Güç; insanı ayartan en nadir ve endemik bir erdemdir. Ve insanı zehirler. Çünkü kullanımının sınırı insanın kendi içsel yolculuğunda yürüdüğü yoldan alır gücünü. Ve her güç günü geldiğinde gücünü gösterir kendini kullanıma sunduğu kişi ve toplumda bir ölüm çanlarının doğumunu vaaz eder!
Bir yakınımız öldüğünde başkaları ne der diye evi toplar, siler, süpürürüz... Taziyeye gelenler ayıplamasın diye. Ya ölüm? O geldiğinde ne haldeyiz, evimiz, biz temiz miyiz? Acaba ölümde ayıplıyor mudur biz insanlar gibi yoksa direkt vazifesine mi koyuluyordur maaşı yatan memurlar gibi?.. meçhul.
Reklam
Bazen düşünüyorum ve kendi kendime konuşuyorum tüm insanlık eşit şartlarda adalet terazisinde yaşayamaz mı herkes sade bir hayat süremez mi zenginlik diye bir şey olmayabilir hayattaki tüm koşuşturmaca maddi anlamda olmayabilir mesela insanlar istediği yerleri gezip dolaşması hayattaki amaçlar uğruna kimsenin kendisini yıpratmadığı bir hayat olabilir belki, ülke sınırlarının olmaması gerekir isteyen istediği yerde insan gibi yaşamak koşulu ile hayatını sürdürebilmesi herkes kendi sevdiği mesleği işi yapmak ister illaki bu işten para kazanmasına gerek yoktur. Çünkü eşit şartlar sağlanmıştır ölüm diye bir ilahi mesajın olduğunu unutmamak için illa belli bir kesimin ölmesi savaşların yıkımların olmasına gerek yoktur düşmanlar biriktirmek gibi bir şeyin olmaması gerekir insanlık olarak ölümün olduğunu biliyoruz ama ölüm bize geldiğinde sanki sona erecekmiş gibi bir avuntu aldatmaca içinde sürüklenip gitmekteyiz ölümün her daim insana yaşamdaki canlılığın sona ereceğini hatırlatıyor olmasına rağmen bazı durumlar zamanın tükenmez bir şeymiş gibi bizi aldatmasına izin vermek büyük bir ahmaklıktan başka bir şey değildir
Ölüm değilse bizi ayıran, yazık olmuş.” diyor ya hani bir şiirde, bazı şeyler vakti geldiğinde bitebilmeli. Ölüme gerek kalmadan. Can yaksa da, acıtsa da bitmeli.
Virginia Woolf'tan Yazarlık Dersleri
Virginia Woolf'tan Yazarlık Dersleri
Yazarlık Yolunda 1. Evdeki Melek için bir ölüm ilanı hazırlayın. Onu tanımlamaya çalışın. (Her akşam iç çeşit yemek hazırlayan, elinde tor beriyle sürekli evi temizleyen biri midir?) Onu neden öldürdüğünüzü ve nad can verdiğini anlatın. (Elinde bir deterjan şişesiyle mi? Anneniz gibi sizi azarlarken mi?) Neden kimsenin onu özlemeyeceğini
Gerçek hayattan esinlenmiş etkileyici bir öykü…
Annem, evi, babamı ve bizi terk ettiğinde ben altı yaşında, abim sekiz yaşındaydı. Annemin babamı terk etmesini o yaşta bile anlamıştım da, bizi terk etmesini anlamamıştım. Anne çocuklarını terk eder miydi? Babam, annemi döverdi. Babam beni, abimi döverdi. Ben o yaşlarda babalar döver diye biliyordum. Babalar döver… Anneler olmayınca, evlerin
Reklam
Herkes eceli geldiğinde son nefesini verecek... Mezarımızın olup olmayacağını bile bilmiyoruz bu kadar aciziz. Rabbim hayırlı ölüm, azaptan uzak kabir, arkamızdan hayır duası edecek eş dost evlat versin cümlemize 🤲🏻
Ölüm anı geldiğinde aslında yaşamadığımı öğrenmek istemiyordum
Jonh William Waterhouse'ye ait 1874 yılında tamamlanan "Uyku ve Üvey Kardeşi Ölüm" isimli tablo. . . Zümer Suresi 42.ayet Allah, ölüm vakitleri geldiğinde insanları vefat ettirir, ölmeyenleri de uykularında ölmüş gibi yapar. Ölümüne hükmettiklerini tutar, diğerlerini ise belli bir süreye kadar (hayata) salar. Kuşkusuz bunda iyice düşünenler için dersler vardır. Âyette geçen "teveffî" kelimesi, bir şeyi yeterli olarak, yani kamilen ve tamamıyla almak, çekip çıkarmaktır. Bundan dolayı ruhun Allah tarafından tamamıyla kabzedilip alınmasına "teveffî" ve ölüme "vefat" denilmiştir. Emaneti yerine teslim ile tamamen vefa etmek (yerine getirmek) gibidir. . . Öldükleri zaman, yani bedene ait tasarrufları ve ilgileri kesildiği zaman ölmeyenleri de uyudukları zaman alır da üzerine ölüm hükmünü verdiklerini alıkor, tekrar dirilinceye kadar tutar diğerlerini, henüz ölüm hükmü verilmemiş olan uykudakileri salıverir belirli, takdir edilmiş bir süreye kadar ki, ölecekleri zamandır. İşte böyle hem ölüm halinde, hem de uyku halinde o nefisler, Allah Teâlâ'nın elinde bulunur. . .
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Dua
İmam-ı Şazeli Hizbü'ş-Şekva Duası Rahman ve Rahim Allah’ın adıyla Allahım! Yakarışımızın başında, sevip hoşnut olacağın şekilde Sana, en bereketli, en mübarek, en kutlu, en çok hamd ü senalarla hamd ediyor, Seyyidü'l-âlemîn ve Fahru'l-müslimîn Efendimiz Haz-reti Muhammed Mustafa'yı Senin rahmet, bereket ve selâmınla bir kere
Ölüm her aklıma geldiğinde Ah edip, vah edip inleme Bu halinle Tanrı'yı incitmiş olacaksın Ecel kapını çaldığı zaman Evi telaşa verme O geldiği zaman Sen gitmiş olacaksın
Zeyna '(
Ürkütücü görüntülü, güzel yürekli kızım, Zeyna Sen şimdi yoksun, seninle öyle uzun senelerimiz olmasa da seninle sadece 1gün geçirmiş olsakta, sanki yıllardır dostmuşuz gibi hissettirdin bana ve sende eminim öyle hissettin. O sabah seninle birlikte koştuk, 4. tur sonunda ben dinlenmek istedim, baktım ki sen yerinde duramıyordun, sonra sana kıyamadım, çünkü yanımdan da ayrılmak istemiyordun ama koşmayı istiyordun, hemde şımarık çocuklar gibi.. Sonra arabama bindim sende hemen dişardaydın, ne yapmak istediğimi yani amacımı anlamıştın, yürekten dostların cümlelere ihtiyacı olmaz bilirsin gözler de yeter sözler yerine: ben yorulsam da dostlar koşuda asla terk edilmezdi, Düşük bir hızda giderken ben, sen açık camımın hemen yanında dilin dışarıda şımararak koşuyordun. İnanır misin o kare hala aklımda Zeyna, aradan 4 yıl geçse de hala aynı kare hafızamda. Ve doğumunu göremeden vedalaşsam da seninle, Rica etmiştim yavrularını uzaktan da olsa görmeye ve yavrularının videosu geldiğinde öyle heyecanlanmıştım ki sorma.. Hayat, hiç ummadığın anda mutlu da ediyor, nefesini de kesiyor, Bir kaç gün sonra ölüm haberini aldığımda oturup hüngür hüngür ağladım! Oysa vedalaşırken gözlerine bakıp "Seneye yine burda görüşürüz Zeyna! Demiştim sana, Ve sen de gözlerindeki parlamayla kolunu uzatmıştın ya bana. Olmadı Zeyna.. ve durduk yere nereden geldin aklıma hiç bilmiyorum ama sadece bunlar bende kalsın istemedim Zeyna. Güzel kızım..
Resim