Gerçi yirminci yüzyılın ikinci yarısında yaşanan bazı krizlerde Batı ile merhum Sovyetler Birliği arasında nükleer çatışma çıkmasından korkulduğu olmuştu olmasına, ancak ölüm düğmelerine basabilecek az sayıda parmak, Tarih'in yargısından ve torunlarının ürkek bakışlarından çekinen saçları ağarmış siyasetçilere aitti.