"Tavan... İç dünyamı yansıtıyor. Kocaman ışıltılı bir avize... Yaşantım. Bir anda paramparça oluyor. Kalan şey ise kocaman bir boşluk... Doldurmaya çalışıyorsun, olmuyor. Parçaları birleştireyim desen, boşuna... Ölmeyi bile beceremedim. Hem de bu kadar yaşamak istemediğim halde.
“Tavan... İç dünyamı yansıtıyor. Kocaman ışıltılı bir avize... Yaşantım. Bir anda paramparça oluyor. Kalan şey ise kocaman bir boşluk... Doldurmaya çalışıyorsun, olmuyor. Parçaları birleştireyim desen, boşuna... Ölmeyi bile beceremedim. Hem de bu kadar yaşamak istemediğim halde.” Aslında cevap beklemiyordum, sanki kendi kendime veryansın ediyordum. Ancak beni şaşırtarak cevap verdi bana. “Sen ölemezsin zaten,” dedi.
“Nedenmiş o?”
“Çünkü ölmek için fazla ölüsün.”
Kitabı çok merak ederek ve isteyerek yüksek bir beklentiyle başladım.
Ve bu beklentiye değip değmediğini incelememin sonunda söylemek istiyorum.
Kitap bir intihara geri sayım ile başlıyor 19 yıl, 7 saat, 5 saat… ve bu şekilde devam ediyor başlangıç için bence gayet çarpıcı olmuş.
Kitabın içine girmek anlatılanları hayal etmek o kadar basit ve
Tavan.. İç dünyamı yansıtıyor. Kocaman ışıltılı bir avize.. Yaşantım. Bir anda paramparça oluyor. Kalan şey ise kocaman bir boşluk.. Doldurmaya çalışıyorsun, olmuyor. Parçaları birleştireyim desen, boşuna.. Ölmeyi bile beceremedim. Hem de bu kadar yaşamak istemediğim halde.
"Ancak olmadığı şeyler aracılığıyla düşünebiliyordu. Olmayı beceremediği şeyler aracılığıyla. Olmayı beceremediği çok fazla şey vardı. Zihninde sürekli tekrarlanan pişmanlıklar... Yüzücü olup olimpiyatlara katılamadım, buzul bilimci olamadım, Dan'in karısı olamadım, anne olamadım, Labirentler'in vokalisti olamadım, cidden iyi ve cidden mutlu biri olamadım, Volter'e bakmayı beceremedim... Şimdiyse bunlar yetmiyormuş gibi ölmeyi bile beceremedim."
"Cümleyle vurulan biriyim ben. Neden hâlâ yasadığımı merak ettiğim günlerde bile gizli saklı ölmeyi beceremedim. Nereden vurulduysam yaralarımı oradan gösterdim."
"Cümleyle vurulan biriyim ben. Neden hâlâ yaşadığımı merak ettiğim günler de bile gizli saklı ölmeyi beceremedim. Nereden vurulduysam yaralarımı oradan gösterdim."
Kitabı yazar intiharından hemen önce tamamlıyor ve otobiyografik bir nitelik taşıyor. Bir nevi edebi intihar mektubu diyebiliriz. Ayrıca bu kitap yazarın başyapıtı olarak kabul ediliyor. Japonya'da şimdiye kadar en çok satan ikinci roman özelliği de bulunmakta.
Kitabın arkasında da yazan şu alıntı çok dikkatimi çekti: "… Ben hâlâ,
Cümleyle vurulan biriyim ben. Neden hala yaşadığımı merak ettiğim günlerde bile gizli saklı ölmeyi beceremedim. Nereden vurulduysam yaralarımı oradan gösterdim.
“Tavan..İç dünyamı yansıtıyor..Kocaman ışıltılı bir avize..Yaşantım..Bir anda paramparça oluyor..Kalan şey ise kocaman bir boşluk..Doldurmaya çalışıyorsun, olmuyor...Parçaları birleştireyim desen, boşuna..Ölmeyi bile beceremedim..Hemde bu kadar yaşamak istemediğim halde...”
Sevgili okur, bu diyeceklerim
Bir gülün tomurcuğunda
saklı vasiyetimdendir.
Sanırım çiçekler açarken de ölünebilir.
Zaten yaşamayı beceremeyen
Düzgünce ölmeyi ne bilir?
* * * * *
❝...Kolay mı , bilmiyorum şiir yazmak,
bir köşede saklanıp sessizce ağlamaktan?
Ezberimde bu evin ağlanacak her anısı
ve yazılacak her acısı...
Dün gibi aklımda