"Ve gece bir deniz kızı gibiydi. Şarkılarla başladı yıldız yıldız; köpük, köpük. Kâh bir çöl rüzgârı gibi yakıcı, kâh bir çöl gecesi kadar serin. Hangi beste sözün musikisiyle, sözün füsunuyla boy ölçüşebilir. Kelime kanattır, kelime buse. Ve gece senin gibi başladı. Avuçların avuçlarımda rüyasını gördüğüm birer altın meyveydi, ölümsüzlük meyvesi. Birer güvercindi avuçların avuçlarımda, hayalimi uzak iklimlere kanatlandıran birer güvercin. O anda ölüm de hayat kadar güzeldi. Ve gece bir deniz kızı gibi bitti."
ÖLÜM VAR MAYAMIZDA
Hiç düşündük mü? Ölüm var mayamızda O mayadan doğdu özümüz Önceki dünyamızda Sevgiye bir yürek Vücuda kemik oldu, et oldu Maya tutunca bir can/ruh geldi Geliştik bir insan yavrusuna döndük
Reklam
+ Hep böyle misin? İnsanlara karşı fazla anlayışlı, hiç sitem etmeyen, bağırmayan, hayır diyemeyen, alttan alan, sürekli özür dileyen biri misin yani? Ya da neden böylesin? - Korkuyorum. + ??? - İnsanları incitmekten işte. + Neden ama? - İncinmenin ne demek olduğunu, incinen insanın neler hissedebileceğini bildiğimden. + Çok mu incindin? - Pek
18 MART ÇANAKKALE DESTANI
18 MART ÇANAKKALE DESTANI Şair Mesut Kılıçoğlu Çanakkale’yi yazıyorum size, Selâm olsun tüm şehidlerimize. Anlatacağım yiğit Mehmetleri,
“Ve gece bir deniz kızı gibiydi. Şarkılarla başladı yıldız yıldız; köpük, köpük. Kâh bir çöl rüzgârı gibi yakıcı, kâh bir çöl gecesi kadar serin. Hangi beste sözün musikisiyle, sözün füsunuyla boy ölçüşebilir. Kelime kanattır, kelime buse. Ve gece bir deniz kızı gibi başladı. Harikulade gözleri vardı gecenin. Ve saçları bir kucak alevdiler ve dudaklarında bütün yaraları kapayan, bütün zilletlerin hatırasını silen bir iksir. Neden Ülis, neden Ülis’in dostları deniz kızlarına koşmazlar. Hayat da beynimizi kemirir, kalbimizi kemirir. Hem de çirkef bir kocakarı, şiirsiz, şarkısız. Sirenlere koşmamış Ülis, bir alay yavukluya dişi köpek cilveleri yapan Penelop’a koşmuş. Ve gece senin gibi başladı. Avuçların avuçlarımda rüyasını gördüğüm birer altın meyveydi, ölümsüzlük meyvesi. Birer güvercindi avuçların avuçlarımda, hayalimi uzak iklimlere kanatlandıran birer güvercin. O anda ölüm de hayat kadar güzeldi. Ve gece bir deniz kızı gibi bitti. Birden güneş battı ufkumda. Yıldızlarım camdan birer fener gibi kırıldı. Kaderin sunduğu kadehi hırçın ellerimle kırmamalıydım..”
Cemil Meriç
Cemil Meriç
Haberin yok: Bu cümledeki "haber" kelimesi, bilgi veya haberdar olma anlamına gelir. "Yok" ise olumsuzluk eki olarak kullanılır. Bu nedenle, "haberin yok" ifadesi, bir şeyden haberdar olmadığınız anlamına gelir. Ölüyorum: "Ölmek" fiili, hayati fonksiyonların durması ve yaşamın sona ermesi anlamına gelir. Bu fiil, birinin ölümünün yakın olduğunu veya gerçekleştiğini ifade eder. Temalar: Yalnızlık Ölüm Pişmanlık Hüzün Kabulleniş
K.

K.

@eeymen_1905
·
11 Mart 21:04
Haberin yok ölüyorum.
Reklam
Kalp
Kalp hasas bir terazi gibidir Ölç, tart sonra karar ver Kalbine alacaklarını ve kalbinden çıkaracaklarını Kalp büyüktür inanırsan Aşk kalp karşısında diz çöktü Karar ve kararsızlık içinde Ya sevgi Ya sevgisizlik Kalbe ölüm ile ölümsüzlük gibi ortasında kalmış...
Materyalistler için ölüm kaygısı olmamalı sonuçta sahip olduğu madde ve mineraller,doğaya karışıp börtü böcek olacak,maddesel varlığı sadece form değiştirecek. Ama en çok ölüm kaygısı yaşayan ve ölümsüzlük için ha bire kendi bedenini yontan,maddenin dış harekete muhtac matematiksel mekanizme sabitlenmiş sahip formu olan teknoloji ile sürekli entegre olma derdinde olanda onlar. Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nun dediği gibi bunlar bizim sahip olduğumuz hakikat mihengine sürekli tersten yaklaşmaya çalışanlardır #220741688
SametBirkâr

SametBirkâr

@xwandekarr
·
25 Şubat 09:46
Müthiş
Niçin varlığımızın başka bir varlı­ğın bünyesinde erimesine direnmekteyiz? Maddi varlığımı­zın başka bir madde kompozisyonuna katılmasına niçin ölüm diyoruz? Böyle bir ölümün maddi varlığımızı tehdit etmesi muhal olduğu halde bizim korumak istediğimiz nedir? Görülüyor ki, ölüm, maddi varlığımızı değil, orijinalliğimizi ve manamızı tehdit etmektedir. Apaçık görülüyor ki, "ben" bu orijinalitedir.
"Hâlâ" veya "Hâlen"
Kimliksiz bir aynada küflenen bir şimdiki zaman ifadesi olabilir "hâlâ". Farsçada şimdi anlamında kullanılıyor bu kelime. Bizde ise uzatılmış bir şimdiki zamanı andırıyor daha çok. Geçmiş zaman telvesi, terler içinde bir avuçiçi çizgisi... Aynaya bakmanın yorgunluğunu hissediyorum, ayna beni sonsuz hafifliğimle taşırken. "Hala"
Victor Hugo ölüm döşeğindeki Balzac’ı ziyaretini anılarında anlatır: Zili çaldım. Bulutların arasında ay parlıyordu. Sokak terk edilmişti. Kimse çıkmadı, ikinci kez çaldım zili. Kapı açıldı. Elinde mumla bir hizmetçi kız çıktı. “Beyefendi ne emrederler?” Ağlıyordu. Adımı söyledim. Düz zemin üzerinde duran ve şöminenin karşısındaki konsolun
Reklam
Maurice Blanchot
Maurice Blanchot
Gereken, putların uyuşuk sonsuzluğunda kalmak d eğil de değişmek, evrensel dönüşüme katkı da bulunmak için yok olmaktır: Adsız olarak d evinime geçmek ve yalnızca aylak bir ad olmamak. Öyleyse, yaratıcıların ölümsüzlük düşleri yalnızca bayağı değil h atalı da görünür ve dünya içinde ve dünyanın gelişmesi için adsız olarak gerçekleştirilmiş herhangi bir gerçek eylem ölüm üstünde daha haklı, daha kesin, hiç değilse artık kendisi olmamanın bayağı pişmanlığından kurtulmuş bir utkuyu dile getirir gibidir.
Seni Sevmek ( Metehan Temizel )
Seni sevmek; Bir intihar bombacısının hayatta kalma ihtimali, Seni sevmek; Yerçekimine muhalefet, Bulutsuz bir gökyüzünde doğal bir felaket… Seni sevmek; Temmuz’da kar,
Bir hiç olarak an'da var olabilen sadece sendin çünkü doğduğun ilk gün ölümsüzlük andı içmiştin ama biliyorsun ki Zaman asla boyun eğmez verilen sözlere, var olmanı istedikleri günü bekle ki yakındır ecelin, ölüm selamını verdiğinde Zaman'a, göz kırpar arkadan Zaman ona ve en sonunda hiç olacak bir nefestir tüm hayatın...
262 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.