Önce ellerini gördüm; nasıl aydınlıktı öyle Yıllardan bir yıl, vakitlerden bir akşam Kovdu çevremden bütün kötülükleri Önce ellerin Önce ellerini gördüm, tuttum, bırakmam Bilmezdim eskiden ben bu şafakları Öğrendim nasıl da güzelmiş yeryüzü
Başkaları da yaşıyormuş demek bu hissi
-Galiba konuşmasını öğrenmeye başladım, diye kekeledi. İçimde söyleyecek çok şey var. Ama bunlar öylesine büyük ki. Gerçekten de içimdekileri anlatacak bir yol bulamıyorum. Bazen bana öyle geliyor ki sanki bütün dünya, bütün hayat, her şey benim içime yerleşmiş, bağırıp çağırarak benden onlardan bahsetmemi, onları anlatmamı istiyor. Bunun büyüklüğünü hissediyorum, ama konuşmak istediğim zaman da küçük bir çocuk gibi kekeliyordum. Duyguları ve heyecanları, konuşma ya da yazılı birer söz olarak ifade etmek zor bir iş. Tanrısal bir iş bu. Bak işte, yüzümü otların arasına gömüyorum, burun deliklerime çektiğim nefes içimi binlerce düşünce ve hayalle ürpertiyor. Benim çektiğim nefes, evrenin nefesi. Şarkı ve kahkaha nedir bilirim ben; savaş ve ölüm nedir bilirim. Bu otların kokusu da beynimde bir sürü hayal canlandırıyor işte. Bunları sana ve bütün dünyaya anlatmak isterdim. Ama nasıl anlatabilirim? Dilim bağlı. İşte biraz önce sana otların üzerimdeki etkilerini konuşma yoluyla betimlemeye çalıştım. Ama başaramadım. Acemice bir konuşma ile birkaç imada bulunabildim, o kadar. Kelimelerim bana bile karmakarışık görünüyor. Buna rağmen, anlatabilmek arzusu ile boğuluyorum. Oh! Ellerini ümitsiz bir tavırla yukarı kaldırdı: -İmkansız! Anlaşılmaz, anlatılmaz bir şey bu!
Sayfa 182 - Kitap ZamanıKitabı okudu
Reklam
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
125 syf.
·
Puan vermedi
1Nisan 1954 Tarihinde çıkan kitap için Ferit Edgü şöyle der: “ Sait Faik’in,son en son kitabı o gün çıkmış.O gün almışım.O gün hatmetmişim.O Günlerde böyleydi sevdiğimiz yazarların kitabını dört gözle bekler, çıktığını duyar duymaz alır,alır almaz da okur sonra bir daha okurduk.” Tüneldeki Çocuk,Az Şekerli ve Alemdağ’da Var Bir Yılan kitapları
Alemdağ'da Var Bir Yılan
Alemdağ'da Var Bir YılanSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 202010,6bin okunma
426 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
"İnsanoğlu çıkarı uğruna yerküreyi bir limon gibi sıkabilirdi..."
Aytmatov... Anlatılmaz okunur...Öyle bi yazar ki okuyupta beğenmediğim hiç bir kitabı yok.. Yaa bir yazarın her kitabı mı harika olur.. Yine çok güzel, dolu dolu bir kitap okudum... Kurgu,birbirinden güzel anlamlı efsaneler,sozde insanlığın yararına ideolojilere,diktatörlüğe müthiş bi eleştiri var.. Hatta bu kitabın içinde olan öğretmen
Gün Olur Asra Bedel
Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 201045,3bin okunma
24.02.2024...
Güzel Uyu... Ölüm, yakınını kaybetmeyen insanlar için çok basitti. İntihar etmeyi düşünmek, nasıl intihar edeceğini düşünmek, geride bırakacağın insanlar ne halde olacak ne hissedecek düşünmeden; nasıl ve ne zaman öleceğini düşünmek... Ne büyük acımasızlık bizi içten içe seven ve o sevgiyle ölüme sürükleyen insanlar için. Basit değilmiş. Hiç
Reklam
136 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Şimdi ben uykusuzum, yalınayağım, kendimle meşgulüm!
Bir ölüm neleri götürür kendiyle birlikte? Bu soruyla başlayalım incelememize. Tarih 6 Şubat, ölümü konuşmak, ölüm üzerine düşünmek hatta ölümden başka hiçbir şey yapmamak günü bugün, istemsizce! Eserin kahramanı intihar eden Başak. Bir söz vardır, “ölenle ölünmüyor,” sormak gerek geriye kalınca da yaşanabiliyor mu, diye. Dışarıdan baktığında
Bir Süre Yere Paralel Gittikten Sonra
Bir Süre Yere Paralel Gittikten SonraBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20202,497 okunma
101. mektup
Her gün, her saat ne kadar bir hiç olduğumuzu gösteriyor; yeni kanıtlarla bedenimizin unuttuğumuz narinliğini anımsatıyor bize. Ölümsüzlük hayali içinde olanları ölümü göz önüne almaya zorluyor. * İnsan, yarınına bile sahip değilken yaşamını düzenlemeye kalkmak ne budalaca bir iş! Uzun hayaller peşinde koşanlar ne kadar akılsız! * … ölüm yanı başımızda; onu hep bize yabancı diye düşünürüz; ama o ölümlülüğün örneklerini çarpıverir yüzümüze ansızın, şaşkınlığımız kadar sürüp giden bir an içinde! Her gün olabilecek şeyin bir gün oluvermesine şaşmak ne kadar akılsızca bir iş! * O halde biz ruhumuza sanki son sınıra gelmiş gibi bir düzen koyalım. Hiçbir şeyi ileriye atmayalım. Her gün hesaplaşalım yaşamla. Yaşamın en büyük hatası şu: Her zaman tamamlanmamış kalır, hep ertelenir bir şey. * Gelecek günlerim nasıl olacak?" diye kuşku içinde olmaktan daha zavallı ne vardır? Ne kadar zamanın kaldı? Ya da nasıl bir yaşam kaldı? Zihin bu olasılıklar içinde, anlatılmaz bir korkuyla çırpınır durur. Bu burgaçtan kaçınmanın yolu nedir? Bir yolu var: Yaşamımız ilerisi için bir hesap yapmazsa, kendi içine çekilirse kaçınırız bundan. Çünkü bugününü boş geçiren, değerlendirmeyen insan, geleceğe bağlı kalır. Olasılıklara karşı senin kesin bir tutumun olursa, rastlantıların değişik, oynak olması niçin altüst etsin seni?
Muzîka û Strane me; Cane me! Diroka me! Rihe me/Evina me/Heviya me/Aşitî yê me!
AVRUPALI dostlarım zaman zaman bana, "Kürtler'in bu bitmeyen, her şeye karşın durmadan süren olağanüstü dire­niş gücü nereden geliyor" diye soruyorlar. Evet, yüzyıllar­dan bu yana ulusal bir devlet kuramamış, sürekli baskı altın­da kalmış, bölünmüş, parçalanmış Kürtler, nasıl oluyor da hala sosyal, etnik, kültürel bir yaşam
_Mantık, mutlak varlığın bilimidir. Varlık, sonsuzluğun tedirginliği dürtülen mutlak tinin kendini evrene açmasıdır. Mantık bilimi, kosmos’un nedeni olan mutlak tini ortaya koymaya çalışır. Mutlak tin, Tanrı’dır, İdea’dır.(Kendinde varlık). Özne ile nesnenin, ideal ile gerçekliğin, sonlu beden ile sonsuz ruhun birliğidir idea. Mantık bilimi mutlak
Reklam
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
• Yaşam öyküleri, sanıldığınca karışımsız değil, karışımlıdır. Her bir yaşam öyküsü, öbür yaşamların parçacıklarıyla tamamlanır. SISYPHE Seni öylesine düşündüm ki, Öylesine, yaşama’dan önce. Senden başka bir şey yok sanki. Ama nasıl da varsın derim sana, Düşüncelerimce. Seni öylesine, buldum ki, Öylesine, kendimden fazla. Yalnız
_Maske takarak yaşıyoruz ve maskenin içindeki gerçek beni unutup, ideal benliği gerçek sanıyoruz. Gerçek benliğimizle çatışma sonucu hastalanıyoruz. _Ortaçağda felsefesinde Tanrı, insanı kurgulayarak yaratır ve insan, tanrıya ulaşmak için uğraşır. Bu kurgu dünyası bir sınavdır. Ortaçağ ilkel insanı bu yüzden bir maske takar. Rönesans özgür
_Marki de Sade, kendisinden başka benzeri olmayan biridir. Hayatından ibaret bu acı deneyin en belirgin çizgisi, başkalarıyla arasında hiçbir bağ kurmamış olmasıdır. Sade, doğuştan hükümlü olduğu yalnızlığına öyle keskin, öyle aşırı erotik oyunlar doldurmuştur ki, suç ortakları bile ona karşı olmuşlardır. Kendine karşı bölünmüştü ve herkese
102 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.