Susmanın ve izlemenin erdem olduğunu, tanıklığın gerçeği, bilginin de acıyı çoğalttığını öğrenmiştim.
Reklam
O adamları ay ışığında bir kadın fısıltıyla öpseydi; o adamlar önleri sardunyalı pencerelerden rüzgârlara baksaydı; o adamların çatılarına her bahar leylekler yuva yapsaydı; o adamlar söğütlerin dibinden akan sularla menevişli, uzaklara aksaydı; o adamlara akşamlar birazcık gölge düşürseydi; o adamların kirpikleri bir vakitler hiç nedensiz nemlenmiş olsaydı; o adamlar yağmur altında yalınayak yollarda koşsaydı; o adamları uçurumun kıyısında birileri göğsüne gömseydi; o adamlar bir gün olsun güneşi serçelerle karşılasaydı; o adamların dilinde keder bir erguvan dinginliğinde dönseydi… Yaşlılar, bedenlerinde bir ince sızı, parklarda öpüşen çocuklarla gönenirdi. Kimse kendi rengini başkasının burcuna çekmeye çalışmazdı. Evler evlerin üstüne bir değirmen taşı gibi kurulmazdı. Herkes durduğu yeri biricik doruk, dünyanın tek gerçeği sanmazdı. Pencereler yıldızlarla ürpere ürpere sevişirdi. Aşkı ölümle kuşatılmış bir ülkede mutluluk, mutluluk sayılmazdı. Özgürlük insanın aldığı soluktan belli olurdu. Kimsenin eli kimseye ölüm için uzanmazdı. Doğanın büyüsü ile yüreğin gizi akla iyilikler katardı. Bir hüznü söylerken bile söz, insana güven ve incelik verir, bir gökyüzü genişliği ile dünyaya barış getirirdi.
Sayfa 100 - 1995Kitabı okudu
Yanan ormanlar,öldürülen insanlar,duyulan çığlıklar, hepsi bu ülkenin gerçeği.
Sayfa 286 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Ölüm, gerçekten de yaşamın doğal bir parçasıdır ve insanlar genellikle bu gerçeği kabullenmek zorunda kalırlar. Bu kabullenme, insanların yaşamlarının anlamsızlığına dair derin düşüncelere yol açar. İnsanlar genellikle toplumun beklentileri doğrultusunda büyük evler, pahalı arabalar, lüks eşyalar ve aile kurma gibi hedeflere yönlelirler. Ancak, Nietzsche'nin de söylediği gibi, "özgür mü diyorsun kendine?" Sorusu, insanların kendi isteklerini ve hedeflerini belirleme yeteneğini sorgulamalarına neden olabilir. Özgürlük, yaşamın anlamını kendi tercihlerimize ve isteklerimize göre inşa etme yeteneği ile yakından ilişkilidir. Nietzsche'nin alıntısı da bu düşünceleri pekiştiriyor. Kendimize hakim olan düşüncelerimiz ve tercihlerimiz, gerçek özgürlüğümüzün temelini oluşturur. Bu, yaşamın anlamını ararken bireysel olarak kendimize bir yol çizmemizi gerekir. Sonuç olarak, yaşamın anlamını sorgulamak ve kendi tercihlerimizi belirlemek, ölümün bilinciyle yaşadığımız süre zarfında kişisel tatmin ve anlam bulma yolunda önemli bir adım olabilir. Özgürlüğümüzü kullanarak, gerçek anlamı ve tatmini bulma şansını artırabiliriz.
Bu dünyada ne iyi ne kötü var,var olan sadece yaşam ve ölüm.Gerçeği arayalım.Her şeyi derinlemesine araştıralım,elimizi çabuk tutalım!Gerçeğin kokusunu almak,yerin altını eşelemek,onu kavramak gerekir.O zaman size hiç tatmadığımız sevinçler yaşatır.O zaman güçlenip gülersiniz.
Sayfa 36 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 1.ciltKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.