Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Küflü bir akşamız, yeşil ipekli Şallarıyla kuşatıyor hüznümüz bizi Ah yorgunuz, acımızda bir ahenk Burada aşklar bile yara redifli Neydi kuşları ayıran bizden Bir rüzgâr belki, derlenmiş gökten Belki masaya konuk üçüncü kişi Burada uçmak bile çarpma redifli İntihara meyilli yaşam tutkusu Ölüm masalımın derin uykusu Yinelerken yollarda yokuşlar inişleri Burada durmak bile gitme redifli
Ebru Özden
Ebru Özden
O ALTIN IŞIĞI ___ HİSSEDİŞ _ MURAT TOSUN
Otoyol şarkısı Işık şeridi Işık geçidi Renkli gölgelerde Gündüz gece hiç bitmeyen bir oyun Bitmeyen içki Çıplak rüzgarda Teninde Kızılderili dans ettiren
Reklam
〳Bu ölüm düşüncesi, bu haz, bu göklerden derin yaşama tutkusu, senden eserdir. Kaldıysa bir güzelliğim, bu 'aynalar pazarı'nda, gözlerinin değdiği yerlerimdir...〵
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Ölüm dünyadaymış Her solukta sessizce Birikmiş bedende. Taşlara can veren aşk O da bir zaman imiş. Ah insanın yaralı Yaşama tutkusu… •şükrü erbaş
Ölüm dünyadaymış Her solukta sessizce Birikmiş bedende. Taşlara can veren aşk O da bir zaman imiş. Ah insanın yaralı Yaşama tutkusu...
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Bütün ayrılıklarımı alır gelirim. Ev bir tenha söz. Eşyalar ıslık çalar. Bir genişlik umarım. Hayalsiz olmuyor. Zaman büyük simyacı. Hatıralar bile hayal. Ağaçların ışıklarını toplayıp çekilir güneş. Ölüm değil müşkül, Zaman acısı. Yaşamasam nereden bilecektim. İnsanlardan üzgün düşmenin uzağıyla bakarım. Henüz mağrurdur yalnızlık. Yüksek seslidir. Kalabalığa inanır. Gölgelerini okurum. Herkes aynasını ters yüz edip çıkmıştır. Oysa orada birikecektir yaşama tutkusu. Öğrenmek çoğa varır. Bir gamze göllenir, göllenir. İçinde topuklar döner, saçlar titrer, sesler köpürür. Ayaklanmış kuyudur ağızlar. Gövde, dünya kesilmiştir. Kimseler görmeden toplarım cesedimi. Bir merhamet duygusuyla iner akşam. Bütün incittiklerim kalbimdedir. Uzak yoktur. Ölüm de bir zamandır. Dönerim...
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Reklam
Ölüm dünyadaymış Her solukta sessizce Birikmiş bedende. Taşlara can veren aşk. O da bir zaman imiş. Ah insanın yaralı Yaşama tutkusu…
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Hayallerimden vuruldum, ağır yaralı ruhum. Ölmedim ama kırıldım. Hayallerimin kırıldığı yerde kaybettim o heyecanımı. Tutkusu, hayat enerjisi yüksek, içindeki çocuğa inanan o küçük kızı, Kaybettim. Ben ölmedim ama o çocuk kalpli kız öldü. Çok yandı canım. Yaşıyorum bu adaletsiz hayatta, Nefes alıyorum yaşamak buysa eğer. Ama bana sorarsanız yaşamıyorum. Nefes alıyorum ölülerle aramızdaki tek farklılık bu Çünkü hissetmiyorum. Hissizlik de bir ölüm değil mi zaten ? Duyguların ölmesi, isteklerin, hayallerin, heyecanların ölmesi. Bunlar olmadan nasıl yaşadığını hisseder ki bir insan ? Tekrar yaşadığımı hissedeceğim güne, hayata döneceğim o ana karşı umudum var mı ? Var. Umudum ölürse gerçekten ölürüm. Biliyorum. Umutlarımın hayat bulacağı güne kadar nefesimin koynunda yaşıyor olacağım. Uykuya dalar gibi.... Bibliofila✒️❤️ (Alıntı değildir. Bana aittir.)
Azap mevsimi
Hangi yaratılmış varlık kendisini üzmeyi ister ki? Bir insanın elinde olmayan bir kontrolden dolayı suçlanması iftira değil midir? Çözümü var mı? Elbette hayır. Suçlamalardan ve haksızlıklardan gerçekten çok yoruldum. Soruyorum size bir insan elinde yüreğinde olsa zerre kadar acı çektirir mi kendisine? Üzülür mü? Ciddi anlamda ciğerlerimde ağrılar
“Acı duygusu korkaktır. İçimizdeki aşırı güçlü yaşam tutkusu karşısında ürker ve geri çekilir. O duygu ruhumuzdaki ölüm arzusundan çok daha güçlüdür.”
Bir Kadının Hayatından 24 Saat
Bir Kadının Hayatından 24 Saat
Reklam
Bazen ölüm, bazen de yaşam tatlı gelir insana. Pazarlığa otur yaşamla: De ki, seni kaybedersem, Bu zaten aptalların korumak istediği şeydir yalnızca; Sen ilahi emirlere amade geçici bir soluksun, Bu bedene işkence edip durursun. Sen yalnızca ölümün budalası olursun. Umutsuz bir şekilde ondan kaçmaya çabalarsın, Ama yine de sürekli ona doğru koşmak
Bugün Orhan Veli’nin ölüm yıl dönümü…
‘İşim gücüm budur benim, Gökyüzünü boyarım her sabah, Hepiniz uykudayken. Uyanır bakarsınız ki mavi…’ 📌Cumhuriyet sonrası Türk Edebiyatı tarihine şiir türünde farklı bir soluk ve yeni bir bakış açısı kazandıran Orhan Veli, ‘Garip Akımı’na öncülük etmiştir. 📌Edebiyata olan tutkusu ilkokul sıralarında başlayan ünlü şairin, lisenin ilk yıllarında
Yıldızlardan indim Yapraklardan indim Köpüklerden indim. Taş yumuşacık Toprak sıcak Merhameti öğrendim.
GECE ÖLÜMÜ
saat gecenin ikisinde, ciğerlerim bağırıyor sigaradan ruhumsa bitkin halde öyle mahzun haldeyim ki bu gece; bu gece gökyüzümde bir yıldız bile yok, bu gece ben bile anlayamıyorum geceyi, ölümü düşünmek sinsice sızıyor içime ölüm bu gece sade, düz, tek heceli. karamsarlığımın doruğundayım elimde sigaram sönmüyor, içiyorum, bitmiyor aklımda düşünceler, aklım yerinden çıkıyor, düşünceler çıkmıyor bir türlü batıyor tek tek, zımbalanıyor beynimin derinine anlatamamak, dayanılacak gibi değil sarılamamak, ağlayamamak, huzuru bilmemek… ılık bir ölüm tutkusu içimde dolaşıyor sahi, ne hoştur seni anlayacak olana kendini anlatmak ne güzeldir birinin omzunda ağlamak, sarılıp huzur bulmak bilmem kaçıncı uykuda beni de birkez anlasanız ya? sarılabilir miyim size? ağlasam omzunuzda, ‘çocuk musun sen?’ der misiniz? huzurlu hissetsem ya birkez, gülümseseniz bana? uykuda diyorum çünkü, bunlar sadece rüyada olur, birgün hepimiz uykuya dalacağız bir anda bir çocuk masumluğundayım bu gece bu gece, sesinizden bir masal dinlemek istiyorum, ölmemek için rüyamda. ~Şiir bana aittir.
154 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.