Bildiğini okur hayat her zaman
Özür diliyorum aşktan bu gece
Bazen olmayınca olmaz bilirsin
İnsan aşka bile kıyar yeri gelince
youtu.be/KeWv0ESpXwM?si=...
“Yıllardır uzun saatler boyunca makinede çalışıyor. İnsanın bedeni gençken yumuşak olur, ama ağır işlerde çalışmak, o işlerin doğası gereği, insanın bedenini macun gibi şekillendirir. Sokakta rastladığım işçi sınıfına mensup adamların çoğunun ne iş yaptığını bir bakışta söyleyebilirim. Bana bakın. Neden böyle yalpalaya yalpalaya yürüyorum? Denizde geçirdiğim yıllar yüzünden. Aynı yılları sığır güderek geçirseydim, genç ve esnek bedenimle şimdi yalpalamayacağım, ama bu sefer de çarpık bacaklı olacaktım. O kız da aynı. Ancak sert olarak tanımlayabileceğim gözlerini gördünüz. Hiç kimse tarafından korunup kollanmamış. Hep kendi başının çaresine bakmış. Kendi başının çaresine bakmış bir kızın gözleri yumuşak ve kibar olmaz, mesela... mesela sizinki gibi olmaz.”
Sayfa 121 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor
“Hepimiz acıklı bir şarkı severiz. Herkes yenilgiyi tadar. Kimsenin tam istediği gibi bir hayatı olmaz. Hepimiz sahnenin ortasında kendi kahramanımız olarak role başlarız ve zamanla kenara itiliriz. Kahramanımız yenilir, hikaye değişir, tepetaklak olur ve biz bir kenarda artık neden bize rol verilmediğini merak ederiz. Hatta neden rol istemediğimizi. Herkes bunu yaşar ve bu bize bir şarkının tatlı kaşığıyla verildiğinde kalpten kalbe bir yol açılır. Daha az dışlanmış hissederiz. İşte herkes gibi bu olup biten lanet olası şeyin, bu zincirim parçasıdır deriz. Herkes yenilir..”
Bunca yıl herkesten kaçtın
En sonunda buldun sandın
Ansızın içini açtın
"Yapma" dedim yaptın gönül
Gözleri senden uzaktı
Fark edilmez bir tuzaktı
Sana böylesi yasaktı
"Yapma" dedim yaptın gönül
"Nuh ben bu kızı geri vermek istiyorum, dokunmadan verirsem sorun da olmaz diye düşündüm şimdi yürürken, bana yardım et. Hamur falan değil bu, yoğrulacak şekil alacak bir şeyi yok. Toprakaltı bu. İnan ki öyle. Hamurunu İonyalılar yoğurmuş, pişirmiş. Sen biliyorsun zaten. Üstünden ne geçse, hangi devir gelse, bu bir insan klasiği, bir toprak testi, bu ha müzede ha sokakta değişmez bir şey. Benim buna şekil vereceğim zannı dünyayı güldürür inan bana. Şu an geçmiş gelecek bana gülüyordur. Dünyanın karnına ağrılar giriyordur. Bunu ancak ilk yoğuran değiştirebilir ya da kırıp un ufak edip atabilir o kadar,"
Sen bahçesin, ben kasırga
Çiçeklerin kopar burda
Yapma Nalan
Ben karşının taksisiyim
Ömrünün 'Hay aksi!'siyim
Olmaz Nalan
Bak, ben yara gibiyim
Gönlünde bi' yara gibiyim
Nalan, sal beni gideyim
Ömründe bi' kara meleğim Nalan
Kendisi ile dargın olanı önce kendisi ile barıştırmak gerekir. Çünkü onun nefsi ile ruhu çoktan arayı açmış. Kendi kendisi ile barıştırılmazsa, Hakk’a ulaştırmaya imkan olmaz.