Van'da jandarma alay kumandanlığı yaptığım sırada himayemi görerek dağdan inmiş bulunan GERAVİ KURT BEY benim o taraflara doğru ilerlediğimi duyunca hemen yola koyulmuş, sarp dağlarda karşılaştığımız vakit en içten gelen bir tarzda on beş kişilik maiyeti ile beraber bana katıldığını bildirdi. Bu dağları avucunun içi gibi bilen ve her geçidin de
Her aşkın sonu güzel bitmez Bazı aşkların diyeti kandır....
Metin sefanın asker arkadaşıydı aynı durakta taksi şoförlüğü yapıyordular duraklarının karşısında bayan kuaförü vardı ve sevgi burada çalışan kızlardan biriydi Metin sevgiye tutulmuştu daha ilk gördüğü günden itibaren aşık olmuştu fakat bu aşkı kendinden başka kimseye söyleyemedi Günler birbirini kovalarken sefa metine aksam konuşalım kardeşim
Reklam
(COK UZUN VE KİTAPTA HERBİR SÖZÜN DÜŞÜNÜLESİ EN NAİF BÖLÜMÜ) “ Momo, şimdi o büyük salonun içindeydi. Burası en büyük kiliseden daha görkemli, en büyük istasyonların salonlarından bile daha genişti. Güçlü sütunların üzerinde yükselen tavan neredeyse görünmüyordu. Etrafta hiç pencere yoktu. Kocaman salonu aydınlatan altın renkli ışık çevrede
Aydın olmak, dilde ve düşüncede aşırı titizlik demektir. Bu, sorumluluk anlamına geliyor. Bizde de bir gelenek vardı, eskiden adam olmak için ve özellikle önemli bir aydın sayılabilmek için mutlaka bir "divan" sahibi olmak zorunluydu. Bunu bırakıyorum, şiir bilmekle aydın olmak eşitti; nasıl şimdi hiç hapse girmeden aydın diploması alınmıyorsa, o zaman da, aydın şahadetnamesi şiirle veriliyordu. Ben şiirimizin tükenişini de bir kenara bırakıyorum; artık ülkemizde herkes istediği yalana ve istediği yanlışı istediği ses yüksekliğinde söyleyebiliyor, aydınla birlikte basın da bitmiş oluyor. Basın, bugün tümüyle parsellenmiş durumdadır, her cahil kendine verilen alanda her gün büyük bir kültürsüzlüğün yanında en cüretli yalanları dökebiliyor.
Sayfa 84 - Akış Yayıncılık
Ben, Perinçek'e dönek demiyorum; dönek olmak için "sol" kabul edilmek gerekiyor, Perinçek hiçbir zaman bu kabulü elde edemedi.
Sayfa 151 - Akış Yayıncılık
Türk yazarları, sola ya şöhretlerinin başında şöhret olmak için geliyorlar ya da şöhretlerinin sonunda şöhretleri sarsıldığı zaman uğruyorlar. Ne yazık, solculuğu mücadele yolu sayan hiçbir yazarımız, romancımız, bilim adamımız bulunmuyor. Bunların Kürt Davası'na bakışları da aynı görünüyor; hani bir söz var "şöhreti yakalamak", yakalıyorlar ve uykuya dalıyorlar.
Sayfa 210 - Akış Yayıncılık
Reklam
1,000 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.