Farklı anlattılar bize bu dünyayı.Gereksiz şeyler çok önemli gibi gösterildi,olabilecek en mühim şey ise olsa da olur olmasa da gibi.Dünyayı anlayamamış insanlardan öğrendik dünyayı.
Savaş
Ama Savaşın, gerçek olmasa da, tamamı ile anlamsız olduğu söylenemez. Savaş, tüketim mallarının fazlasını eritmekle kalmaz, aynı zamanda hiyerarşik bir toplumun istediği zihinsel ortamın korunmasına destek olur.
Sayfa 216Kitabı okudu
Reklam
Duyusal hazlar zihni öyle bir cezbeder ki, neredeyse uyuşturur, sanki üstün iyiye sahiden de erişmiş gibi olur insan, bu yüzden de başka hiçbir nesneyi düşünemez; böyle zevkler tatmin edildiğinde, ardından aşırı melankoli hali gelir, ki bu durumda zihin cezbolmuş olmasa da rahatsız ve donuk haldedir..
Sayfa 309 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
Açık havadır bu. Derinden derine sarsıyor insani. Yürüyorum ama ayağım yere basmıyor, saydamlaşmışım gibi. Gelecek hakkındaki tasarılar da suya düşüyor. Geçmiş de yitiyor. Bencillik de değil kendinizi kaptırdığınız duygu. Çünkü artık kendinizi de düşünmediğinizi biliyorsunuz. Başkalarını mı düşünüyorsunuz, onların kaygısını mı besliyorsunuz içinizde? O da değil. Yalnızca mekândan, dünyadan, çevrenizden bir uzaklaşma hâli. Yeniden kendinize gelmeniz için bir şeyle sarsılmanız gerek. Çok güçlü bir şey olmasa da olur o şey.
Toplumca bir karanlıkta yürüyoruz. Bir çok şey nasıl değişti baksanıza? Yayın dünyası da değişti. Dergiler kitaplar kısıtlı. Her konuyu rahat ele alamıyorlar şimdi, her yazarı yayınlayamıyorlar. Ellerindeki bir yazıyı suç var mı diye kırk kez inceliyorlar. Suç olmasa bile ne olur ne olmaz diye bir kıyıya ayırıp bekletiyorlar. Okur sayısı da azaldı. Dergiler kitaplar pahalı. Kazançlar az. Açıkça okumayın diyorlar. Bir yazar arkadaş ne diyordu mektubunda,"bizlere artık gerek kalmadı. Okursuz yazarlar olduk. Hem ne yazabiliriz bu koşullarda? Yaşananlar yazılanları çoktan aştı. Ne yazsak havada kalıyor". Öyle oldu evet. İşkencelerden geçen birisi de aynı şeyi söylüyordu, "daha önce işkenceye ait çok şeyler okumuştum, ama ne olduğunu işkence gördükten sonra anladım. İşkence yazılamaz, ancak yaşanır". Onun için belki, yazınımızın gündemi de değişti. Yazarlar antenlerini başka alanlara çevirdiler. Bireyin iç sorunları, bunalımlar, aşk, cinsellik... Toplumsal konular sis içinde şimdi, uzak. Kimse doğru dürüst ilgilenmiyor artık. Tehlikeli. Hem yeni yazarlar çıktı ortaya, kendilerine uygun okurları da var. Bol bol yetiştiriliyor çünkü. Yeni dönemin tipleri. Bireyciliğin bencillik sınırında yığınak yapılmağa çalışılıyor. Zaten o kesimden çoğu. Halk çocuklarının oralara ulaşma şansı giderek azalıyor. Halk öylece kalsın olduğu yerde, yöneticileri dinlesin, onların sözünden dışarı çıkmasın. Değilse anarşi olur. Geleceğimiz tehlikeye girer. Sağımız solumuz uçurum baksanıza? Öcü dolu çevremiz. Herkes önüne baksın. Başka şeye heveslenmesin. Sizi en iyi biz yönetiriz. Bizden başkasına inanmayın...
Sayfa 37 - Cem YayıneviKitabı okudu
Sen Diyanet'te müftü, cami imamı, İlahiyat Fakültesinde araştırma görevlisi mi zannediyorsun Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemi? Biraz düşünen bir mü'minin çıldıracağı kadar ağır bir oyun bu. Medine'ye mesafemizi git gide büyütüyorlar. Biz hâlâ umreye bu sene hangi ayda gideceğimize ve Medine'nin coğrafyasına-tarihine takıldık kaldık. Eğer Kuran'da herhangi bir ayeti 'olmasa da olur' diye küçük göremiyorsak, sahih şekilde bize ulaşmış herhangi bir hadis-i şerifi ve sünnete ait herhangi bir mirası da önemli-önemsiz diye ayıramayız.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.