david hume'a göre, intihar toplum karşıtı da değildir. Bireyin toplumla olan sözleşmesi karşılıklı çıkarlara dayalıdır. eğer toplum ona hiçbir şey vermiyorsa, yaşamı katlanılabilir hale dahi getiremiyorsa, intihar edenin sözleşmeyi hükümsüz kabul etmeye hakkı vardır.
Rönesans döneminde, yaşamın sunduğu olanaklar gittikçe daha fazla değer kazanmaya başlamıştır. Yaşamın farklı yönleri ve olanakları keşfedilmiştir. İdeal değerler, öteki dünyadan bu dünyaya geçmeye başlamıştır; bunlar “burada” ve “şimdi” gerçekleşebilir değerlerdir.
Sayfa 87 - AyrıntıKitabı okudu
Reklam
Laik bakış açısına sahip birçok kişi, yaşamın kutsallığı söylemini kullanmada da, yaşamın dokunulmazlığı/vazgeçilmezliği kavramları ile yaşama kendiliğinden özsek bir değer yüklemektedir.
Sayfa 91 - AyrıntıKitabı okudu
bu savunma > sokratesin savunması :d
Rachels, ötanaziye Tanrı'nın hakimiyetine müdahale ettiği için karşı çıkanlara, dini düşünür Fletcher gibi cevap vermektedir. Ona göre, eğer yaşama müdahale Tanrı'nın hakimiyetine müdahale ise, yaşamı yok etmek kadar, yaşamı korumak için yapılan bir hareket de aynı şekilde bir suç olmalıdır. Eğer, ötanazi, bir insanın ne kadar yaşayacağına karar verme hakkının Tanrı 'ya ait olduğu kuralına dayanarak yasaklanıyorsa, yaşamı kurtarmak da aynı kurala dayanılarak yasaklanmalıdır demektedir. Acı çekmenin Tanrı' nın düzeninin bir parçası olduğu görüşüne de benzer bir akıl yürütmeyle karşı çıkmaktadır. Tanrı insanların acı çekmesini emrettiği için ötanazi yasaksa, her türlü acı dindirici ilacın da yasaklanması gerekmektedir.
Sayfa 102Kitabı okudu
"Acıyı bertaraf etmeyi seçme hakkı ve ölümcül hasta iken seçtiğimiz yer ve zamanda onurla ölme hakkı, kendi kaderimizi kontrol etme hakkımızın bir parçasıdır."
Sayfa 158Kitabı okudu
etraf ölü kaynıyor desene :)
"Bilinçli bir yaşamın yokluğu halinde kişi için yaşıyor ya da ölüyor olmak bir anlam ifade etmez."
Reklam
253 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.