"Yanımdan hiç ayrılma! Hangi biçime girersen gir, beni çıldırt! Yalnız içinde seni bulamadığım bu uçurumun dibinde beni bırakma! Of Tanrım! Anlatılmaz bu! Canım olmadan nasıl yaşarım! Ruhum olmadan nasıl yaşarım!"
Sayfa 204Kitabı okudu
Pyramus ile Thisbe
"Bir zamanlar karadut ağacının yemişleri kar gibi be­yazdı. O dutlar nasıl oldu da ansızın renk değiştirdi, bilir misiniz? Garip, garip olduğu kadar da üzücü bir öyküdür bu, gencecik iki sevgilinin ölümünü anlatır: Doğu ülkelerinin en güzel kızı Thisbe ile en yakışıklı delikanlısı Pyramus, Semiramis'in ülkesi Babylon'da
Reklam
Neden herkesin bildiği bir atasözü “ölüler masal anlatmaz” der, ölülerde Goodwin kumlarındaki gemi mezarlığından daha çok sır varken? Niçin böyle acı bir sözü, bu dünyadan daha dün gidenler için söylüyoruz da, yaşayan dünyanın en uzak Hint adalarına gidenler için söylemiyoruz? Neden hayat sigortaları ölümsüz ruhlar için ölüm parası verirler? Aşağı yukarı altmış yüzyıl önce ölen Âdem babamız, nasıl oluyor da sonsuz ve hareketsiz bir durgunluk içinde, ölümle umutsuzça büyülenmişçesine yatıyor hâlâ? Niçin bir yandan ölülerin anlatılmaz bir mutluluk içinde yattıklarını ileri sürer, bir yandan da ölenler söz konusu olunca avunma nedir bilmeyiz? Niçin tüm yaşayanlar, tüm ölülerin susmasını isterler? O kadar ki, bir mezarda bir tıkırtı olsa, korkudan bütün kentin aklı başından gider.
Sayfa 82 - Yapı Kredi Yayınları
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
Why is it that the well-known proverb says "the dead tell no tales" when there are more secrets in the dead than in the ship graveyard on the Goodwin sands? Why do we say such bitter words for those who left this world yesterday, but not for those who went to the farthest Indian islands of the living world? Why do life insurance companies pay death benefits for immortal souls? How is it that our father Adam, who died nearly sixty centuries ago, still lies in an eternal and motionless stillness, hopelessly fascinated by death? Why, on the one hand, do we claim that the dead lie in indescribable happiness, and on the other hand, do we not know what consolation is when it comes to the dead? Why do all the living want all the dead to remain silent? So much so that if there was a sound in a grave, the whole city would go crazy with fear. These are not empty, they must have a meaning.
Oysa ölüm bir rahatlama olacaktı; ah, nasıl da anlatılmaz bir rahatlama!
Sayfa 201Kitabı okudu
Ne Toutankhamon'muş :) Üşenmezseniz okuyun, cidden ilginç.
Toutankhamon'un cenaze salonunun giriş kapısı üstünde "Burada dinlenen firavunu ebediyeti içinde rahatsız edecek kişiye ölüm kanatlarıyla dokunacaktır." diye yazılıdır. Üç bin beş yüz yıl boyunca, bu 12 Şubat 1924 günündeki, yedi yıllık bir kazıdan sonra, Lord Carnarvon ve Howard Carter’in kral mezarına girişine kadar, hiçbir zaman,
Reklam
32 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.