Bir yoldan geçersin,
Bir ev görürsün bazen
Bir manzara karşına çıkar
Sonra bir bir işlediğin geçmiş sahnelenir
Uyumuş duygular uyanır
Hisler canlanır o an kendini bulursun
Yıllar sonra ilk defa yalnızlığı hissedersin
İç çekersin kendine
Sonra arkanı dönüp baktığında
Hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam edersin
Büyük bir insan itilir, bastırılır, eziyet edilerek yalnızlığına yükseltilir.
“Ey yalnızlık, ey vatanım yalnızlık!” – sessizliğin buzul dünyasından yükselir bu hüzünlü şarkı. Zerdüşt akşam şarkısını yazmaktadır, son geceden önceki şarkısını, o ebedi eve dönüş şarkısını. Çünkü yalnızlık her zaman o gezginin tek vatanı olmamış mıydı, soğuk ocağı, taştan çatısı değil miydi o? Sayısız şehirde bulunmuştu, zihni bitmek bilmeyen yolculuklar yapmıştı; sık sık bir başka ülkeye giderek ondan kaçınmaya çalışmıştı, ama sonunda hep ona dönmüştü, yaralanmış, örselenmiş, hüsran içinde yine ona, “vatanı yalnızlığa” geri dönmüştü.
Kızı pavyonda çalıştırmış, kızın bedeniyle kazandığı parayı yemiş...
Kızın kırılmadık kemiği, morartmadığı yeri kalmamış, yaptıkları yetmemiş gibi asarak öldürmüş...
Hiçbir şey olmamış gibi "gerekirse anne babasından özür dilerim" diyor.
"Kızımı yıkamak için morga girdim, gözlerinden yaş akıyordu, ölüler ağlar mı benim kızım ağlıyordu" diyor Aleyna'nın annesi. Sen insanların evlatlarını öldürmüşsün şahsiyetsiz özürle mi telafi edilecek?
Bu şerefsizler gerekli cezayı almayıp salıverildiği sürece bu ölümler bitmeyecek! #AleynaÇakır
Her şey affedilir ama ihanet edip hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam eden insanların kalbindeki kötülükten çok korkarım Allah bizi öylelerin sahte sevgilerinden sahte ilgilerinden ve yalanlarından korusun 🙏🏻