"Bürokratik despotizm! Aydınlar devleti! Oligarşi! Silahlı ve silahsız bürokrasinin, mürekkep yalamışların, 'dışardakiler' üzerindeki Tanrısal denetim tutkusu. Geliştirdikleri grup narsizmi: Kendi düşünceleri, kendi duyguları, kendi gereksinimleri dışındaki dünyaları gönülden algılayamamaları. Giyimden damak zevkine kadar kendilerinden olmayanı, onaylamadıklarını algılayamama, aşağılama, eşyalaştırma, yok sayma tutkusu. Sosyal sadizm."
Sayfa 185 - PDFKitabı okuyor
Bir gölge gibi, ama yalnız kendisinin bir gölgesi gibi, bütün ömrünce hiçbir tutkusu olmamış, kazanacağı ya da yitireceği, beklediği, kendisine bir umut ya da umutsuzluk veren hiçbir şeyi yok gibidir.
Reklam
187 syf.
·
Not rated
·
Liked
Yıllar önce ortaokul zamanında okuduğumu anımsıyorum Kumarbaz’ı. Hatırlamak adına bir kez daha okudum. Kitabın yazılış hikayeside, kitaptaki Dostoyevski’nin yarı otobiyografik kesimleride çoğu kitapseverin malumu. Çocukluk yılları sarhoş bir baba ve hasta bir anne etrafında geçen Dostoyevski,  Petersburg Mühendis Okulu'nu bitirdikten sonra kısa
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202369.1k okunma
diyorlar ki gerçi büyükmüş sözlerim ama yararsızmış oysa onların büyüklüğü yararsızlıklarındandır yararlı olsaydı onlar çoktan küçülürlerdi bugüne dek üç hazinem var benim koruyup üstüne titrediğim biri sevgi biri kanaatkârlık biri cesaret etmemek dünyaya baş olmaya dünyaya baş olmaya cesaret etmeyen baş olur hükümdarlara oysa sevgisiz cesaret kanaatkâr olmadan cömertlik geride kalmadan baş olma tutkusu ölüm demektir savaşta sevgi zafere götürür savunmada sevgi yenilmez yapar gök kurtaracaksa birini korur onu sevgiyle
Sayfa 85 - Yol YayınlarıKitabı okudu
Çocuklarımıza kendi dünyalarından önce sekiz kat göklerdeki yıldızların ve devinimlerinin bilimini öğretmek büyük bir saflıktır. Anaksimenes Pythagorasa şunu yazmış. '' Gözlerimin önünde ölüm ve kölelik dururken yıldızların düzeniyle nasıl uğraşabilirim?Herkesin şöyle düşünmesi lazım:Bizi para tutkusu, mevki tutkusu, saygısızlık, geri kafalılık içimizden yıkarken gidip de dünyanın dönüşüyle mi uğraşacağım?
Senin zülüflerin dokunaklı bir özgürlüktü albümlerde.. Başkalarının tarif ettiği, bir mutluluktun nicedir .. Kimsenin bir dargınlık kadar öyküsü yoktu. Kırk eşiği vardı en büyük yakınların bile. Cebime doldurduğum harflerle gelmiştim ben. Sen o hayaldin, yaz topraklarından engin. Şarkısız zamanlardı. Okunaksız yazımı okunur kılmıştın.. Tuttum insanlarla konuştum. "Biz ötekinde akan suyuz" dedim Yaşamaksa suyun burgacı .. Bir kutup keşfiydi govdem ve dünya Bu ölüm düşüncesi, bu haz bu göklerden derin yasama tutkusu senden eserdir .. Kaldıysa bir güzeliģim bu 'aynalar pazarı 'nda Gözlerinin gözlerime değdiği yerlerimdir Sen gidip bir ölüye su versende dilinle ...
Sayfa 17 - kırmızıkediKitabı okudu
Reklam
Yazma tutkusu
Tutku, insanın yoksunluklarından yarattığı en yapıcı, en yıkıcı yaşama arzusudur, tek yaşama nişanıdır. Yazmaktan aşka, bir tutkumuz yoksa ne yaşamak sevinç verir bize ne ölüm acı verir. Şarkımız olmaz. Sokağımız olmaz. Yıldızımız olmaz. Mutsuzluğumuz olmaz. Yalnızlığımız bile olmaz.
Sayfa 55 - 2018Kitabı okudu
Yaşamak tutkusu
Öyleyse bu yaşamak tutkusu nedir? Şu yaşam dediğimiz şey binlerce ölümü gizler; Ama o korktuğumuz ölüm yaşamı dengeler.
Anaksimenes, Pythagoras'a şunu yazmış: Gözlerimin önünde ölüm ve kölelik dururken yıldızların düzeniyle nasıl uğraşabilirim? Herkesin şöyle düşünmesi gerekli: Bizi para tutkusu, mevki tutkusu, saygısızlık, geri kafalılık içimizde yıkarken gidip de dünyanın dönüşüyle mi uğraşacağım?
1,000 öğeden 671 ile 680 arasındakiler gösteriliyor.