Yazarı Ayşe Arman ile yaptığı röportajındaki ''İnsanlara karşı
bir merakım var, bir süreliğine de olsa herkesin yerine geçmek isterim. BİN HAYATA HEVES EDİP, BİR HAYATA MAHKUM EDİLMİŞ OLMAK BANA ÜZÜCÜ GELİYOR'' cümlelerinden sonra kitabını okumaya karar vermiştim.
Hangimiz heves ettiğimiz hayatı yaşadık ki, çoğumuzun hayalinde yaşattığı hayat başka gerçekte yaşadığımız başka değil mi? Vardır heves ettiği hayatı yaşayanlar da ama onlar da bana göre şanslı olanlardır, çok akıllı ya da zeki olduklarından değil şanslı olduklarındandır istedikleri yaşam, akıllı olanlar istediği hayat olmasa bile elindeki kartları doğru oynayıp elindekilerle mutlu olmayı başaranlardır. Zeki olanlarsa elindekileri lehine çevirip istedikleri hayatı yaşayanlardır. Bu üç kavram da bu yüzden farklıdır. Tabii bana göre...Seçim şansım olsaydı, ''akıllı mı, zeki mi, şanslı mı olmak istiyorsun?'' sorusuna da şanslı cevabını da sırf bu yüzden verirdim. Kitaptaki Narin'de yaşadığı hayatın aleyhine olan bütün ibrelerini lehine çevirebilmiş zeki bir karakter.
3 çocuklu yoksul bir ailede büyüyen Narin'in hayata tutunmasının hikayesi,buradan sonra ne yazsam spoiler olur. Hande Altaylı bazı gerçeklerle de yüzleşmemizi sağlamış,sevginin değil mecburiyetlerin bir arada tuttuğu ailelerin yıkılmaya mahkum olduğu ve aşıkların zalim olduğu gibi.