Ağzımdaki ölüm kokusu
Gövdemdeki cennet kapısı
Nefretimdeki kan sızıntısı
Sırtımdaki hançerin etten kabzası
Seni ayyuka çıkartsın Barudî;
öyle bir seviş ki benimle
birbirine karışsın genetik şifrelerimiz ve herhangi bir klasik gitarın
herhangi bir tınısında
Şaha kalksın acıda verdiğimiz firelerimiz!
Ben senin hayata karşı işlenmiş bütün suçlarındaki
kaza süsünüm Barudî, ifademe el ver;
Teslimiyetimin ceremesi yok, kesik bileklerim gül kokuyor.
Son şehrimin ikazlarına uymuyor darmadağınık hatıralarım
Gecenin terbiyesi yok; al beni Barudî, cehaletime geri ver!
Toprağın kafatasıdır gökyüzü;
Gökyüzüne sıkılan birkaç mermi gibi
Sık beni şaibeli kara parçalarına,
Barudî, beni salt kötülüğüme geri ver!