Kürk Mantolu Madonna, Türk Edebiyatı’nın popülaritesini hala koruyan nadide eserlerinden bir tanesidir. Eser 1943 yılında Sebahattin Ali tarafından kaleme alınmıştır. Hikayemizin kahramanı olan Raif Efendi’nin Berlin’de geçirdiği yaklaşık 1 yıllık süreci ve o süreçten sonra üzerinde bıraktığı etki anlatılmaktadır.Umursamaz bir babanın oğlu olan
“Bize kalırsa aşkı tanımayan bir okuyucu bu kitabı hiç okumamalıdır.” İfadesiyle başlayan kitap “Böyle bir öykü yalnızca elemi anlatacağı için şimdiki insanlara çok da çekici gelmeyecektir” diye devam ediyor ve kitabı bunları göze alarak okumaya başlıyorsunuz.
Babil’de Ölüm İstanbul’ Aşk kitabını okurken aslında baştan sona Osmanlı’nın çöküşüne
-“Sufi Müslüman, mistik demektir. Önemli olan tek şey aşk dedi coşkuyla.”
-Bir konuşmasını anlatıyor Schimmel önce. Bu konuşmasında yer alan şeyi önsözüne taşıyor ve tasavvufun mistisizm olduğunu hemen sayfanın başında veriyor Avrupalılara. Halbuki mistisizm kavramıyla İslam tasavvufu arasında yakından ya da uzaktan hiçbir ilişki yok. Çünkü
"Önünde sonunda uzun yaşın sonu ölüm! Ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın! Günahınızı Muhammed Mustafa yüzü suyuna bağışlasın! 'Amin!' diyenler didar görsün!
KIZIM KOCASININ ELİNE BAKMASIN...!
AYAKLARI ÜZERINDE DURSUN ...
DİYEN ANA-BABALARA İTHAF OLUNUR...👇
__________
Geçenlerde, bir dönemin ilahiyat mezunları buluşmasında idim..
Ve maalesef yeni nesil ilahiyatçılar arasında bile “ev hanımı olmak, anne olmak ne de zor bir durummuş”,
bunu gözlemledim...
.
Okumaktan evliliğe vakit ayırmayan ve artık
“Derin yaşamak ve hayatı iliğine kadar özümsemek istiyordum.
Yaşama dair olmayan her şeyi bozguna uğratmak için.
Ve ölüm vaktim geldiğinde, aslında hiç yaşamamış olduğumu keşfetmemek için."