
Ateşten Gömlek
Ateşten GömlekHalide Edib Adıvar · Can Yayınları · 201923,3bin okunma
Reklam
Kendi olamamak!..
~•~ Kişilikten yoksunluk! İstedikleri bu! Ve bundan büyük bir haz duyuyorlar. Yani, kendileri olmamak, olabildiğince kendilerine benzememek! En büyük ilerleme, onlara göre bu! Sıraladıkları saçmalar bari kendi uydurmaları olsa… ~•~
134 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Quis Es????
“Quis es?” Latince “Kimsin sen ? “ Anlamına gelen bu soru kalıbı whatsapp biyografimde yer alıp vücuduma dövme yaptırmak isteyecek kadar önem verdiğim bir kim olduğumu bulma arayışıdır.. Sık sık kendime sorduğum bazen yanlışa düşeceğim anlarda hayat kurtaran beni her zaman olmak istediğime yaklaştıran bir sorudur? “Kimim ben?” Bu sorunun altında
Ölümcül Kimlikler
Ölümcül KimliklerAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20197,7bin okunma
Benimle onların arasında ben ve onlar denecek bir ara oluştu. Artık karşı karşıya olduğumuzda tam yüz yüze değildik, arada ara vardı ve bu malûmdu. Aranın ne olduğu ve onu neyin oluşturduğu meçhuldü. İnsan olmakla olamamak, katil olmakla kedi seven olmak, cinnetperver olmakla olmamak arasını hep o aranın oluşturduğunu ve başkaları ile bir arası olmayanın olanla bir olmayacağını bildim. Çünkü hep o araya ve boşluğa ya her şeyimi düşürdüm ya hep orda yüzdüm, ya bakarken her şeyle bir uzaklık ve ele geçmezlik duydum ya kendimi içerde değil hep bakışsız bir kıyıda buldum.
"Ben olmak yalnızca asla tam olması gerektiği gibi olmamak demek değildi; asla huzurlu olamamak, sürekli sözümün kesilmesi, düzeltmeyi beklemek ve mahremiyetimi ayaklar altına alınması, kararsız kişiliğimin ezilmesi demek aynı zamanda."
Reklam
Farklı şehirler , ülkeler mevcut. Dünya dönüyor. İnsanlar bir yerlere ait. Aidiyet duyguları mevcut. Sahip olmak ya da ait olmak duygusu başka bir şey. Ya insan hiçbir yere ait değilse? İşte o zaman psikolojik ölüm başlıyor. Duygular, yavaş yavaş akan nehir gibi kayboluyor. Hiçbir yere sığamamak, hiçbir yere ait olamamak. Parça parça öldürür insanı. Her yerde fazlalık duygusu. Yani fazla bille olan yerlerde noksan olmak. Noksan olmak! Yeterli olmamak demek. Yetersiz insanlar, var olma sorunu ile boğuşur . Bir bedende birçok kişi olmak. Karanlık ve aydınlıkla aynı bedende yaşamak. Duyguların ahvali seni yönetir. Duygudan duyguya atlamak. Acele etmek gibi ,sanki bir yere yetişememek gibi. İnsan neye geç kalırsa ,ona bir daha yetişemez . Zamanda olmak ve zamanında orada olmak önemli. Yoksa kaidelere uymamış olursun. Kaideler uymadığın zaman, müeyyide ile karşı karşıya kalırsın. Ama bunlar beyhude ! Var olmamış insan ya da varlığı yok sayılmış insan bunlarla ilgilenmez. 'Var olma' sorunu debeleşir. Yok sayılmak,görmezden gelinmek! Varsın ama onların gözünde yoksun. Sonra ne olur? Görünmek ve var olmak mücadelesi başlar . Maskeler takılıp sürekli kendi içinde başkalarını göstermeye çalışmak. Yani teşhir etmek. Çok tuhaf! Tanrı ,insanı böyle yaratmış olabilir mi ?
Dün hiçbir yere ait olamamak kaybolmak, yalnız ve kimsesiz kalmak manasına geliyordu. Bugün hiçbir yere ait olmamak, aidiyetin en ulvi olanıdır. Çünkü ait olacak temiz kimseler ya da cepheler kalmadı. Hiçbir yere ait değilsen, doğru yerdesin.
Cihan Çetinkaya
Cihan Çetinkaya
İstemek ama sahip olamamak, tüm bedenini bir sertlikle, boşlukla ve gerginlikle doldurmuştu. İstemek ve sahip olmamak-istemek ve istemek- bu, kalbini nasıl da tekrar tekrar acıtıyordu!
Reklam
Ben de özleyerek yaşamayı seçtim, aşk da böyle değil midir, onunla olmak kadar olmamak, olamamak, ama onun özlemiyle yaşamaktır.
Sayfa 142Kitabı okudu
"Ben olmak yalnızca asla tam olması gerektiği gibi olmamak demek değildi; asla huzurlu olamamak, sürekli sözümün kesilmesi, düzeltmeyi beklemek ve mahremiyetimi ayaklar altına alınması, kararsız kişiliğimin ezilmesi demek aynı zamanda."
"Ben olmak yalnızca asla tam olması gerektiği gibi olmamak demek değildi; asla huzurlu olamamak, sürekli sözümün kesilmesi, düzeltmeyi beklemek ve mahremiyetimin ayaklar altına alınması, kararsız kişiliğimin ezilmesi demekti aynı zamanda."
212 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.