Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
376 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Ölüm cezasına çarptırılan Dostoyevski bir yıla yakın hapis yatmış.sanırım orada yaşadıklarından esinlenerek yazmış bu kitabı,
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,4bin okunma
Kütüphane, bütün çağların, bütün ülkelerin ölümsüzleri ile dolu. Bu ulular bezmine kabul edilmenin tek şartı, liyakat. Mabede bayağılar giremez. Diriler naziktir, ölüler titiz. Gerçekten severseniz konuşurlar sizinle. Bir kitabı okurken ''Ne Güzel kitap,'' deriz, ''yazar da tıpkı benim gibi düşünmüş.'' Yanlış şöyle dememiz gerekirdi: ''Bunu daha önce hiç düşünmemiştim ama, galiba doğru.'' Yahut, '' Belki şimdi anlayamıyorum,birkaç gün sonra anlarım.'' Önce teslimiyet,anlamak cehdi. Sonra hüküm. Yazarın gerçekten değeri varsa, düşüncesini, bir hamlede kavrayamazsınız. Söylemek istediklerini bütünü ile söyleyemez yazar, söylemek istemez. Gizler, istiarelere başvurur
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
376 syf.
7/10 puan verdi
Serinin ilk dört kitabına göre vasattı. Çok fazla olay yok, bir geçiş kitabı sanırım. Ayrıca daha kitabın başında katilin kim olduğunu doğru tahmin etmem de beni hayal kırıklığına uğrattı. Yine de serinin ilk dört kitabını okuduğum için 'Chalaine Harris'den ümidimi kesmiş değilim. Diğer kitaplarının daha iyi olacağını umuyorum.
Ölüler Ölüsü
Ölüler ÖlüsüCharlaine Harris · Artemis Yayınları · 2012248 okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
İnsan ilişkileri üzerine yoğunlaşmış ve üstüne yok diyebileceğimiz bir yazarın tamamen insan ilişkilerine yoğunlaşması analizleri ve derinlere inmesi kitabı akıcı kılmasada,olaylar ve olgular tam olarak bütünleşmesede, parça muhteşemliğine taşımıştır.
Ölüler Evinden Anılar
Ölüler Evinden AnılarFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201914,4bin okunma
320 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Film ile kitap birbiri ile örtüşmüyor. Aynı olayın farklı karakterleri üzerine yazılmış bir kurgu. Kitap okuyucuda gerilimi ve heyacanı sağlıyor ama finali insanı gereğince tatmin etmiyor. Bence daha iyi final kurgulayabilirlerdi. Ama kitabı okumanızı tavsiye ederim. Heyecanla okuyup kısa süre içinde bitirdim. Öneririm.
Yürüyen Ölüler - Valinin Düşüşü
Yürüyen Ölüler - Valinin DüşüşüRobert Kirkman · Ren Kitap · 2017470 okunma
BİR ÖLÜ VE BİR KİTAP Öleli BİR YIL OLUYOR. Belki adını çoğunuz duymamıştır. Yaşasaydı, adını duymayanız kalmazdı belki. Öyle ölüler vardır ki, ben onların öldüklerini düşündükçe, vakit olur, yaşadığımdan utanırım. Onlar kadar değerli, onlar kadar büyük, onlar kadar iyi olmadığıma bakmaksızın yaşamaklığım kötü bir iş gibi gelir bana. Sonra, yine onlar kadar iyi, değerli ve büyük olmak için yaşamak, isterim yalnız. Yazıcı Kemal Ahmet benim bu ölülerimden biridir. Dişlerine yapışmış dudaklarından ciğerlerini parça parça, kuru yapraklar gibi dökerek öleli bir yıl oluyor. Bence büyük bir ölünün yıldönümündeyiz. Biliyorum, ne toprağına çiçek konacak, ne gazeteler fotoğraflarını basacaklar. Kim bilir, böyle yapılsaydı, onun anımı büyüklüğünden bir parçasını kaybederdi belki. Belki, bugün, burda, benim ondan söz açmam bile saygısızlıktır. Ancak, n’eyleyim, önümde onun “Gülen Nar ile Ağlayan Ayva” adlı kitabı duruyor. Bunu iki üç gün önce, sağ olsun, Ahmet Cevat adında bir delikanlı bastırmış, bana da göndermiş. Ben bu kitabı okumayan kalmasın istiyorum ve işte bunun içindir ki, seslerle dolu bir bulut ağırlığıyla susacak yerde bir sürü boş, kuru lakırdı ediyorum. Kemal Ahmet sağ olsaydı beni anlar ve bu yaptığımı gülünç bulmazdı gibi geliyor bana… [Nazım Hikmet(Orhan Selim takma adıyla) / Akşam, 5.4.1935]
Reklam
Zamanın her lahzasını görmek, hiçbir şeyi kaçırmamak istersin. Bir çaresizlik içinde; paylaşmak, durmaksızın paylaşmak isteği yakıp kavurur seni. Sevgini, umudunu, korkularını, elindeki kitabı, aklındaki şarkıyı, gülümsemeni paylaşmak, sıcaklığını, kokunu, seni sen yapan her şeyi paylaşmak istersin. Lakin tüm bunları istemek aslında çaresizliğine sıkı sıkı sarılmaktır. (İhtiyar – Sahipsiz Ölüler)
(...) vakür ve izzet-i nefsine düşkün görünen bu hekim hastasına başını kaldırıp bakmaya bile tenezzül etmedi. Çünkü Sorbon'da dirsek çürütüp tam 12 sene tıp tahsil etmiş, her biri birer allâme olan hocalarca tedip ve terbiye edilmiş, ciltlerce kitabı sular seller gibi hıfz edip tıp ilmine vukuf hasıl etmişti. Bu haliyle, hele hele Dersaadet gibi bir yerde tek olunca, burnunun büyümesi kaçınılmazdı. İlminde derya gibi olduğundan, müşterilerini bir iç dünyaya sahip, şahsiyeti ve umutları ve en önemlisi bir ruhu olan insanlar gibi değil de, kendisine para ödeyecek bedenler olarak görmeyi huy edinmişti. Bu bedenelrin canlı olmasını elbette tercih ederdi. Çünkü ölüler para ödeyemezlerdi. İşte bu yüzden Jak Karako, İhsan Sait'in hüviyetine değil mahiyetine itibar etti.
·
Puan vermedi
Necronomicon olarak bilinen bu kitap Lovecraft'ın defalarca dile getirdiği gibi kendisi tarafından yazılmıştır. Gerçi yazarın üstüne yeni bir şeyler ekleyip eklemediği hakkında bilgim yok. Bir de bir korku klasiği olan Evil Dead üçlemesinin bu kitaba dayamıştır sırtını.
Mısır'ın Ölüler Kitabı
Mısır'ın Ölüler KitabıAlbert Champdor · Ruh ve Madde Yayınları · 2006119 okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kitabı bir kez daha ama bu sefer elimde defter kalemle okumam gerekiyor. Hatta sanırım gerektiğinde arama yapabilmek, sözü geçen olayların ayrıntılarını öğrenebilmek için internet başında okumalıyım. Konstantiniyye Oteli'nin açılış davetine katılanlar etrafında gezinen bir kitap. Davet sahiplerini (yani aslında otelin sahipleri), onların sağ kolu Zehra'yı, Zehra'nın sevgilisi Emre'yi tanıyoruz başta. Ardından açılış gecesinde yer alan kimseler geliyor. Her kesimden (tabii zengin çoğu) davetli; hakim, psikiyatr, gazeteci, iş adamı, ihaleler kralı, müteahhit, "imparator"... Onlara servis yapan garsonlar, otelin güvenlik görevlisinin de hikayelerini okuyoruz. Araya ölüler de giriyor. Çok fazla karakter, çok fazla hikaye. Ama asla Elif Şafak'ın Baba ve Piç kitabında hissettiğim bulantı ve dahi bunaltıyı hissetmedim. Hikayelerin çoğu birbirinden bağımsız ve hepsi de çok sürükleyici. Tarihe dair, Edebiyata dair çok şey var. Ama ders verir gibi değil; "Benim dediklerim doğrudur! Ben en iyisini bilirim" gibi değil. Zülfü Livaneli resmen "Eğer ilgini çektiyse bir araştır" deyip, bir de göz kırpmış. Ben çok beğendim. Tavsiye ederim.
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018,3bin okunma
Reklam
Ölüm için yaşıyor, ölüm için seviyoruz, ölüm için doğurup çalışıyoruz, işlerimiz ve günlerimiz artık ölümün gölgesinde birbirini izliyor, uyduğumuz disiplin, koruduğumuz değerler ve yaptığımız projeler, hepsi tek bir sona karşılık veriyor: Ölüm. Ölüm bizi olgunlaşınca toplayacak, biz ölüm için olgunlaşıyoruz ve küle dönmüş bu ökümen üzerinde olsa olsa bir avuç olacak torunlarımız bizim taptığımız her şeyi yakarak bize lanet okumaya devam edecekler. Biz yapmacık figürler kisvesi altındaki ölüme tapıyoruz ama onun ölüm olduğunu bilmiyoruz, bizim savaşlarımız övdüğümüz şeye kurban verme savaşı, ölümün şerefine kendimizi feda ediyoruz, bizim ahlakımız bir ölüm okulu, değer verdiğimiz erdemler ise ölümün erdemleri yalnızca. Bunun dışına çıkamayız, dünyanın düzenini değiştiremeyiz, bizi parçalayıp dağıtan şeye dayanmaya, bizi ezen şeyi sırtımızda taşımaya mahkûmuz, bize kalan tek şey, -kendimiz de ölmeden önce ve sonuncu ölüler biz olmadan- ya yok olup gitmek ya da öldürmek; yüksek sesle söylüyorum, üçüncü bir yol imkânsızdır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.